Ferdi Sabit Soyer

Ferdi Sabit Soyer

KEVGİR...

A+A-

 

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken meydana gelen ama gözden gizlenen pek çok gelişmeyi  iyice değerlendirmek gerekmektedir.
Çünkü bunlar gerçekte içinde bulunduğumuz halin göstergeleridir.

LİMASOL'dan ALANYA'ya

Malta bandıralı bir yolcu gemisi Alanya Limanı'na dönük  3. seferini gerçekleştirmiş.
Söz konusu yolcu gemisi, eskiden, Limasol - Rodos sonra Alanya veya Marmaris'e yaptığı seferlerini, şimdi, Limasol çıkışı ile doğrudan ALANYA'ya yapmaya başlamış.
Elbette Alanya esnafı, turizmcisi bu programdan memnundur.
Buna birinin şikâyet hakkı olduğuna inanmıyorum. Bu ekonomik ilişki  oldukça güzel ve olumlu bir olaydır.
Ancak, bu konuyu bizim  farklı düşünmemiz gerekir.
Bilindiği gibi Kıbrıs sorunu nedeni ile yıllardır Mağusa, Girne limanları uluslararası bir yasak olmamasına karşın, uluslararası ticarette hep sorun olmuştur.
Özellikle 1983 KKTC ilanından sonra ve 1995'te  gündeme gelen ABAD kararı ile bu fiili bir yasağa dönmüş bulunmaktadır.
İşte bu gelişmeler olurken Türkiye de bir karar almış ve Hava sahasını Cyprus Airways'e kapatırken, ayni zamanda Kıbrıs limanlarından çıkan gemilerin doğrudan Türkiye limanlarına gelişini de yasaklanmıştır.
Bu uygulama sonuç itibarı ile Doğu Akdeniz merkezli evrensel ticarete ve denizciliğe
de bir darbe vurmuştur.
Bu yalnız bizi ve Türkiye'yi değil, bölgede ticaret yapan başta AB olmak üzere pek çok ülkeyi de sıkıntıya sokmuştur.
Bu nedenle Kıbrıs sorununa çözüm bulunması çabaları içinde gündeme gelen Güven Artırcı Önlemlerin bir taneside, hep, karşılıklı olarak deniz ve hava ulaşımında oluşan bu yasakları kaldırmak arayışı olmuştur.
Evet, dünyanın globalleştiği, ticaretin ulusal sınırları aştığı bir zamanda bu yasakların hiç bir mantığı yoktur.
Ancak Kıbrıs sorunu daha çözülmediği için bu yasaklar, ticaretin kendi dinamiği ile delinmeye başlamıştır.
Yani siyaset, hayatın gerçeğinin gerisinde kalmaya başladı.
Şimdi ALANYA'ya yapılan bu sefer, gerçekte bunun en büyük göstergesidir. Ekonomik dinamik, siyaseti Kevgire döndürüyor. Tıpkı Türkiye'den, Güney Kıbrıs'a dönük olarak yapılan milyonlarca dolarlık ithalat  gibi.

KEVGİRİN ÜSTÜNDE KALMA HALLERİ

Ekonominin kendi dinamiği, tutucu ve yasakçı  siyaseti, "Kevgire" döndürürken biz, Kuzey Kıbrıs'ta, bu kevgirin deliklerinden dahi geçemeyecek ve üstünde kalacak bir haldeyiz. Bu yüzden dışımızda gelişen bu gelişmeleri izlemekle kalıyoruz.
Çünkü ekonomik güç olarak zayıf ve Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü nedeni ile de uluslararası siyasi ve hukuki ilişkilerin  içinde olmadığımız için, ekonominin kendi  dinamiği ile yasakları aşan   bu kevgirinin deliklerinden de akamıyoruz.
Çünkü ne kadar karşıt olurlarsa olsunlar, Türkiye ve KC uluslararası hukuk ve siyasetin bir parçasıdır. Bu nedenle bu temel onlara hem ekonomik hem de yaşamın diğer alanlarında ilişki zemini sağlamaktadır.
Evet, Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesidir. Türkiye değildir.
Ama Türkiye, AB ile Gümrük Birliği ile bağlıdır. Dünya ticaretinde önemli bir güçtür.  Dünya ile çok yönlü ekonomik siyasi, hukuki ve ticari bağı vardır. Ayrıca AB ile çok yönlü zengin ekonomik ilişkisi vardır.
Dolayısı ile siyasetin getirdiği duvarlar, ekonominin dinamiği ile KC ile TC arasında ister istemez  "Kevgire" dönmektedir.
Biz ise, her açıdan bunu uzaktan seyreden ve bundan yararlanamayacak bir haldeyiz.
Bu "kevgir " olma haline de öyle hamasetle karşı çıkmak da mümkün değildir. Fakat  bu halide hamasetle örtmek hiç olanaklı değildir.
Üstelik bunu örtmeye kalkmak, Kıbrıs Türk halkının toplumsal varlığına dönük zarar vermekten başka bir  şey de getirmez.
Çünkü bu deve kuşu bakışının yol açtığı ilişki biçiminden kaybeden Kıbrıslı Türkler olur.
Bu yüzden bunu yeni bir bakış açısı ile ele almamız kaçınılmazdır.

KTFF ve KOP

Şimdi KTFF ile KOP arasında kurulmaya çalışan ilişkiye dönük hamasetle dan dun  edenler, bu Limasol - Alanya bağını  nasıl yorumlayacaklar? Bu ilişki nedeni
ile  Alanya esnafına, turizmcisine kahrolsun mu diyeceklerdir? Yoksa KTFF yaptıkları sözde efelenme gibi " sizinle ilişkileri askıya aldık " mı diyecekler?
Bunu yemezler.
Üstelik bunu Alanya insanına dönük dediklerinde  ne olacak?
Eğer hamasetle bu yolu Türkiye'ye manevi baskı ile kapatacaklarını  sanırlarsa, hem bize, hem onlara en büyük darbeyi vuracaklardır.
Böyle iş olmaz.
Bu yüzden artık aklımızı başımıza toplamaktan  ve farklı bir bakış açısı ile olayları ele almaktan başka çaremiz yoktur. Sakin kafa ile duyguların ötesinde hareket edip, reel gerçekler temelinde düşünmemiz gerekir.
Kıbrıs sorunu için  Ortak Belge temelinde Federal Çözüm için çaba harcarken, KTFF ile KOP arasında oluşan ortama benzer, bizim kurumsal varlığımızı göz ardı etmeyecek, yeni ilişki biçimlerini düşünecek, bir yeni bakışa da şiddetle ihtiyacımız vardır.
Bunun yolunu döşemezsek, siyasetin önümüze diktiği ve artık çürümeye başlayan duvarlar;  ekonominin dinamiği ile bize rağmen "Kevgire " dönecek ve bizde asla bu kevgirin deliklerinden de süzülüp akamayacağız.
Bu bakımdan, KTFF dönük, KOP'la ilişkileri,  retçi  tavrın dışında düşündüğü için, ona dönük devletin ilişkilerini,  "askıya aldım, destek olmayacağım" gibi tehdit dolu açıklamalar yapan DP ve UBP anlayışının dışında, bir arayışı topluma getirecek bir düşünsel açıklığa ihtiyacımız vardır.
Dolayısı ile CB seçimlerinde Malta bandıralı geminin ALANYA'ya gidişine ses vermeyen, ama yeni bir arayışı KTFF - KOP arasında olduğu gibi bloke etmeye çalışan Eroğlu zihniyetine karşı, Sayın Sibel Siber'in seçilmesi önem taşımaktadır.
Neden?
Bu yeni ve önemli gelişmeleri hamasetten uzak değerlendirmek ve Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan halkları arasında yeni ve çağdaş bir ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal
ilişki  biçimini başlatmak için.
Bu başarılamazsa, KOP'la ilişkiye hayır ama Türkiye Ümit Milli Takımının Güneyde maç oynamasını seyretme gibi, yolcu gemisinin  Alanya'yı  ziyareti ve Güney ile Türkiye arasında gelişen ticaret ve turizm gibi, Türkiye ve KC arasında oluşacak ekonomik, siyasi ve toplumsal pek çok ilişkiyi yalnızca seyreden olarak kalacağız.
Ama "Girne'den Yol Bağladık Anadolu'ya" şarkısını dinlerken,  Larnaka, Limasol, Baf hava ve deniz limanlarından Anadolu'ya doğru akan pek çok yolun ve kanalın içinden gidip gelecek olan  değerleri de uzaktan seyreden halde olacağız.

Bu yazı toplam 2607 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar