1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. 'İNSANİ YARDIM’ MI?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

'İNSANİ YARDIM’ MI?

A+A-

Tarihin farklı dönemlerinde farklı insan toplulukları sıkıntı yaşadı, yaşıyor.

Depremler, sel felaketleri, yangınlar… Yani doğal afetler sonrası insanların ihtiyaçları normal günlerdeki gibi karşılanamıyor.

Ve savaşlar, çatışmalar, şiddet olayları sonrası da… Yani doğadan değil, insandan kaynaklanan olaylar nedeniyle de insanlar aç, ilaçsız, açıkta kalabiliyor.

Tarihin milenyumu vurduğu, uygarlığın ‘çok ilerlediği’ bu çağda bile savaşlar, açlıklar, yıkımlar sürüyor.

Gıda ve sağlık hizmeti alamayan, evsiz, çaresiz insanların sayısı milyonlarla ifade ediliyor.

Kızıl Haç, Kızılay gibi örgütler ve BM başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlar bu tür durumlara müdahil olup, insanların dertlerine derman olmaya çalışıyor.

Ülkeler ve kuruluşların yanı sıra bireyler de para, ilaç, gıda, malzeme yardımları yapıyor.

Buna 'İnsani yardım' deniliyor.

***

Kıbrıslı Türkler yıllarca böyle yaşadı. ‘Raşon’ denilen yardımlarla…

Dolayısıyla ‘insani yardım’ın ne olduğunu en iyi anlayabilecek toplumlardan biridir Kıbrıslı Türkler…

Gerek göçmen kamplarında, gerek getto dönemlerinde, hatta 1974 sonrasında dahi ‘insani yardım’ devam etti.

6 yaşındaki aklımla hatırladığım, Limasol bölgesinden on binlerce insanın 6 ay boyunca kaldığı Paramal Göçmen Çadırları’ndaki bütün ihtiyaçlarımız ‘insani yardım’la karşılanıyordu.

Bizim Çatalköy’de ilkokula gittiğimiz yıllarda BM Barış Gücü kamyonlarının taşıdığı süt ve diğer gıda ürünleri de bu kapsamdaydı.

Bunları yaşamamış, görmemiş olsaydık da sonuç değişmezdi.

'İnsani yardım' insani yardımdır.

Adı üstünde: İnsani!

***

Orası öyle ama bizim Dışişleri Bakanımızın 'insani' konularla arası pek iyi değil.

O yüzdendir ki 300 Rum, Ermeni ve Maronit'in 2 kilo fasulya, 1 kilo pirinç, 3 kalıp tereyağına göz dikti!

Vergi alacakmış!

Daha 2 hafta önce milyonlarca liralık vergiyi bağışlamışken üstelik!

Memlekette alınması gereken vergileri toplamaktan acizken üstelik!

Kumarhane gecelerinin 'sanaat' takımından kuruş vergi alamıyorken üstelik!

***

Tabii ki Tahsin beyin niyeti birkaç torba kuru böğrülce, üç beş kasa soğan ile birkaç yüz konserveden vergi almak değil.

Maksat gerginlik çıksın.

Maksat güneydeki çözüm karşıtları ajite olsun.

Etki tepki ilkesi devreye girsin.

İpler gerilsin.

Ay Mamas da bu yüzden yasaklandı.

Maraş'taki 'pasaportla girilebilen' ve ırkçı ve de ayırımcı plaj da bu yüzden açıldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı da Guterres'e 'Anastasiadis'in çözüme hazır olmadığını' anlatmak için canını yesin!

Vah ki ne vah!..

Bu yazı toplam 1403 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar