1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Hiç utanma, söyle !
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Hiç utanma, söyle !

A+A-

Panolar, bir dışa vurum sağladı!
"Şiddet"in gün ışığına çıkması bu.
Ve elbette cehaletin!

***

Evet, bir "korku" var.
Toplumda halen "çoğunluk" anababa, bunun "hayalinden" korkar, ürker...
Eğer çocuğu bir gün gelir de "ben eşcinselim" derse...
Öğretilmiş, dayatılmış, beyinlere işlenmiş olan “utanılması gerektiğidir” çünkü...
Tam da bunun için iyi bir "şok" oldu, yüzleştiğimiz manzara.

***

Ne yazıyor panolarda?
- "Ben lezbiyenim."
- "Ben geyim."

Kimileri ne okuyor bunu? Nasıl okuyor?
Mesele bu!
"Küfür" gibi algılıyorlar ya da "pornografi"!
"Adam" lafını "doğru, sağlam, güvenilir" manasında kullananlar, senelerce "kadın"a böyle bir ayrımcılıkla baktılar...
"Kancık" lafı nasıl türedi sanırsınız, "güvenilmez, iki yüzlü, dönek" anlamında...

***

"Adam gibi bira" yazınca, kimse, "ne ayıp" demiyor!
Ya da "ben adamım" yazsa ne olacak?
Oysa şimdi tam bir şiddet yansıması var.
Şiddetin ille “vurdulu kırdılı” olması gerekmiyor.

***

Panolara bakıyoruz…
Küfür yok, hakaret yok, pornografi yok, ırkçılık yok, ne var?
Demek ki bu farkındalığa ihtiyaç varmış, tepkileri gördükten sonra daha iyi anlıyor insan....

***

"Görünür" olmasından utanıyorlar, sokakta çok çeşitliliğin!
- "Gizleniniz" diyorlar aslında, iç dillerinde…
“Ayıp” diyorlar…
Onca gerçek ayıbı görmezden gelerek…

***

“Çocuklarımıza nasıl anlatırız” sorusu üzerinden itiraz var, bir de...
Kent dışına sürerken araçlarınızı, lunapark misali rengarenk ışıklarla donatılmış ‘mekanları’ nasıl anlattığınızı sorgulasanız ya önce!

***

Tüm tutucular, milliyetçiler, bağnazlar, dünyanın her yerinde böyle karşı çıkıyorlar, benzer kampanyalara!
Irkçılık bu!
Hani o panolardaki ifadelerin yerine, ikinci kampanya için önerimdir, şu yazılsa:
"Hiç utanma kafatasçıyım de !"
 

 

------------------------------

Kabına sığmaz bir özgürlük

"Cinci Bakan"ı şaşırarak okumuştum!
Belki yanlış anlaşıldı diyerek, umutla bekledim, bir düzeltme.
"Öyle demek istemedim" dese, sevinecektim.
Bu çağda, "cinlerin ve perilerin" varlığında ısrarlı bir "eğitim" otoritesi ağır geldi hani!
"Kitapta yazıyor" tamam da...
O kitapta her yazanı eğitim sistemine dahil edeceksek, yandık!

***

Cinler ve periler derken "cadılar" çıktı ortaya!
"Gençler" diyecektim de....
Bir baktım her yaştan insan sokakta!...
İster özenti deyiniz, ister delilik, tam bir "bayram" görüntüsü bu!
Hatta "bayram işte bu..."

***

Bir gece evvel sanırım, ilk kez "şölen yürüyüşü" ile kutlanmak istendi, Türkiye'nin Cumhuriyet bayramı.
"Askeri tören"e kıyasla olumlu bir adım olsa da "zihniyet" temelde aynı!
Gençler artık başkalarının kendilerine biçtiği bir senaryoda rol almak istemiyor.
Daha fazla özgürlük istiyor...

İçtenlik istiyor, samimiyet istiyor, doğallık istiyor.
"Kimin ne konuşacağına" başkalarının karar verdiği, "ne zaman yürünecek, ne zaman durulacak, ne giyilecek, nasıl gülünecek" gibi eylemlerin "emirle" düzenlediği yerde "bayram" falan olmuyor!
“Hiyerarşi” ve “coşku” birbiriyle zıtlaşıyor! Biri varsa, ötekinin havası kaçıyor.

***

Sokakta "cadılaşan" nesil, kabına sığmaz bir özgürlükle her türden otoriteye meydan okuyor.
Dünya küçüldü lafı boşuna değil hani!
Artık "ders kitapları"yla büyümüyor kuşaklar! Dünyanın dört bir yanını yaşıyor an be an....

***

Şimdi bir düşününüz, 19 Mayıs'larda, o kızgın güneşin altında, tek tip kıyafetlerle, talimli maymunlar misali 'ritmik' hareketleri... Bir de "cadılar" gecesinde bakınız sokağa...
Hangisi bayram sizce?
Hangisinde mutlu insanlar?

------------------------------

haftanın notcukları

-Üniversitelerimizin “öğrenci kabul eleği” epeyce büyük delikli!
Yani "parayı veren, okuyor" söylemi çok yanlış değil.
Öyle "seçici" ya da "elemeci" bir arayışımız yok.
Sonuç meydanda!


- EMLAKTAKİ çılgınlığın sebebini anlayan var mı? Her yerde binalar yükseliyor ve ‘kapış kapış’ !
Peki, değirmenin suyu nereden?


-"Üniversitelerimizin öğrenci sayısı 93 bin 292" olmuş!
ÇOKLUKLA övünmek bize özgü!
İçeriğe hiç bakmadan!
‘Kara sinek’ de bol ama Caretta kaplumbağalarına titriyor dünyanın kalbi!


- Grip salgını zamanı! Ballı limonlu çay bu mevsimin modası...

-Karatay teyze “zeytinyağı içiniz” diyor, şurup gibi !

-KASIM geldi, ARALIK kapıda, kısa kollular halen kalkmadı rafa!

-Öyle anlaşılıyor ki, Yılmaz Erdoğan’ın “EKŞİ LİMONLAR”ını gidip mutlaka izlemek lazım!


-CUMHURİYET’in suç unsurlarından biri, “Eksik demokrasi” manşeti (!)
‘EKSİK’ lafı az kalıyor diye mi?

Mediha deyze, işimiz boru !

Bu yazı toplam 2458 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar