1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Eroğlu'nun çözümü, varlığı ve bir program
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Eroğlu'nun çözümü, varlığı ve bir program

A+A-

 

"Eroğlu programa geliyor" dediğinde sevgili Damla ne yalan söyleyim inanmamıştım.
İhtimal de vermemiştim geleceğine.
Doğrusu bu yazıyı da stüdyoda tamamlıyorum, çünkü, Derviş Eroğlu karşımıza oturana, stüdyodaki yerini alana kadar tereddüt içindeydim.

***

Gazeteci dostlarımızla birlikte devlet ekranında adayları sorgulamak bizim açımızdan elbette keyifli.
Tüm yorgunluklarına rağmen Cumhurbaşkanı adayları için de öyledir, eminim...
Bir seçim sürecinde kendinizi anlatmaktan, eleştirileri yanıtlamaktan, merak edilenlere yanıt vermekten güzel ne olabilir ki...
Üstelik de köy köy, ev ev gezmek yerine, onca mekana konuk oluyor, sesinizi iletiyorsunuz.
Yeter ki kendinize güveniniz.

***

Eroğlu önceki seçimi 'susarak' kazanmıştı.
Bu kez de öyle başladı...
Ama bakıyorum son bir haftadır tüm televizyon programlarına katılıyor.
Ya durum 'vahim', pek çok siyasi aktörün iddası gibi "Eroğlu'nun oylarında çözülme var."
Ya da bir anda "niye susuyorum, niye kaçıyorum" dedi kendi kendine...

***

Peki Eroğlu ne konuştu?
Doğrusu öylesine yorgun görünüyordu ki sayın Eroğlu, "sorgulamak" konusunda motive olamadık.
'Korku' siyasetini sürdürüyor Eroğlu.
Kendi hayalindeki 'çözüm'ü yine kendi imzasını taşıyan 11 Şubat ortak metni ile öpüştürmek istiyor ancak 'ten uyumu' sağlanamıyor.
İmzasını attığı metin ile hayalini kurduğu ülke bambaşka...
"Çözüm" derken dahi "taksim"i tanımlıyor.
"İki ayrı devlet" diyor ancak belgedeki "tek egemenlik" ilkesini izah edemiyor, "Tek Vatandaşlık"ı yorumlarken "iç vatandaşlık"a kayıyor da "iç" kim "dış" kim anlatamıyor, böyle bir ayırım olmadığını da bilmiyor.
En nihayetinde Türkiye'den gelen göçmenlere "beyaz kimlik" gibi bir statü ağzından çıkıyor.
"Birleşik Kıbrıs"ı KKTC gibi okuyor, yazıyor, konuşuyor.
"Bu KKTC'yle gurur mu duyuyorsunuz" diye soruyorum, biriktirdiğimiz onca umutsuzluğu, çarpıklığı, adaletsizliği peş peşe sıralayarak.
"Bu söylemlerin modası geçti" diyor.
"Savaş sonrası her devlet böyledir" sözleriyle sindiriyor "üleşme" düzenini.

***

'Modası' geçmek bilmez Eroğlu'yla belki 'son kez' yüzleşiyoruz böylece, bir seçim yarışı öncesinde...
Neredeyse "hiç partizanlık yapmadığı"nı dahi öğrenerek (!)

( Ve Eroğlu mal varlığını da açıkladı programda, yetiştirip yazmaya çalıştım. Lefkoşa'da 1 ev, 1 arsa, Mağusa'da 1 ev 1 arsa, 4 apartman dairesi, 1 dükkan yine Mağusa'da, 600 bin kusur TL Koopbank'ta, İktisatbank'ta 462 bin TL, Vakıflar'da 410 bin TL, ayrıca 275 bin sterlin, 407 bin dolar mevduat. 2008 model araba. Mağusa'da bir de 74 öncesi alınan arazi. )

Bu yazı toplam 2132 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar