1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “AP’deki iki sandalye için sesimizi duyurmalıyız”
“AP’deki iki sandalye için sesimizi duyurmalıyız”

“AP’deki iki sandalye için sesimizi duyurmalıyız”

CTP Gençlik Örgütü’nün Avrupa’daki adımlarını açıklayan Dış İlişkiler Sekreteri Barış Önel, Avrupa Parlamentosu ve burada yer almanın önemine değindi, yakın zamanda başlayacak olan Kıbrıs sorunu konusundaki görüşmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu

A+A-

“Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki sandalye vardır, sesimizi duyurmalıyız”

 “Bizim iyi niyetimizin görülmemesi gibi bir lüksümüz yoktur çünkü ezilen biziz. Uluslararası alanda iyi niyetimiz görülmeli. Çözüm istemini sürekli bir şekilde dile getirmek, çalışmak, çabalamak bir eziklik değildir, tarafını belli etmektir”

 

Fehime ALASYA


Avrupa Birliği’nde uzun yıllardır çalışmalar yürüten Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü Dış İlişkiler Sekreteri Barış Önel, “Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki sandalye vardır, sesimizi duyurmalıyız” dedi.

Barış Önel, bu bağlamda Avrupa Parlamentosu’nda etkin rol almanın önemine değindi.

Gerek Avrupa Parlamentosu gerekse Genç Sosyalistler ve Uluslar Arası Sosyalist Gençlik Birliği gibi alanlarda tam üyeliklerinin bulunduğunu kaydeden Önel, bu alanlarda tam üyeler ve tam üye organizasyonlar gibi haklarının olduğunu ve bu hakların tümünü de eşit şekilde kullandıklarını ifade etti.

Hem iç, hem de dış dünyada sınırları aşmanın yollarına ve önemine değinen Barış Önel, Avrupa Parlamentosu’nda temsiliyetin bu açıdan çok önemli olduğuna işaret etti.

“Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki sandalye var” diyen Önel, bu çerçevede haklarımızın bilincinde olmanın ve bu hakları kullanmanın öneminde vurgu yaptı.

Önümüzdeki hafta Kıbrıs sorunu konusunda görüşmelerin yeniden başlayacağı, yeni bir ivmenin doğduğunu ifade eden Önel, toplumsal olarak da sokakta aktif rol alarak destek olunması gerektiğini söyledi.

Önel, toplumsal olarak görüşmelere odaklanılmamasının ve sokakta aktif rol alınmamasının nedenlerine de değindi.

Çözüm istemini sürekli dile getirmenin, bu uğurda çalışıp çabalamanın ‘eziklik’ olarak algılanmaması gerektiğine değinen Önel, “Ucu açık olsa da Cumhurbaşkanı sonuna kadar mücadele etmeli. Bizim iyi niyetimizin görülmemesi gibi bir lüksümüz yoktur çünkü ezilen biziz. Uluslar arası alanda iyi niyetimiz görülmeli. Çözüm istemini sürekli bir şekilde dile getirmek, çalışmak, çabalamak bir eziklik değildir, tarafını belli etmektir” dedi.

 

“Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki sandalye vardır, sesimizi duyurmalıyız”

“CTP Gençlik Örgütü uzun bir dönemden beridir dış ilişkiler çalışmalarını yürütüyor. Bu çerçevede Avrupa sahnesinde hatırı sayılır etkinliklerimiz oluyor. Burada sınırlı olmayan, tam üyeler ve tam üye organizasyonlar gibi haklarımız var ve tümünü de eşit şekilde kullanıyoruz. Bunların dışında Avrupalı Genç Sosyalistlere tam üyeyiz ve Uluslar arası olarak ise Uluslar arası sosyalist gençlik birliğine de geçtiğimiz yıl tam üyelik aldık.

Bu çok büyük bir olay olmuştuk. Kıbrıs’ın güneyinden bu konuyla ilgili engellemeler olmuştu ama yine de tam üyeliği alabildik.

Şu anda Avrupalı Genç Sosyalistlerde Aşırı Sağla Mücadele Birliği Koordinatörlüğünü ben yapıyorum ve örgüt adına yürüttüğüm bu çalışmalar da bu çerçevede ne gibi önlemler alınabilir çalışmaları yapıyoruz, örgütün diğer birimlerini de bilgilendiriyoruz.  Geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de İşçi Partisi’ne de bir seminer vermiştik. Bu noktalarda bayağı aktifiz.”

 

“Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki sandalye vardır, sesimizi duyurmalıyız”

“Avrupa Parlamentosu da bizim Avrupalı Genç Sosyalistlerde aldığımız kararları dikkate alıp bunun sonucunda bazı tavsiye kararlarını uygulamaya geçirir.

Bu noktada bizler gençlik örgütü olarak Avrupa’da yaşayan tüm insanların kararlarına etkin bir şekilde müdahale edebiliyorken, kendimizi temsiliyet noktasında çok büyük bir sorun yaşıyoruz. Çünkü Avrupa Parlamentosu aslında AB ülkelerine uyum sağlayan bir siyasi mekanizmadır.

Biz hayal ettiğimizi gerçekleştiremiyoruz, bu noktada bir temsiliyet sorunu var. Bence bu noktada Kıbrıslı Türkler nesnel koşullar ışığında, federal Kıbrıs için çalışmak ve ekonomiyi iyileştirmek yanında 

yeni bir şeyler denemeli.

Kıbrıslı Türk Toplumu özellikle Avrupa Parlamentosu’na temsilci göndermek için belirli çalışmalar yapması gerek. Bu güneyden herhangi bir siyasi parti ile işbirliği içinde de olabilir, ayrı olarak da olabilir.

Ayrı olarak seçime girsek tanınmamazlıkla ilgili sorun yaşıyoruz. Bu tip sorunlar bizi bir noktada sınırlıyor. Kafamızdan bu sınırları atmalı, hakkımız olan şeyleri kullanmalı, bu hakları sık sık gündeme getirmeliyiz diye düşünüyorum. Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki adet sandalye vardır, bu haklarımızdan yararlanarak buralarda da sesimizi duyurmalıyız, bence bu çok önemli.

Bunları talep etmemiz, göz önünde bulundurmalıyız. Kendi kendimize sınırlar koymamalıyız, haklarımızı bilip, talep etmeli, sesimizi çıkarmalıyız. Yararlanabileceğimiz birçok fonlar vardır fakat sadece lobi faaliyetlerini temsiliyet bazında yürütebildiğimiz için çeşitli sorunlar ortaya çıkabiliyor. Ne zaman sesimizi duyurmaya çalışsak sorun yaşıyoruz ama her şeye rağmen çalışarak, ödün vererek çalışıyoruz.  

Kendi sınırlarımızı yıkmalıyız aksi halde sıkışmış ve boğulmuş bir şekilde iki eli boğazında olan bir yapı ile yaşamak zorunda kalırız. Şu an da yaşanan ve gölere neden olan da bence budur.

Sınırları nasıl aşabiliriz, nasıl kendimizi anlatarak sınırları aşabiliriz onları konuşmamız gerek bu açıdan Avrupa Parlamentosu’nda temsiliyet çok önemlidir.

Haklarımızdan yararlanıp kendi toplumumuzu sesini duyurmalıyız. Kıbrıslı Türklerin tüm hakları de facto olarak oradan silinmiştir. Kıbrıs’ın güneyinde hiçbir devlet dairesinde Türkçe yazılı bir form veya Türkçe konuşan bir memur yoktur. Bu ve bunun gibi birçok haklarımızı kullanmak adına bizim de parlamentoda temsiliyet yaratmamız çok önemlidir diye düşünüyorum. Biz hakkımız olan bir şeyi talep etmez de sınırlarla devam edersek günün sonunda sistem bizi boğacak.”

 

“Ekonomik bir buhrandayız, bu noktada toplum, sokakta aktif rol alamıyor”

 

q1-020.gif

 

“Çözüm güçleri hem güneyde hem de kuzeyde çözüm için çalışmalar yapıyor. Çözüm güçleri çare Federal Kıbrıs diyerek hareketlenmeye çalışıyor ama büyük bir eksiklik var. Çözüm güçlerinin hareketlenmesine karşın halkın umursamazlığı ve umursuzluğu bu sürece büyük bir darbe vuruyor. Halk kendi geleceğine sahip çıkma noktasında büyük bir noksanlık yaşıyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı da arkasında bir destek göremiyor, ‘mademki halkım bu haldedir ucu açık bir görüşmeye gidemem’ diyor.

Çözüm sürecine destek olurken halkın aktif olarak sokakta yer alması lazım. Bizler yaptığımız çeşitli programlarla bunu yapmaya çalışıyoruz. İki toplumlu programlarla, hem sosyal hem de siyasal aktivitelerle çalışmalar yapıyoruz, biz sürekli aktifiz ama sokak çalışması yok. Toplumsal olarak da ekonomik bir buhrandayız, bu noktada toplum, sokakta aktif rol alamıyor.”

 

“Çözüm istemini sürekli bir şekilde dile getirmek, çalışmak, çabalamak bir eziklik değildir”

“Ekonomik buhranda olsak da buna karşın çözüm olmazsa da değişen hiçbir şey olamayacağı konusunda da görüş belirtmeye başlandı. 

Ucu açık olsa da Cumhurbaşkanı sonuna kadar mücadele etmeli. Bizim iyi niyetimizin görülmemesi gibi bir lüksümüz yoktur çünkü ezilen biziz. Uluslar arası alanda iyi niyetimiz görülmeli. Çözüm istemini sürekli bir şekilde dile getirmek, çalışmak, çabalamak bir eziklik değildir, tarafını belli etmektir.”     

Bu haber toplam 2393 defa okunmuştur