1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Ümmetçilerin gövde gösterisi
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Ümmetçilerin gövde gösterisi

A+A-

 

Bu ülkede önemli gelişmeler yaşanıyor. Birileri toplumun ve ülkenin geleceğini şekillendirmek için net bir strateji çerçevesinde, bol paralar harcayarak faaliyetler yürütüyor.
Cuma akşamı Lefkoşa’nın göbeğinde, Otobüs Terminali’nde yapılan dini etkinlik, bu toplumun yapısına dönük bir meydan okumadır.
Konuyu bu temelde ele almamak, terminalde düzenlenen organizasyonu sırf ‘demokratik hak’ ya da ‘din ve ibadet özgürlüğü’ kapsamında okumak büyük bir yanılgıdır.
ESKAD adlı, güya ‘öğrenci derneği’ olan kuruluşun ‘miting’ havasında gerçekleştirdiği ‘Hala Sultan Anneler Günü’ başlıklı organizasyon sırasında yapılan konuşmalarda söylenen sözler laf ola edilmiş değildir.
Aksine, orada söylenenlerin çok ciddi bir ideolojik temele sahip olduğu ve Kıbrıs’ın ‘Sünni İslam Ümmeti’nin bir parçası’ olarak görüldüğü nettir.

***

Kanal SİM’in baştan sona izleyerek ülke gündemine taşıdığı ve büyük tepkilere yol açan terminal etkinliğini düzenleyen ESKAD geçen yıl aynı isim altındaki etkinliği Mağusa’daki KÜKOM’da, yani kapalı bir mekanda yapmış.
Bu yıl Lefkoşa’da, açık bir meydanı talep etmişler. İlk talepleri Selimiye Meydanı olmuş. Belediye “Orası uygun değil” deyince, rota terminale dönmüş.
O terminal ki Cemal Bulutoğluları döneminde az kalsın ‘Külliye’ye dönüştürülecek, başkentin göbeğinde dini bir yapımız olacaktı!
Kendi resmi internet sayfalarında kendilerini “KKTC’nin en büyük sivil toplum örgütü’ diye sıfatlandıran ESKAD’ın etkinliklerinin dini mekanlardan ve salonlardan meydanlara taşmasını iyi analiz etmek gerekiyor.

***

ESKAD etkinliğinde yapılan konuşmalar içinde en ideolojik olanı, Türkiye’den gelen İHH (İnsani Yardım Vakfı) Başkanı Bülent Fehmi Yıldırım’ınkiydi. Türkiye-İsrail ilişkilerinin son dönemde yaşadığı en büyük krizin müsebbibi Mavi Marmara gemisinde de yer aldığını söyleyen ve bundan övünen Yıldırım, Kıbrıs için “Siz nöbettesiniz, ribattasınız” diyor. ‘Ribat’ Arapça bir kelime ve ‘İslam’ın sınır karakolu’ anlamına geliyor.
Kıbrıslılar bu sözün benzerini geçmişte de “Türklüğün uç beyliği” şeklinde işitmişti.
Bu sefer ‘Osmanlı Ümmeti’ manasında bir ‘bekçilik’ görevimiz olduğunu söyledi bize Bülent Fehmi Yıldırım…
Mavi Marmara’nın Gazze’ye gidişini anlatırken “Hala Sultan’ın Kıbrıs’a çıkışının ardından, İslamiyetin ikinci seferi” diye nitelemesi ve Erdoğan’ı tarif edercesine “hala Sultan bu seferleri yapanların Padişah gibi olacağını söylemişti” demesi, ağızdan o an çıkmış sözler olamaz.

***

ESKAD’ın eski ve yeni başkanlarının söyledikleri de Kıbrıs’a nasıl bir bakış açısı olduğunu daha net hale getiriyor. Bir söyleşisinde eski ESKAD Başkanlarından Ahmet Özkaya “Niçin Kıbrıs’tasınız” sorusuna cevap verirken hiç de parmağının arkasına saklanmıyor, “Ümmet bilincini canlandırmak için oradayız” diyor.
Ümmetçilik, milliyetçiliğin ve ulusal devletlerin aksine, aynı inanışa sahip olanları dini bir çatı altında toplamayı ve başında bir ‘imam’ın, yani dini liderin olmasını öngörüyor.
Bu söylenenlerin Anayasa ve yasalardaki laiklik ilkelerine ne kadar uygun olduğu tartışması bir tarafa, her türlü inanca saygılı, dini konularda hiçbir softalığı ve de sorunu olmayan bir toplumun gözlerinin içine baka baka söylenen bu sözler yenir yutulur cinsten değildir.

***

1996’dan beri faaliyette bulunan ESKAD sırf bir ‘öğrenci hareketi’ olsa, buna kimsenin itirazı olmaz, olamaz.
Lakin Kuzey Kıbrıs’ta 2 öğrenci yurdu ve en az 50 öğrenci evi sahibi olduğunu duyuran, terminaldeki gibi, yurtdışından gelen konukları, her ilçeden kaldırılan bedava otobüsleri, ses ve ışık sistemleri ile on binlerce liralık masrafları karşılayabilen, hatta ‘yerli halk’a da çeşitli hediyeler dağıtabilen bu kuruluşun ‘suyu’ nereden geliyor acaba?
ESKAD KKTC’de faaliyet gösterdiğine göre, buradaki makamların denetimine tabi olmalıdır. ESKAD’ın kendi web sayfalarında gelir kaynakları hakkında herhangi bir bilgi yok.
Devletin elinde bu bilgiler var mıdır?
Sanmıyorum!..
Zira bu ülkede devletin ‘dokunamadığı’ yerler vardır.
Hele TC Büyükelçiliği’nin Din İşleri Müşavirliği ve de Türkiye’deki AKP iktidarıyla yakın ilişkileri varsa, çok daha zor!..
Yoksa yanılıyor muyum?

Bu yazı toplam 1970 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar