1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. SEÇİMLERİMİZ
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

SEÇİMLERİMİZ

A+A-

Bazen tek bir sözcük, karşıdan gelen bir jest insanın tutumunu, ruh halini değiştirebilir. Yerlerde sürünürken birden kanatlanırsın. İnsan zihni sürekli kurgular yapıp boşlukları doldurmakla meşguldür. Hayat boşluklara izin vermez çünkü… Eksik parçaları olan hikâyelerle ilgili yorum yapmakla uğraşmaktayız sürekli. Karanlık noktaları doldururken geçmiş deneyimlerin etkisi altındayız. Geçmişte öyle olmuşsa şimdi de aynen öyle olacaktır gibi düşünürüz. Hayat dinamiktir ve sürprizlerle doludur oysa. Bazen küçücük bir ayrıntı bütün bir hikâye ile ilgili yorumu ve yargıyı farklılaştırabilir. Kedere doğru mu neşeye doğru mu gideceğimiz hangi işareti takip edeceğimizle ilgilidir biraz da…

Zincirleme aksilikler yaşadığımız zamanlar vardır. Bu biraz da ilk aksiliğin bozduğu dengemizle ilgili bir durumdur. İlk aksilik sonrası ruh halimizin bizi sürüklediği girdap ile ilgili bir talihsizlik halidir. Bir keresinde saçma bir gün yaşamıştım böyle. Yanlış kararlar verip hayatımı zorlaştırmış, çok daha kolay çözülecek sorunları karmaşıklaştırmıştım ki otobüsle havaalanına doğru giderken karşımda şahane bir dolunay gördüm. İşte o an dolunayın bana verilmiş bir ödül olduğunu düşündüm ve bütün çektiğim çilelerin bu özel saatte ve noktada dolunayla baş başa kalmam için gerçekleştiğine dair bir anlatı kurup kendimi sakinleştirdim. İnsan her durumu bir kedere tercüme edebileceği gibi bir yaşama sevincine de tercüme edebiliyor.
Bazen insanların yüzlerini ve beden dillerini izlerken içim acıyla doluyor. Onların karanlıkları kadar açmadıkları o pencereyi de görebiliyorum çünkü… Üstelik kendi karanlıkları çevreyi de etkiliyor; başkalarının potansiyel sevincini de gölgeliyor.

Vicdanlarının ağırlığından mustaripken bunu günah keçileri bularak aklamaya çalışan ve suçluluk düşüncesini kin ve nefretle ikame ederek hayatlarını bir intikam planına dönüştüren insanlar vardır. Bakışları ile bile seni yaralar böyleleri… Sevgisizliklerini, peşin yargılarını gözlerinden okursun. Kimi insanlar ise senin neşene ve mutluluğuna karşı garezle doludurlar ve zehir saçarak onu yok etmeye çalışırlar. Seni bir biçimde etiketlemişler, politik ya da sosyal düzlemde durdukları yerin karşı kutbuna yerleştirip düşman bellemişlerdir. Başkalarından işittikleri ya da bilgi kirliliği ile edindikleri sana dair yalan yanlış veriler vardır ellerinde. Canavarlaştırılmış imgen o çevrelerde dolaşıp hüküm sürmektedir.

Eskiden böyle insanların yörüngemde kalmasına izin verirdim. Kötülükleri iyileştirebileceğime, kötünün kabuğunu kırınca içindeki masumiyete ulaşabileceğime dair bir inançtı bunun nedeni. Yanlış anlamaları düzeltebileceğime, onların kalplerindeki karanlığı yok edebileceğime dair bir düşüncem vardı. Bazı tesadüfi karşılaşmalarda bu tür insanların bana hayretle baktıklarını, kafalarındaki kadınla karşılarındaki kadını yan yana getiremediklerini anımsarım.

Bu insanların kimileri günah çıkarıp yeni tanıdıkları bana karşı keşiflerinin heyecanıyla bir sempati belirtseler bile bunun çok fazla bir anlamı olmamıştır. İnsanlar yalnız düşünmüyorlar çünkü. Genelde kolektif düşünüyoruz ve yargılarımızı kolektif biçimde oluşturuyoruz. Ait olduğumuz sosyal, politik gruplarla gerçekleşiyor bu düşünme. Bilgi aktarımı, çıkarsamalar, yorumlar etkiliyor birisi hakkındaki düşüncelerimizi; taraf olduğumuz grubun taktığı etiketlerle düşünmek zorunda hissediyoruz kendimizi. Diğer seçenek yalnızlaşmak çünkü… Üstelik düşüncemizde radikal bir değişiklik gerçekleşmişse dahi karşı taraf bizi kabul etmeyecek, bize hep kuşkuyla bakacak, kabul etse bile en fazla üvey evlat statüsü verecektir.

Bazı yavşaklıklar, insanların bir adalet duygusuyla değil ama kendi çıkarlarına geldiği için yaptıkları seçimler sırıtır durur. Kimi insanlar ise zekâlarının ve bilgilerinin sınırları içinde yapmışlardır seçimlerini. Geçmişte yer aldıkları çevreler, hayatlarını etkileyen süreçler ve içinde bulundukları paradigmaların etkisi altındadırlar. Bunlar daha sahici insanlardır. Anlaşmasan bile anlarsın. Hatta dürüstlüklerine, adanmışlıklarına saygı duyarsın.

Kalbinin götürdüğü yere gidip vicdanını rehber edinenlere hayat ödülünü verir bir gün. Kötülüğü ve nefreti içinde taşıyanlar, kendi çıkarı için başkalarını ezip geçenler zaten çoktan zehirlenmişlerdir.

Bu yazı toplam 2706 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar