Seçim Yasasında Düzenleme Yapılmasına Dair...
Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerinde Erhürman ve Tatar dışında 6 da bağımsız aday vardı; 6 bağımsız adayın aldığı oy oranı toplamı % 1.5 bile olmadı…
Eğri oturup doğru konuşalım… Tamam, aday olmak demokratik bir haktır; hakkın kullanımının da sistemi suistimal etmemesi gerektiğini söylemek ve bu bağlamda gereğinin yapılmasını istemek de demokratik bir haktır. Bu durum sadece CB seçimlerinde yaşanmıyor, yerel seçimlerde de belediye başkanlığı adaylıklarında yaşanıyor. Kişilerle bir sorun yok; seçimi kaybedeceklerini bildikleri halde aday olmalarında da bir sorunu yok… Sorun, bağımsız adayların aldığı oy sayısının kayda değer olmamasında… Örneğin son CB seçiminde yaklaşık 137 bin seçmen oy kullanmış, ve 6 bağımsız aday da toplamda 2 bine yakın oy almış, aday başına ortalama 330 oy… Bu rakamlar, seçim yasasında bağımsız adaylıklar konusunda demokratik hakkın kullanımını engellemeyen ve aynı zamanda seçim sistemini de bencillikle suistimal etmeyen bir düzenleme yapılması gereğini ortaya koyuyor.
Gene son CB seçimlerini ele alalım… Bu 6 bağımsız aday olmasaydı, oy pusulası kağıdı ve yol kenarlarına yerleştirilen resmi propaganda panoları dörtte bir oranında olacaktı. BRTK’da propaganda konuşmalarının gerçekleşmesinde kullanılan emeğin değerini de düşünmek gerek. Sandıkların sayımında ve kullanılan oyların sonuçlarının kaydedilmesinde kullanılan zaman ve harcanan emek ve kayıt kâğıdı da var… Ve bütün bunlar birilerinin bilerek, isteyerek ve fakat kendilerinin, tabiri mazur görsünler, egolarını tatmini için tüketilen malzeme, emek ve zamandır.
Aday olmasınlar mı, adaylıkları engellensin mi?! Katiyen hayır; demokratik hakkın kullanılmasını önlemeyi önermek bizim yapacağımız bir söylem, eylem, girişim veya tavır olamaz… Önlem olarak, bir aralar, birisinin bağımsız aday olabilmesi için asgari sayıda bir seçmen destek imzası koşulu getirilmesi önerisi konuşulmuştu… Pratikte bunun da uygulanabilir bir çözüm olduğu çok tartışmalı bir konudur.
Ne yapılmalı?! Sonuç verici ve uygulaması kolay olan çare, bağımsız adayların belirli bir meblağda teminat (örneğin asgari ücretin 5 katı) yatırmalarının koşul olduğu bir düzenleme yapılmasıdır. Bağımsız bir adayın kullanılan geçerli oyların en az, örneğin %1’ini alması halinde bu teminat kendisine iade edilecek, bu oranın altında kalması halinde ise teminatına devlet el koyacak. Niçin el koysun?! Oy oranı % 1 bile olmayan bir aday için yaptığı harcamalar var ya, ona tuta el koysun; seçimi kaybedeceğini bile bile, alacağı oyun da % 1 bile olmayacağını da bile bile, gene tabiri mazur görün, sırf ego tatmini için bağımsız aday olunacaksa, ego tatmininin bedelini karşılaması gerek… O bağımsız adayın kendi ego tatmini için devletin seçim giderlerinde daha fazla harcama yapmasını beklemek, istemek, sebebiyet vermek de demokratik hak kullanımı olarak nitelenemez… Yurttaşın vergilerinin bir ego tatmini için harcanması da demokratik bir uygulama olarak da görülemez…
Bir yıl sonra da yerel seçimler var… Belediye başkanlığına bağımsız adaylar mutlaka çıkacaktır; seçmen desteği % 1’i bulmayacak adaylar kendilerini gene seçim sahnesine çıkaracaktır. Çıksınlar… Seçmenin oy desteği %1’i aşıyorsa, yatırdığı teminat kendisine iade edilsin, aşmıyorsa da, seçim sahnesine çıkmanın maliyetini kendisi karşılasın… Demokratik hakkın kullanım maliyetinin de bir sınırı olmalı, suistimale açık olmamalı…
Örneğin, belediye meclis üyeliğine ve millet vekilliğine bağımsız aday çıkması çok enderdir; onların da seçilme şansı yok denecek kadar azdır. Bazı tartışmalar var; özellikle millet vekilliğinde bağımsız adayların seçilebilme şansını artırmak için düzenleme yapılması ve bir yurttaşın herhangi bir siyasi partiye üye olmadan bağımsız aday olarak seçilebilmesinin olanağının da yaratılması gibi bir eğilimler de tartışılmaktadır. Bu gerçekleşirse, iddia ederim ve derim ki, üyesi olduğu partiden aday çıkamayan ve herhangi bir partiye üye olmayan ’siyaset meraklıları’ yüzlerce değilse bile onlarcası bağımsız aday olacak… Demokrasi mi dediniz?! Siyasi partiler demokrasinin vaz geçilmez unsurlarıdır ve ülkeyi yönetmeye talip olmak bir kişinin kendince ‘siyasi merakı’ ile değil, örgütlü ve ideoloji temelli bir yapılaşma ile olmalıdır. Hiçbir siyasi aidiyeti olmayan bir ‘siyaset meraklısı’ veya ait olduğu siyasi partinin üyeleri tarafından aday olması tercih edilmemiş bir kişinin seçime bağımsız aday olup seçimi kazanabilmesine olanak yaratmak, siyasi partilerin organizmasını, en hafif tabiri ile, zehirlemek olacaktır… Partisinden aday olamayan üye, hınç ve hırs ile bağımsız aday olacak; kazanırsa tek başına ne yapacak, halka ve yurduna neyi nasıl yapacak?! Seçildikten sonra bir siyasi partiye fiili üye olabilmesi de engelli; dışardan desteklemek şantajı ile o partiyi ve büyük olasılıkla hükümette olan partiyi esir alacak… Demokratik hak verelim derken, demokrasinin vaz geçilmez unsuru siyasi partilerin çalışmalarına çomak sokulmamalı…
Kısacası, CB ve belediye başkanlığı seçimlerinde demokratik hak olarak bağımsız aday olabilmek korunmalı ve uygulaması da ciddi adayları teşvik ve korumak için yapılmalı; seçmen desteği örneğin % 1 bile olmayan adayların kendilerini tatmin için girdikleri seçimde devlete maliyeti ise kendilerine ait olmalı. Bağımsız milletvekilliği adaylarının seçilmelerini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmasının da siyasi partilere dayalı demokrasiyi zafiyete uğratacağı olasılığı gözden kaçmamalı…







