1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Seçim güvenliği ve ciddiyet
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Seçim güvenliği ve ciddiyet

A+A-

Bu seçimde Kıbrıs sorunu için bir "çözüm modeli" mi seçeceğiz?
Keşke öyle olsa!

Adadaki iki toplum arasında bir uzlaşı sağlansa da Birleşmiş Milletler yeni bir planı referanduma götürse…

Ama öyle bir tablo yok.
Tam aksine plansızlık var.

20 Ekim sabahı ne “KKTC tanınacak” ne de “federal çözüm” olacak.

Bir “çözüm modeli” değil, bir temsilci seçeceğiz.

Bu seçim, ya bugünkü belirsizliği sürdürecek, ya da yeniden dünyayla ilişki, diplomasi ve uzlaşı yolunu açacak.

***
Dünyaya dönük yüzümüz böyle…
Bir de içimize dönük yanı var meselenin.

Son beş yılda yaşanan onca keyfilik, usulsüzlük, yolsuzluk, güvensizlik, kriz ve vasatlık karşısında, etkin ya da saygın bir liderlik gören oldu mu?

Liyakat?
Önüne gelen her atamayı imzaladı “Cumhurbaşkanı.”
Bir kez olsun “Bu isim bu alanda yetkin değil” dedi mi?

Güvenlik?
Hiç duymadığımız kadar suikast planı, tetikçi, insan kaçakçılığı…
Ne güvenlik kurulu toplandı, ne olağanüstü bir hassasiyet gösterildi.

Mülkiyet?
Müteahhitler, emlakçılar, sıradan insanlar tutuklandı, sorgulandı. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliği tartışılır hale geldi.

***
Bu seçim, herkesin kendini daha güvende hissetmesi için bir yön, bir yol, bir vizyon seçimi.

Düşünün…
Sosyal medyada deli deli bağıran bir adamın videosunu gösterseler ve “evinizi kiralamak istiyor” deseler…
Yok, kalsın,” dersiniz.

Abartı değil bu!
Saygısızlık almayınız lütfen...
Kendini kaybetmiş, ciddiyetsiz, yakışıksız bir görüntü…

Herkes de kendine dikkat etmeli biraz...

Evet, kimileri diyor ki "Dünyayı deliler yönetiyor.
O, dünyanın bileceği iş.
Ben kendi ülkemde aklı başında birini isterim.

***
Seçim için geri sayım başladı.
Şimdi de sandık güvenliği konuşuluyor.

Yüksek Seçim Kurulu, oy sayım sisteminin paydaşlarının tarafsızlığını koruma konusunda çok daha hassas olmalıydı.

Seçim sisteminin kalbi sayılan üniversitemizden yansıyan görüntü hiç de tarafsız durmadı.

YSK, 19 Ekim öncesi, seçim güvenliği ve şeffaflığı konusunda hem kamuoyunu hem de dünyayı ikna edecek kapsamlı bir açıklama yapmak zorunda.

***
Bu seçim yalnızca Kıbrıslı Türkleri ilgilendirmiyor.
Etki alanı “KKTC seçmeni”yle sınırlı kalmayacak.

Çünkü bu bölgenin artık çözüme, işbirliğine, müzakereye, diyaloga ve en çok da huzuraihtiyacı var.

Belki bu seçim Kıbrıs sorununu çözmeyecek.
Ama ya huzur getirecek…
Ya da daha büyük bir kaos.

Belirsizlik, gerilim, ayrışma yeter.
Artık normalleşmek istiyoruz.
En çok da kendimizi güvende hissetmek…
Yarınlara dair.

Önce biz ciddiye alacağız karşımızdaki insanı ki dünya ciddiye alabilsin.

 

Bu yazı toplam 1386 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar