1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Mesleki Eğitim
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Mesleki Eğitim

A+A-

Milli Eğitim Bakanlığı, 2014-2015 öğretim yılından itibaren dokuzuncu (9.) sınıflarda “ortak program” uygulamasını kaldırarak meslek liselerindeki tüm alan/bölümleri 4 yıllık öğretim sürecine göre yeniden yapılandırdı. Hemen ardından da ortaokul mezunu öğrencilerin tercihlerine ve diploma derecelerine göre meslek liseleri dokuzuncu (9.) sınıflarına yerleştirme işlemlerini başlattı. İlk yerleştirme işlemleri tamamlandı ve bu kapsamda oluşturulan listeler bakanlığın resmi web sitesinde yayımlandı. Boş kalan kontenjanlar için ikinci yerleştirme işlemleri devam ediyor.

Mesleki ve teknik eğitim en genel anlamda, bireysel ve toplumsal yaşam için zorunlu olan bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri, davranış ve meslek alışkanlıkları kazandırarak bireyi zihinsel, duygusal, sosyal, ekonomik ve kişisel yönleriyle dengeli biçimde geliştirme sürecidir.

Peki, ama ülkemizde “mesleki eğitimin” durumu ne? Mesleki eğitimde hangi noktadayız ve daha neler yapılmalı? Bütün bu sorulara anlamlı yanıtlar bulmamız gereklidir. Çünkü ülkemizdeki birçok eğitim bilimciye göre “mesleki eğitim”, eğitim sistemi içerisinde en çok geliştirmemiz gereken kısmını oluşturuyor…

Ülkemizdeki mesleki eğitime şöyle bir bakalım,
• 2013-2014 öğretim yılı verilerine göre; meslek liselerimizde toplam 3,396 öğrenciye karşılık, 465 öğretmen ve 50 okul yönetici görev yapıyor. Başka bir ifadeyle öğrenci/öğretmen oranı (7.30). Yani her öğretmene yaklaşık 8 öğrenci düşüyor… Sadece bu açıdan bile dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de mesleki eğitim, en pahalı eğitim durumunda…
• Farkında mısınız bilmem ama hiç özel meslek lisesi yok. Özel meslek koleji, meslek edindirme lisesi ya da benzeri kapsamda herhangi bir özel okul yok…
• Üniversiteler adasıyız ama kaçında meslek yüksek okulu var. Bilen var mı?
• Hala Sultan İlahiyat Alanını da sayarsak, formal eğitim kapsamında ülkemizde 12 tane meslek okulumuz var.
• Yine ilahiyat alanını da sayarsak bu 12 okulda toplam 19 meslek alanı var.

Bu yıl yapılan yerleştirme işlemlerine göre en çok tercih edilen meslek alanları sıralaması ise şöyle:
1. İlahiyat Alanı: %17,4
2. Çocuk Gelişimi Alanı: %13,8
3. Elektrik ve Elektronik Alanı: %13,5
4. Güzellik ve Saç Bakım Alanı: % 9,9
5. Bilişim Teknolojileri Alanı: % 7,1
6. Grafik, Fotoğraf ve Matbaa Alanı: %6,5
7. Muhasebe, Finansman ve Pazarlama Alanı: %6.4

Görüldüğü gibi, en çok tercih edilen alan “İlahiyat”, dahası 110 kontenjan sayısı ile en çok kontenjan ayrılan alan da yine “İlahiyat”… Sadece bu durum bile Mesleki Teknik Öğretim’in alan/bölümler bakımından yeniden yapılanması gerektiğini gözler önüne seriyor…

Ancak bu da yeterli değil çünkü eksik olan bir boyut daha var: Yönlendirme… Ne yazık ki ne ilkokulda ne de ortaokulda meslek lisesi alanları ile çocuklarımızı tanıştırmıyoruz. Onları bu alanlarla buluşturup, hangi meslek alanlarına ilgi duyduklarını öğrenemiyoruz… Daha anlaşılır bir şekilde söyleyecek olursam. Bir öğrenci; eline ne bir çekiç, ne bir tornavida, ne de başka bir alet almadan 5 yıllık ilkokulu, 3 yıllık ortaokulu bitiriyor… Ne ilkokul ne de ortaokul yıllarında öğrencilerimize; elektronik cihazların içinde neler olduğunun heyecanını, mutfak ortamının keyfini, ticaret hayatının kazançlarını, bir fidan dikmenin mutluluğunu, görsel olarak bir şeyler yaratmanın ve bir ürün ortaya çıkarmanın hazzını öğretmiyoruz… Onları mesleklerle, mesleklerin güzel yanları ile buluşturmuyoruz… Dahası pedagojik olarak da herhangi bir anlamda mesleki yönlendirmeye tabi tutmuyoruz…

Sonuç olarak; mesleki eğitim kapsamında bir yandan meslek liselerimizin alan/bölümlerini günün ve ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırmalı, diğer yandan da pedagojik ve bilimsel süreçleri dikkate alan bir anlayışla ilköğretimden itibaren çocuklarımızı meslek dersleri ile tanıştırıp, onları ilgi, istek ve becerilerine göre yönlendirmeliyiz… Aksi durumda bu en pahalı eğitimde harcanan tüm emekler boşa gidecektir…

------------------------------------------------------- 

Aklınızda Bulunsun
 

Eğitim Haberleri

2014-2015 öğretim yılının başlamasına az bir süre kaldı. Eğitim ile ilgili haberleri yakından takip edenler için ülkemizdeki eğitim gündemini oluşturan ve öne çıkan eğitim haberlerini özetlemek istiyorum:

• 2014 genel ortaöğretim dairesi müdürlüğü müdür/müdür muavinliği kriter değerlendirme sonuçları güncellenerek yeniden yayımlandı. Kıdem ve eğitim düzeyi puanları hesaplamaları yeniden yapılarak güncellenen liste yayımlandı. Kriter puanlarına itirazlar 14–15 ve 18 Ağustos 2014 tarihlerinde Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğüne yapılabilir.

• 2014-2015 Öğretim yılı Genel ve Meslek Liselerinin dokuzuncu (9.) sınıflarına yerleşme işlemleri tamamlandı. Yerleşmeye hak kazanan öğrenciler, kayıtlarını 3-4-5 Eylül 2014 tarihlerinde ilgili okul müdürlüklerinde olacak. Herhangi bir alana yerleşmeye hak kazanamayan öğrencilerin için ikinci yerleştirme işlemleri için yeni başvurular 29 Ağustos 2014 tarihine kadar, Genel Orta Öğretim Dairesi ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüklerinde yapılıyor.

• Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi tarafından düzenlenen 2014-2015 öğretim yılı “Eylül 2014” dönemi hizmet içi eğitim planı eğitim bakanlığı web sitesinde yayımlandı.

• Genel Ortaöğretim Dairesi ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi 2014- 2015 Öğretim Yılı Akademik Takvimi eğitim bakanlığı web sitesinde yayımlandı.

------------------------------------------------


Anlayana - Gülmece

Başkası Vurmuştur

85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
- İçerde doğum yapan bayan yakınınız mı?
- Evet, eşim.
- Ama bayan 25 yaşlarında..."
- Tamam, işte eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?
- Yooo, aklıma benim dedem geldi de…
- Nesi varmış dedenizin?
- Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, “aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin” diye. Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü...
- Olur, mu? Başkası vurmuştur onu.
- Ben de onu demeye çalışıyorum işte... Başkası vurmuştur…

Bu yazı toplam 2875 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar