1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Londra’daki belediye başkanı örneği bizde de olur mu?
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Londra’daki belediye başkanı örneği bizde de olur mu?

A+A-

 

“Mesele ‘yurt’ ve ‘yurttaşlık’ bilincidir.
Ne zaman ki Türk, Kürt, Rum, Ermeni değil de ortak bir yurt için yurttaşlık bilinci öne çıkacak, bizi ayırdığı düşünülen farklılıkların aslında hazinemiz olduğu fark edilecek...”
diye yazdı geçenlerde Cenk(Mutluyakalı)…
Katılmamak mümkün değil… Değil ama bu farklılıkların hazinemiz olduğunu fark ettirecek bir otoriteye ihtiyacımız var.
Otorite derken, despot bir yönetimden sözetmiyorum…
Yaşanılan ülkenin kurallarını, birlikte yaşamanın gerekliliklerini, haklara saygı gösterilmesini, yaşamlara karışılmamasını, hoşgörülü olmayı bir şekilde yasalarıyla ve uygulamalarıyla o ülkede yaşayan herkese kabul ettirebilecek bir otoriteden bahsediyorum.
Doğduğu yerden, yaşadığı yerden başka bir ülkeye gidip orada ekmek parası kazanmaya çalışan, orada kök salmaya çalışanların kendi kültürlerini kaybetmeden yaşadıkları yerle bağlarını kurabilmek, oranın standartlarına ayak uydurabilmek, oranın sistemini kabullenmek gibi bir zorunluluk var.
Aksi halde yaşadığı yerin onunla, onun da yaşadığı yerle sorunları hiçbir zaman bitmez.
Londra’ya bir Pakistan kökenli kişinin belediye başkanı olması bu yazılanların başarılması ile gerçekleşmiş bir olgudur. Belediye Başkanı olan Londra doğumlu Sadiq Khan, bir Pakistanlı olarak değil, bir Londralı olarak o göreve seçilmiştir. Elbette ki kökeninin ne olduğunu kendisine oy veren herkes de biliyordur. Ancak Khan, seçmenden bir Londralı olarak oy istemiştir ve oyları da öyle almıştır.
 

***

Bizim ülkemize gelirsek; Başka bir yerden gelen, burada yaşayan ve de çalışan, hatta buranın vatandaşı olan ve yıllardır burada olan, çocukları ve hatta torunları da burada doğanlar buradan kazandıkları parayı bu ülkenin dışında yatırım yapmak için kullanıyorlar genelde…
Seçilme hakkı olanların seçime giriş nedenleri geldikleri yerin insanlarından oy alıp o insanların taleplerini yerine getirmekten öteye geçmezken Kıbrıs’a bir şeyler vermek sonra gelen düşünceler arasındadır.
Kimlik farklılıklarını her zaman için öne çıkarmayı kendi prestijleri için önemli sayarlar. “Ben Kıbrıslı’yım” diyenlerin ciddiyeti çoğu zaman sorgulanır. Kendini buralı olarak gören, görmese bile yaşadığı yerin yaşam tarzını ve kurallarını önemseyen bir gencin buralı olması çoğu zaman bilinçli veya bilinçsiz olarak engellenir.

***

Ve yine Cenk’in yazdığı gibi de buradaki hükümetler dışarıdan bozulup yenileri kurdurulurken ve de müzakere masasındaki Kıbrıs, başka bir ülkenin AB yolunda kozu olurken, halkın malları başka bir ülkenin sermaye sahiplerine peşkeş çekilme zorunda bırakılırken, oradaki otoritenin buradaki ağırlığı her dakika hissedilirken, Londra’ya belediye başkanı olan Pakistan kökenli kişi örneğinin Kıbrıs’ın kuzeyinde kabul görmesi çok mümkün değil gibi görünüyor… Keşke Londra’daki örneğin gerçekleştirilmesine neden olan standartlar ve standartları uygulayabilecek bir otoriteye sahip olsak… Şu an için Londra’daki örnek burada gerçekleşse biline ki, Kıbrıs’ın kuzeyi başka bir şey olmuştur, Kıbrıs’la ilgisi kalmamış demektir.

Bu yazı toplam 1583 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar