1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Leymosun’da ŞAFAK Tiyatro Kolu 1944-1946-3
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Leymosun’da ŞAFAK Tiyatro Kolu 1944-1946-3

A+A-

Halkın Sesi gazetesinde “Gözaltı” müstear isimle yazılarını kaleme alan yazar, ŞAFAK Tiyatro Kolu yöneticileriyle ilk kez gerçekleştirdiği röportajına bir yenisini ekleyerek 11 Kasım 1944 tarihinde yayınlıyordu. Bu röportajında yazar, ŞAFAK Tiyatro Kolu’yla ilgili çok daha detaylı bilgiler vermekteydi okura...

“Halkın Sesi, 11 Kasım 1944, syf:1

Şafak Müdürleri ile İkinci Reportajım

Yazan: GÖZALTI

İlk reportajım ile bende fevkalâde bir tesir bırakan ŞAFAK mensuplarının ümidimin fevkinde çalıştıklarına, Leymosun caddelerine koydukları nefis reklâmlar ve satışına başladıkları biletlerle şahit olduktan sonra, onlarla ikinc bir reportaj yapmak hevesine galeb çalamadım.

Ziyaret ettiğim çalışkan gençlerimizde bu defa başka bir fevkalâdelik ve büyük bir azimle yeni başarılar gördüm. Yanlış tefsir ve propagandalara kanarak bu faydalı Kuruma iştiraktan geri kalmış olan birçok faal gençlerimizi de ŞAFAK mensupları ile birlikte çalıştıklarını görünce ne kadar sevinmiştim. Zira anlamıştım ki, artık herkes, benim gibi, ŞAFAK’ın prensip ve projelerinin esasını idrak etmiş ve ona seve seve iltihak ederek lâzım gelen önemi vermiye başlamıştı. Bu sayede daha esaslı faaliyetlere başlamıya imkân bulan ŞAFAK mensupları bende çok daha iyi bir intibalar bırakmıştır. Bu sebebden görüp duyduklarımı halkımıza bildirmeyi faydalı buldum.

   Bu ziyaretimde, onları Kurban Bayramının üçüncü Salı akşamı temsil edecekleri “Çölde Bir İstanbul Kızı” piyesinin son perdesini yaparken buldum. Sorgularıma başlamadan büyük bir heyecan içindeyim... Türk adalet ve kanununun idama mahkûm ettiği katil Fikret’in mahpushanede geçirdiği son saatlarına sevgilisine karşı gösterdiği metanet ve cesareti göz yaşlarıyle seyrettim. Niçin gizliyeyim... Fikret rolünü, Talât Demirel şimdiye kadar emsalini görmediğim bir üstünlükle yaratıyor. Piyesin bu son perdesini müteakip klâsik Balet ve revülerin provalarına başlandı. İnsanı tatlı hayallere sevkeden, bir zevk dünyası kadar güldüren bu revü ve baletler için ne kadar yazsam yine azdır. Bilhassa bunlar arasında “İstanbul Sokakları” sanatın en canlı bir formülüdür. Bütün balet ve revülerin yaratıcısı İsmail Edib’i ne kadar tebrik etsem yeridir.

   Artık kaçmak zamanı yaklaştığından yanımda oturan Genel İşler Müdürüne sorgularımı sormaya başladım:

   “Çölde Bir İstanbul Kızı” müşkilpesent bir eser olduğu söylendiği halde niçin temsilinize bu eseri tercih ettiniz? Hafif bir tebessümle,

-Orası öyle, dedi, fakat müşkilpesent olmakle beraber Türk Milletinin, kahramanlık, cesaret, adalet ve şanlı menkıbelerinin en canlı sembolüdür. “Çölde Bir İstanbul Kızı”nda seyircilerin hepsi birkaç saat olsun tarihimizin zaferlerle dolu birkaç sayfasını gurur ve iftiharle seyredecek ve büyük facia ve sergüzeşt piyesini durmadan alkışlayacaklardır. Sonra müşkilpesent piyesleri daima tercih edeceğiz çünkü ŞAFAK yaratmak için kurulmuştur. Peyman, Demirel, Hallûma, İsmail, Vehit, Atay, Ertoğrul, K. Berberoğlu, İsmet vs. gibi değerli ve tecrübeli amatörlere malik oldukçe ŞAFAK her müşkili yenmeğe hazırdır.

-Caddelere koyduğunuz nefis reklâmları diğer kulübler gibi ödeyerek mi yaptırıyorsunuz?

-Hayır. Hem de hiçbir zaman buna tenezül etmiyeceğiz. Çünkü halkın kesesinden iş yapmıyoruz. Biz her işimizi kendi ellerimizle yapmıya çoktan alışmışızdır. Sekreterimiz İ. Vehit Güney fırçası ile bize istediğimiz her tabloyu yapmıya hazırdır.

-İlk mülâkatımızda, nizamnamenizin 7’inci maddesi mucibince her temsilinizde fakir kurumlara yardım yapacağınızı söylemiştiniz. Bu defa hangi kurumu tercih edeceksiniz?

-Şehrimizde yardıma muhtaç müteaddit kurumlar olduğunu düşünerek arkadaşlar kurra usulüne müracaat etmeği muvaffık bulmuş ve bu talih Leymosun Ortamektep fakir talebesine isabet etmiştir. İlk seneden Ortamektep fakir talebesine elini uzatan ŞAFAK büyük bir iftihar ve gurur duyar. (Ayağa kalkarak son sualimi de sordum.)

-Bu temsilinizde Yordamli tiyatrohanesini tercih etmenize sebep nedir? (içini çekerek)

-Aziz dostum, bir müddet evvel “Halkın Sesi” sütunlarında “Rekabet” başlığı ile neşredilen yazıya ilâveten şunları söyliyeceğim. Bu hadise yanlış rekabet ve fikirlerin neticesidir. Türk cemaatinin menfaatini nazarı itibara almıyarak gözlerini kapayıp Rialto’nun bizden olmıyan sahiplerine 26 lira gibi bir parayı vermekte tereddüt göstermiyen rakiplerimiz bu tiyatrohane icarını yükseltmiş olduğundan 12 lira ile Yordamli’yi tercih ettik ve edeceğiz. Türk cemaatini, yine Türk olan bu rakip efendilerden daha fazla düşünen Yordamli tiyatrohanesi sahiplerine bizim gibi her hemşehri teşekkür etmelidir.

   Daha fazla konuşmak istemiyorum, mamafih vaktin geç olduğunu düşünerek yorgun olan bu faal gençlerimize evlerine dönme fırsatını vermeği muvafık buldum ve onları ayrı ayrı teprik edip muvaffakiyetler dileyerek ayrıldım.”  

 

   “Gözaltı” müstear yazarının iki röportajında da satır arasında, ŞAFAK Tiyatro Kolu’na karşı bazı eleştiri ya da sözlerin söylendiği dile getirilmekteydi. Bu ikinci röportajında söz konusu “çatışmanın”, iki kurum arasında geçtiği anlaşılmaktadır. Bir yanda 1938 yılnda kurulan ve tiyatro koluyla da halka hizmet veren Leymosun Türk Spor Kulübü(LTSK), diğer yanda ise yine  Leymosunlular tarafından kurulan ŞAFAK Tiyatro Kolu... nitekim bu röportajdan sonra gazeteye yayınlanması için Leymosun Tüek Spor Kulübü Temsil Kolu adına Hasan Asova beyin gönderdiği yazıdan, tartışma olayının iç yüzünü de öğrenmiş oluyoruz...

 

 “Halkın Sesi, 20 Kasım 1944, syf:1

ŞAFAK Müdürüne cevabımız

   11 İkinci teşrin 44 tarihinde neşrolunan Halkın Sesi gazetesinde “Şafak Müdürleri ile İkinci Reportajım” başlıklı yazıda kulubumuz temsil kolunu alâkadar eden bazı noktalara temas etmek mecburiyetinde bulunuyoruz. Bütün Leymosun halkının bildiği gibi kulübümüz hiçbir zaman ne bir kulüb ne de bir teşkilât aleyhine yazı yazmış değildir, çünkü kulübümüzün prensibi doğru bir yolda yürümek ve elden gelen hızmeti halktan acımamaktır.

   Burada bu birkaç satırı yazmaktan maksadımız, kulübümüz aleyhine bazı yalanlar düzüp halka bildirmekten çekinmiyen ve kendi şirketlerini öğerek diyerlerini toprak altına sokmağa çalışan, bu adamlara ne olduklarını ilk ve son olmak üzre anlatmaktadır.

   Bay Gözaltı’ya cevap vermek niyetinde değiliz, çünkü müstear bir isim takınıyor ve şahsının kim olduğunu halktan saklıyor. Sonra Bay Gözaltı’yı bir reklâmcı olarak tanıdığımız için ona ehemmiyet vererek vaktımızı kaybetmek istemiyoruz. Yalnız ona burada tavsiyemiz bundan böyle yazılarında birtaraflığı muhafaza etmesidir. Ve işte birtaraflığı muhafaza ettiği takdirde görecek ki kasabamızda hayırlı işler yapmak için çalışan birçok kulüb ve kurumlar vardır. Eğer bay Gözaltı hatırlarsa ilk yazısında Bay İsmet Vehid’in daima Spor Kulübü müsamerelerinde baş rollerde oynadığını yazıyor. Görünüz burada ne kadar yanılıyor, hakikatta Bay İsmet Vehid hiçbir zaman müsamerelerimizde baş rollerde yer tutmamıştır, hepsi iki defa sahnemizde 6 ve 7’inci rolleri alabilmiştir. Bu gibi asılsız sözlerle herkesi öğmeğe kalkışan bay Gözaltı, onları halkın huzurunda çok gülünç bir mevkie sokmaktadır. Eminiz ki hakikattan uzak olan sözleri yalnız halk tarafından değil bu öğmeğe çalıştığın şahıslar tarafından nefretle karşılanmaktadır.

   Şafak genel işler müdürünün bay Gözaltı’ya verdiği bazı cevaplara gelince.

1-(Şafak müdürünün Gözaltı’ya cevabı)

-Biz hiçbir zaman diğer kulübler gibi reklâmlarımızı para ile yaptırmayız, çünkü halkın kesesinden iş yapmıyoruz.

-Müdür bey bu cevabında hale hazırda tiyatro ile meşgul olan ve Tiyatro için reklâm yaptıran kulübümüz olduğundan sözlerini bize karşı söylüyor. Fakat çok yanılıyor, çünkü yoksullar menfaatına yapacağımız müsamerenin reklâmları kulübümüz gençleri tarafından büyük bir hevesle yapılmakta ve buna mukabil on para bile alınmamaktadır. Sonra kulübümüz gençleri yalnız reklâm yapmakla değil her zaman büyük emekler sarfederek müsamereler hazırlamakta ve buna mukabil halkın kesesinden on para bile istememektedirler. Müdür bey halkın kesesinden iş yaptığımızı söylerken diğer taraftan nizamnameleri mucibince topladıkları paranın yüzde 70’ini ceplerine koyup halkın kesesinden zevk yaptıklarını unutuyorlar. Eğer hatırlıyorlarsa son vermiş oldukları müsamerede toplanan hasılatın büyük bir kısmını aralarında pay ettikten sonra Yoksullar Kurumuna yalnız £5’yı vermişlerdir.

   Biz ise geçen müsameremizde toplanan temiz hasılatı, doğrudan doğruya kulübümüz sandığına yatırmış ve lûzum ettiği zamanlarda faideli işler uğruna sarf edeceğiz. Bayramın 2’nci akşamı vereceğimiz müsamerenin hasılatını ise tamamıyle Yoksullar Kurumu’na vereceğiz. İşte hep bunlar gösteriyor ki halkın kesesini ceplerine boşaltan bizler değil sizlersiniz.

2-(Şafak müdürünün Gözaltı’ya cevabı)

-Türk cemaatının menfaatını göze almıyarak gözlerini kapayıp Rialto’nun bizden olmıyan sahiplerine 26 lira gibi bir parayı tereddüt göstermiyen rakiplerimiz bu tiyatrohane icarını yükseltmiş olduğundan Yordamli’yi tercih ettik.

-Müdür bey burada da yine ortaya bir yalan atıp bizi halka fena göstermiye çalışmıştır. Hakikatta onlar 15 gün olmak şartıyle tiyatrohaneyi almak için uğraşmışlar ve Rialto tiyatrohane müdürüne 26 lira vererek bizim yoksullar menfaatına yapacağımız müsamereyi menetmeğe uğraşmışlardır. Fakat Rialto’nun hayırsever müdürü bizim ayni akşamda Yoksullar menfaatına bir müsamere vereceğimizi bildiği için onlara 26 liraya vermektense bize 23 liraya vermeği tercih etmiştir. Bizim Rialto’yu tercih etmemiz yalnız halkımızın daha rahat yerleşmesi ve müsamereyi güzel işitebilmesi içindir. Ve bunu da kaydetmek isteriz ki Rialto müdürünün bu defa bize 23 liraya tiyatrohaneyi icar etmesinin başlıca sebebi Pazartesi akşamına tesadüf etmesindendir. Bu akşam da tiyatrohane sahibi büyük bir kazanç fırsatını kaybetmektedir. Daha fazla burada yazmayı lüzumlu görmüyoruz, çünkü herkes hangi tarafın halkın kesesinden oynayıp oynamadığını çok iyi görmektedir.

Hasan Asova

Leymosun Türk Spor Kulübü, Temsil Kolu H. İdaresi namına”

 

 

Bu yazı toplam 2337 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar