Külliyemiz bitiyor, Allah’a şükürler olsun, o günü de göreceğiz inşallah!
Lefkoşa’da bir Pazartesi günü…
Güney’e geçmem gerekiyordu…
Ayıptır söylemesi sağlık meselesi!
Neyse!
-*-*-
Tabii Güney’e araçla geçmek için kullanmamız gereken Metehan kapısına doğru giderken, insanın içi açılıyor!
Eski deyişle bir ferah bir ferah!
-*-*-
Külliyemiz bitiyor!
Allah’a şükürler olsun, anavatan sağ olsun!
-*-*-
Vallahi ciddiyim!
Yemin billah çok ciddiyim!
Bakın siz de artık benim gibi düşünün, rahatlarsınız çünkü hiçbir şeyi değiştirebilecek şansımız kalmamıştır!
-*-*-
Acil bir durum yok ama sırtımdaki bir ağrıdan dolayı ameliyat olacaksam, Rum doktor dedi ki, “sakın Kıbrıs’ta ameliyat olma, bu işi en iyi İstanbul’da bir arkadaşım var, o yapar!”
-*-*-
E biz Türkiye’ye çok yüksek bir olasılıkla giremeyiz!
Neden?
E yıllardan beri hainiz de ondan!
Ersin gibi, Ünal gibi, Tahsin gibi hiç olamadık!
-*-*-
Evet, bunca yıl hainlik ettik, affedin!
Barış, çözüm, insan gibi yaşamak, Avrupalı olmak falan dedik; hata ettik, affedin!
Türk gibi yaşamak istemeliydik!
Doğru olan oydu çünkü!
-*-*-
Bu arada hayırlısıyla yeni çizgimi vurgulamak maksadıyla şunu hemen yazmam lazım; özel ricamdır, külliyemizin ısıtması ve aydınlatması için yakıt gerekiyorsa, Kıb – Tek’e “sokanlardan” pardon “satanlardan” alalım!
Ben şimdiden “teşekkürler” diyorum!
Helal olsun!
-*-*-
Bırakın o ne demiş, bu ne demiş, mafyaymış, rüşvetmiş, Kıb – Tek soyulmuş, kalitesiz yakıt getirilmiş!
Vaz geçin ya hu!
Ma siz hiç Ünal abimi, Erhan hocamı, hatta Taçoy kardeşimi dinlemiyor musunuz?
Görmüyor musunuz Rumlar silahlanıyor!
Değil mi Sayın Cumhurbaşkanım!
Canım Ersin abim!
Ve Ekselansları Büyükelçim, ayrıca diğer zevat!
-*-*-
Kapıya mapıya da hiiiiiç gerek yok!
Tahsin abim ne derse o!
Üstelik uzun zamandan sonra dün araçla geçiş yaptım, hiç de beklemedim!
-*-*-
Zevat dedim de zerzevat aklıma geldi!
Bir de markete girdim; yoksul Rum ekonomisine katkı maksadıyla ne göreyim, domates bizdekinin yarı fiyatının altında!
Fakir be bunlar!
Satıcı ya da kasadaki kadını aşağıladım!
Salatalık da bizdekinin yarı fiyatına!
-*-*-
Sağlıklı beslenme falan diye rejim işleri nedeniyle kafeinsiz bir kahve aldım, bir hesapladım, pir hesapladım; KKTC’nin üçte birine satıyor fakirler!
-*-*-
Neyse!
Külliyemiz ha bitti ha bitecek!
Tabii ki çok ihtiyacımız vardı!
Şubat’ın 12’sinde Allah nasip ederse, İnşallah ve de Maşallah Sayın Erdoğan reisimiz gelecek ve dualarla açacak!
Önce devleti yönetenler rahat olacak, sonra yargımız sanırım aynı bölgeye gelip rahata kavuşacak!
-*-*-
Bu arada Ali Kişmir’in davası vardı dün…
Gidecektim, gidemedim!
Bu davadan da vaz geçin artık, Ali kardeşimle oturup konuşacağım, benim gibi tövbe edecek; bilimum UBP YDP DP cemaatimiz gibi de çok affedersiniz O da “g.t” öpecek, tamamdır!
Artık burası gerçek bir cennet olacak!
G.t öpüp rahat yaşayanlar cenneti!
İsmi önemli değil!
İster KKTC, ister sadece TC!
No problem!
İsme bakma sen!
Gerçeğe bak!
Türkiye’de ne varsa burada da olacak!
Çek çakıyı canını çektiğine hayla gitsin amk!
-*-*-
Ali yüzünden ya da Ali gibi , benim gibi her gün yazı yazıp bu ülkenin kahraman evlatları ile onların destekçisi örneğin elektriğe akaryakıt sokma mafyasını; pardon; akaryakıt mehter ekiplerini üzmenin bir anlamı yoktur efendim!
-*-*-
Vallahi külliye şahane oldu!
Okullar tamir edilmemiş!
Niye edelim ki?
Eğitim Bakanı dedi ya, “kaçan çocuklarımızla gurur duyuyoruz!”…
-*-*-
Bende de iki tane var; “sakın gelmeyin” diye yalvarıyorum!
Neden?
Çünkü ikisi de “hainimsi” tavırda!
Boş yere niye gelsinler ve bu ülkedeki kurulu düzene isyan edenler iki kişi daha artsın?
-*-*-
Üstelik hayatlarında hiç camiye de gitmediler ki ayıp bana!
Gerçi rahmetlik babam da hiç gitmemişti ya; ölünün arkasından konuşmak gibi olacak ama “yuh be baba” yani!
Keşke insanları sevmek mutlu etmek yerine, soyup soğana çevirmek, akabinde de dört hatta altı minareli camide iki rekat, buz gibi temiz olmayı öğretseydin bana!
-*-*-
Efendim bu sene ülkemize yeniden yüce bir lider seçeceğiz!
Geçenlerde bazı anketler yapılmış ve Tufan Erhürman hocam kazanacak denmişti!
Meğer yalanmış!
En doğru haberi anavatanımızın hep gerçekleri yazan, hep gerçekleri anlatan Anadolu Ajansı açıklamış!
Ersin abim kazanacak!
Bir rahatladım, bir rahatladım!
En azından gülmeye devam edeceğiz ki bu çok iyi bir şey!
Sağ ol Anadolu Ajansı da hem Ünal abim hem de Zorlu abim (kesindir) aday olabilir, dikkat edelim!!
-*-*-
Benim için hiç fark etmez!
Tıpkı Erhan Arıklı hocamın dediği gibi, “Türkiye’nin işaret ettiğini destekleyeceğiz” mantığı en demokratik, en doğru olandır!
Erdoğan işaret edecek, biz mührü vuracağız inşallah ve de maşallah tabii ki!
-*-*-
Efendim, ülkede soğuk algınlığı ya da üst solunum yolları ile alakalı ciddi sıkıntı varmış!
Sebebi, Kıbrıslı Türklerin dini tavrıdır!
Dua etmeyi bilmiyoruz!
İnşallah yakın bir gelecekte, hepimize günde 10’ar rekat namaz zorunluluğu getirilir!
Hem bir yandan sağlığımızı koruruz hem de spor yapmış oluruz!
-*-*-
Hastane mi?
Sağlık mı?
İlaç da mı yok?
Hiç sorun yok, bunlara gerek de yok!
Şu duayı üçer kez tekrar edin:
"Ezhib'l be' se Rabbin naşi esfi ve entes safi la sifae illa safauke, sifauke la yügadiru sekama"…
-*-*-
Asla hasta olmazsınız!
Bunun anlamı şudur; "… Ey insanların Rabbi! Şifa ver, şifa veren sensin. Senin vereceğin şifadan gayrı başka şifa yoktur.”
-*-*-
Doktora da gerek yok!
Meclis’e hiç yok aslında!
Hükümet kalabilir, aksi takdirde Kıb – Tek’e kim sokacak? Pardon kim akaryakıt şey edecek ve şey olacak?
-*-*-
Rahmetlik Ferdi Tayfur bir şarkısında ne diyordu?
Gözümde canlanır koskoca mazim / Feryat etsem artık duyulmaz sesim / En nihayet sustu acı isyanım / Galiba ben yolun sonuna geldim…
-*-*-
Sevgili Ulaş Barış meslektaşım sık sık “usandım” diye mesaj paylaşır…
Çok haklı!
-*-*-
Yazıyorsunuz söylüyorsunuz, kimsenin zerre kadar umurunda bile değil!
Haaa bazı kimselerin umurunda olsa bile, onlar da biliyor ki, Kıbrıslı artık “özne” değil!
-*-*-
Bir tarafta gerçekten bizi eşit görmek istemeyen Nikos’lar, öte tarafta Anavatanlarına yağ çekip hırsızları seyrederek, koltuk kapmaca oynayan maydanozlar!
Sokaklar güvensiz, sınırlar güvenliksiz, yollar karanlık!
-*-*-
Not: Hükümet düşecek mi? Dün Meclis’i toplayamadılar, nisabı sağlayamadılar da ondan soruyorum…
Erdoğan ya da görevlendirdiği biri “devam edin ulan” demezse, hazırlanın, Mart sonu, Nisan başı erken genel seçim olabilir, inşallah ve de maşallah!