Korku Değil Cesaret
“Kayıt Dışı Takımlar” sergisi için İstanbul’da olmayı çok isterdim.
Bizi anlatıyor, sanatçı Emin Çizenel…
Hem de yaratıcı, estetik, tarihsel bir yerden…
Daha önce Girne'de gezmiştim sergiyi, şimdi denizin ötesinde...
Üstelik de yalnızca “kayıt dışı” olduğumuz bir dönemde değil, iyice kayıttan düşmemizi istedikleri günlerde…
***
Mine Sanat Deneysel’deki sergiyi ne güzel yorumlamış Meliz Mertay:
“Sonsuzlaştıran, sınırsızlaştıran denizin ortasında kayıtdışı doğar bazı insanlar.
Seçmezler bunu, çünkü seçemezler…
O sonsuz denizin derinliklerinde sınırsız değil, sınırlıdırlar aslında.
Her şeye rağmen mum ışığı aydınlığında uçmayı düşledikleri an, aynı mum ışığıyla yanmaya başlar geçmişleri.
Yok olur hafızalarından belirsiz denize düşerken yanmış külleri.
Uçmayı düşlerken, o yanma anıdır belki de geçmiş.
Kayıtdışı takımlar…
Her birimizin yer aldığı kayıtdışı ada takımı…
Tek tek, her yaştan, hepimizin hislerini tüm kırgınlıklarıyla dillendiren, hiç kuşkusuz geçmişin hafızasına bir saygı duruşu…”
***
Geçmiş yandı…
Ama hâlâ, o küllerin üzerinden yeniden var olma şansımız var.
Kavgamız, geleceği de yakmamak olmalı.
Milliyetçilik ve düşmanlaştırma; hınç ve nefret kültürü…
Bunlar hayatı iyileştirmiyor.
Sadece semirtiyor kimilerini...
***
2025 Nobel Barış Ödülü, sivil direnişin sembolü bir isme verildi.
María Corina Machado…
Venezuela’da demokratik hakların savunucusu, muhalefet lideri…
Nobel Barış Ödülü’nü, otoriterliğe karşı barışçıl geçiş mücadelesi nedeniyle aldı.
Milletvekiliyken dokunulmazlığı kaldırıldı, pasaportu iptal edildi, hakkında soruşturmalar açıldı.
Çünkü direniyordu.
Otoriterliğe, yolsuzluğa, korkuya karşı…
Geleneksel, erkek egemen bir siyaset kültürü içinde fark yarattı.
Kadın liderliğiyle…
Ve en önemlisi: Vazgeçmedi.
Mücadelesini “nefret değil, barışçıl ve örgütlü değişim” ilkesiyle büyüttü.
Norveç Nobel Komitesi, ödülü şu ifadelerle verdi:
“Venezuela halkının demokratik haklarını barışçıl yollarla savunma konusundaki cesareti ve otoriter bir rejimden demokratik yönetime geçiş için sürdürdüğü kararlı mücadelesi nedeniyle…”
***
Elbette kimi yorumcular için "utanılacak" bir ödül bu... Çünkü María Corina Machado aynı zamanda ABD yaptırımları ve İsrail destekçisi...
Hem otoriter yönetime karşı mücadelesi var, hem de başka otoritelerlere desteği...
Barış ödülünün bir yüzüne savaşın gölgesi düşüyor hani...
***
Ada yarısında, otoriterliğin gölgesinde yaşıyoruz.
Dayatmalarla yüz yüzeyiz hep.
Kıbrıslı Türkler, kurallarını kendilerinin koymadığı bir ortamda yoklukla sınanıyor.
Kayıt dışıyız ne yazık…
Ama her şeye rağmen, aydınlığı düşlüyoruz.
Vazgeçmemek önemli.
Bir de cesaret…
Ne olursa olsun.
Her koşulda…
“Barış, korkunun değil cesaretin dilidir" demişti, María Corina Machado, Nobel konuşmasında...







