1. YAZARLAR

  2. Zeki Kayalp

  3. KKTC MOK diktatörlük olmamalı...
Zeki Kayalp

Zeki Kayalp

KKTC MOK diktatörlük olmamalı...

A+A-

29.03.2013  tarihli köşemde KKTC MOK diktatörlük olmamalı diye manşet atıp şöyle devam etmiştim.
“MOK sporun kardeşliği olmalı. Ülke sporunu yönlendirmeli. Federasyonlarla sıkı iş birliği içine girmeli. Bireysel kişilerden kurtulmalı. Gerçek üyeleri yalnızca federasyonlar olmalı. MOK geçmişteki gibi Gökbilen’in çifliği olarak kalmamalı. Bilim yuvaları, spor yazarları ve tüm spor ailesi  ile barışık olmalı. Üretmeli. Çözüm önerileri sunmalı.  Kısacası MOK ülke sporunun kalbi olmalı.”
Neden bu paragrafları yazmıştım?  Çünkü dünyada eşi benzeri olmayan bir yapının ısrarla ülkemizde korunması istenmiştir. Kimler tarafından? Süleyman Göktaş, Eyüp Zafer Gökbilen ve yandaşları tarafından. Neden mi? Sözde siyasi güç elde etmek için.
Ülke sporunun kanını emen, KKTC MOK’u siyasi arena gören, Kıbrıs Türk halkını ve gençliğini hiçe sayan, proje üretmeyen, sporun ruhundan zerre kadar anlamayan, spora hiç bir katkısı olmayan küçük beyinlerin egolarını tatmin edeceğiz diye, KKTC MOK kurulmaz. Hele hele yakın geçmişte olimpiyat gören, olimpiyat ruhunu taşıyan (ümit ederim) Süleyman Göktaş hoca gibi sporun zirvesinde oturan bir kişi elini masaya vuramamışsa, KKTC MOK yapısının sağlıklı olamadığını yorumlayamamışsa  düşünün spor kimlerin eline bırakılmış. Ha eğer bu yapı sağlıklıysa da çıkıp adam gibi “ben bu yapıyı savunurum” diyebilmeli Süleyman hoca. 
Birkere şu konu çok iyi bilinmeli. IOC kurallarına göre, bizim ülkemizdeki KKTC MOK yasal değildir. Çünkü federasyonların azınlıkta olduğu başka bir MOK dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur. Yasal olmayan bir kurumun almış olduğu karar da geçersizdir, yasadışıdır. Bu yüzden mide bulandırıp, kendi idolejilerini topluma yansıtmak isteyen, vampirler gibi kanla beslenen ve KKTC MOK’u “işgal altında” tutan bazı kişilerin aldığı kararları çok fazla kaale almamak gerekir. Federasyonlar olarak istediğiniz kadar didinip durun. Vampirler için hiç bir önemi yok. Mevcut sistemde federasyonlardan fazla üyeye sahip olduklarından, federasyonların çalışmalarını  emeklerini hiçe sayabiliyorlar. 
Spor basını ve spor kamoyu ısrarla şu soruyu sormalı. Dursun Koç, Muhittin Sarıgözme, Çavlan Süerdem, Mesut Günsev kimlerdir ki, KKTC MOK’un yönetim kurulunda oturup, başkanı pasifize ederek toplumun tüm kesimlerinin benimsediği  KTFF-KOP ilişkileri için adeta kin kusabiliyorlar?  KKTC MOK’un üye yapma kriteri ne? Bu adamların spora yaptıkları katkı ne?  Kıbrıs Türk gençliğini spor alanlarında ileriye taşıyabilme adına projeleri var mı? Hangi federasyonlarla bugüne kadar iş birliği yapmışlar? Kin kusma, bağnazlık, saldırı, milliyetçilik edebiyatları çoktan bitmiştir.  Yasalardan korkan. Korkak pehlivanlar gibi savaşan. Spor örgütlenmesinden çok, “yer altı” örgütlenmesini ilke edilen, nazi dönemini andıran ve sporun dışındaki tüm faliyetlerde kendilerini gösteren bu kişilerin ivedilikle olimpiyat kelimesi geçen bir kurumdan uzaklaştırılması zaruridir. Aksi , halde Olimpiyat ruhuna ihanet etmiş oluruz. Tabi, o ruh bizlerde var ise.

Not: Serdar Savim’in

Bu yazı toplam 1840 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar