1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Kayıp kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesinde artış olmayacak…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Kayıp kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesinde artış olmayacak…”

A+A-

Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Paul Henri Arni, Kıbrıs Haber Ajansı’na açıklama yaptı:

“Kayıp kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesinde artış olmayacak…”

Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Paul Henri Arni, dün Kıbrıs Haber Ajansı’ndan Kiriaki Hristodulu’ya geniş açıklamalarda bulunarak “Kayıp kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesinde artış olmayacağını” duyurdu.

Arni’nin Kıbrıs Haber Ajansı’na verdiği demeci okurlarımız için Türkçeleştirerek derledik. Arni, özetle şunları söyledi:

***  Zaman geçtikçe ve görgü şahitleri vefat ederek bildiklerini mezarlarına götürdükçe, kayıp kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesine yönelik sonuçlarda artış olmayacağının bilincindeyiz. Ancak umudumuzu kaybetmiyoruz, iyimseriz, sistematik biçimde misyonumuzu yerine getirmek için çalışmaktayız.

***  1963-64’ten 55 yıl ve 1974’ten 45 yıl sonra, “kayıp” yakınlarının acıları artmıştır. Bu konuda ne kadar çok çalışırsam, savaş yaraları arasında en derin olanın kayıp yakınlarının acısı olduğunu ve bunun zamanla arttığını anlıyorum…

paul.jpg

***  Elde ettiğimiz sonuçlar tüm bu yıllar ardından azalmış olsa bile, Komite ailelere ve böylesi acılar içinde olan herkese yardım etmek için elinden gelen en iyisini yapmaktadır. Kaldırılıp altına bakılmadık taş bırakmıyoruz, amacımız da mümkün olduğunca çok aileye yardım etmektir.

***  Yakın zamanda Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden üst düzey bir psikolojik uzmanın hizmetlerinden yararlandık ve Kıbrıs’ta kayıp yakınlarıyla görüşmeler yaptı bu uzman, “kayıplar”ı henüz bulunmaış olan Kıbrıslırumlar’la Kıbrıslıtürk “kayıp” yakınlarıyla görüştü, şu anda bu uzman bir rapor hazırlıyor, ne kadar derin acılar çektiklerine dair. Bu ilk kez meydana geliyor ve bu raporu liderlere sunacağız, raporda tavsiyeler de bulunacaktır.

***  Bu uzman son dört ay içerisinde adanın kuzeyinde ve güneyinde 250’den fazla aileyle görüştü ki bu da ilgili “kayıp” yakınlarının yüzde 25’ine tekabül ediyor. Uzman raporunun Nisan ayında hazır olması bekleniyor. Bu raporu yetkililere vereceğiz, onlara ilk kayıp vakalarının meydana geldiği 60’lı yıllardan sonra aradan 55 yıl geçmiş olmasına ve 1974’ten 45 yıl geçmiş olmasına rağmen, “kayıp” yakınlarının hala ihtiyaçları olduğunu göstermek için bu raporu sunacağız. Bu ailelerin belki idari değil daha çok psikolojik ihtiyaçları vardır. Bu çok yeni bir bilgidir, bu uzman psikolog her aileyle 4er saat geçirdi, uzak köylerden, Trodoslar’ın tepesine kadar her yere gitti ve şimdi de bunun yansımalarını getiriyor, bugün dahi çok büyük acılar çektiklerine dair yansımalardır bunlar. Bunu bilmek son derece yararlıdır ve kendisi bazı tavsiyelerde de bulunacak ve bu rapor Uluslararası Kızılhaç Örgütü ile Kayıplar Komitesi’nin ortak raporu olacak.

***  Psikoloğun bize sunduğu sözlü sunuşlara göre, bu ailelerin günlük yaşamları çok zordur ve çektikleri acı çok derindir. Kayıplar Komitesi’nin isteği üzerine böylesi bir araştırma yapmayı kabul eden Uluslararası Kızılhaç Örgütü’ne teşekkür ederiz. Kızılhaç örgütü bilgi ve metodolojilerini buraya getirmeyi kabul etti, bunu bütün dünyada yapıyorlar ve adına da “Ailelerin ihtiyaçlarının değerlendirilmesi” diyorlar ve bunu genellikle çatışma sona erdikten 10-15 yıl sonra yapıyorlar. Ancak Kıbrıs gibi eski bir çatışmayla ilgili olarak ilk kez bir inceleme yapıyorlar. Bu da acının derinliğini gösterecektir.

***  Ben de o acının orada olduğunu görüyorum, onurla taşımaya çalışıyor “kayıp” yakınları bu acıyı ancak biraz kaşıdığınızda, onlardan öykülerini anlatmalarını istediğinizde, açılıyorlar ve hemen gözyaşlarına boğuluyorlar.

***  Kızılhaç psikoloğu 80 yaşındaki bir Kıbrıslı’yla görüştü, annesi savaştan birkaç yıl sonra ölmüş bu adamın. Kadının kocası yani yaşlı adamın babası savaş sırasında “kayıp” olmuş ancak kadın onun için giysiler satın almaya, yeni takımlar diktirmeye devam etmiş, kocası olmadığı halde sanki varmış gibi hayatını sürdürmüş.

***  Yaşlı adam psikoloğa annesinin deli olduğunu düşünerek doktora götürdüğünü, doktorun da kadına bol bol ilaç yazdığını, kadının bu aşırı ilaçlar yüzünden birkaç sene sonra öldüğünü anlatmış. Adam bütün hayatı boyunca annesinin deli olduğunu düşünmüş. Ama aniden işte Kızılhaç’tan bu üst düzey danışman geliyor, onunla dört saat geçiriyor ve adama annesinin deli olmadığını söylüyor… Kadının bununla baş etme mekanizmasını böyle geliştirmiş olduğunu anlatıyor. “Kayıp” şahıs geri dönerse diye ona giysiler alıyor ve ölüm olasılığını reddediyor. Bu 80 yaşında adam ağlamaya başlamış ve Kızılhaç uzmanının ellerine sarılarak ona çok teşekkür etmiş çünkü “Nihayet birisi gelip benimle konuştu ve bana annemin deli olmadığını söyledi” demiş. İşte acılarının durumu böyle…

***  Bu görüşmeler sonucunda yeni bilgilerin ortaya çıkma olasılığı pek yoktur çünkü bu aileler zaten Kayıplar Komitesi’ne konuşarak bildiklerini paylaştılar. Amaç yeni bilgi edinmek değil, çektikleri acıyı analiz ederek bununla nasıl baş ettiklerini öğrenmektir. Kıbrıs aile hayatının çok güçlü ve önemli ve herkesin hayatında çok merkezi bir yeri olan bir şeydir. O nedenle kayıp sorunu bu aile ağı ve ailenin önemi nedeniyle özel bir acı doğuruyor. Eğer aileleri düşünecek olursam evet huzursuz oluyorum ve yeterince (kayıp kalıntısı) veremediğimizi düşünüyorum ancak eğer sonuçlara biraz mesafeli bakacak olursam, 927 “kayıp” şahsın kalıntılarını 13 senede teslim ettik, 2002 “kayıp”tan. Bu da %46 demektir ki hemen hemen yarısı demektir ve bunu Arjantin ve Lübnan gibi ülkelerle kıyaslayacak olursanız, bu iyi bir sonuçtur. Arjantin’de bu oran %20’dir ve 35 senede oldu bu, Lübnan’da ise son 25 senede herhangi sistematik bir çaba başlatılmamıştır bile. O nedenle bu sonuçlar iyidir, biraz geç ve biraz az olsa bile çünkü ilk 25 yıl boyunca yani 1981-2006 yılları arasında Kayıplar Komitesi’nin bugün yürüttüğü operasyon için görev tanımının değiştirilmesine yönelik yeterince güçlü bir siyasi irade mevcut değildi.

***  İlk 25 yıl içinde liderler Kayıplar Komitesi’ne “kayıplar”ın akibetinin belirlenmesi görevini verdiler ancak o yıllarda pek az sonuç elde edildi. Sonra bu görev değiştirildi ve siyasi irade orada olunca ve liderler ailelerin nihai bir kanıt yani “kayıp” şahsın bedenini geri almaya ihtiyaçlarını anlayınca, o zaman kazı yapmamıza izin verildi.


DİSİ lideri Averof Neofitu, Dünya Kadınlar Günü toplantısında, “kayıplar”la ilgili çalışmalarımızı onore etti…

DİSİ lideri Averof Neofitu, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dün Lefkoşa Hilton Park Otel’de düzenlediği yemekli toplantıda, “kayıplar”la ilgili çalışmalarımızdan övgüyle söz etti.

Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan DİSİ lideri Averof Neofitu, kendisi okula giderken kız öğrencilerin pek çok ödül aldığını ancak okuldan mezuniyet sonrası, kızların “görünmez” olduğunu, bunun nedeninin annelik, ev işleri sorumluluğu gibi toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü olduğunu kaydetti, Kıbrıs’ta henüz bu alanlarda kadınlara yeterli destek sistemi bulunmadığına dikkati çekti.

Karar verme mekanizmalarında kadınların kritik karar alma yeteneklerinin yansıtılması gerektiğini anlatan Neofitu, herkesin, özellikle Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar’ın federal bir Kıbrıs yaratmak için birlikte çalışması gerektiğine dikkati çekti.

Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum kadınların adanın bölünmesi nedeniyle çok acı çektiğini anlatan Neofitu, bu yemekli toplantıda katılımcılara biyografimizi okuyarak, “kayıplar”la ilgili çalışmalarımızı onore etti ve bize bu yönde yürüttüğümüz çabalar nedeniyle teşekkür etti. Bu da, bizim için büyük bir sürpriz oldu.

Averof Neofitu, konuşmasında Kıbrıs için tek çözümün federasyon olduğunu, başka alternatiflerin ne kadar tehlikeli olduğunu herkesin anlaması gerektiğini belirterek kadınların çözüm için mücadelede ön saflarda olması gerektiğini ifade etti. “Daha iyi bir Kıbrıs istiyoruz, daha iyi bir Kıbrıs da birleşik bir Kıbrıs’tır” dedi.

disi.jpg

 

Bu yazı toplam 1249 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar