1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. İsrail – Filistin savaşının detayları ve analizi
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

İsrail – Filistin savaşının detayları ve analizi

A+A-

Bugünkü yazımda, yaklaşık 27 gündür devam eden İsrail-Filistin savaşının perde gerisi detaylarını sizlerle paylaşacağım. Bu konuda yaptığım araştırma neticesinde derlediğim bilgileri aktaracağım.

Hamas’ın, 7 Ekim'de, Gazze Şeridi yakınındaki farklı noktalardan İsrail'e giren militanları yüzlerce kişiyi  öldürdü ve yüzlerce kişiyi rehin aldı. İsrail'in verdiği tepki ve başlattığı karşı saldırı ile ortalık kan gölüne döndü ve çoğunluğu çocuk ve sivil vatandaş olmak üzere Gazze’ de ölenlerin sayısı 9 bini aştı. Saldırılar durmazsa bu rakamların günden güne artacağı görülüyor.

Özellikle, sivil ve çocukların ölmesi dünya’ da tepki çekiyor ama israil saldırıları durmuyor. İsrail saldırıları, Hamas’ dan daha çok, masum çocuk, kadın, yaşlı ,sivil insanlara zarar veriyor.

Bugüne kadar Gazze’ ye 18 bin tondan fazla bomba atıldığı söyleniyor. Üstelik de masum insanların bombalardan kaçacak yerleri bile yok. Hastaneler, okullar, ibadet yerleri, mülteci kampları bile vuruluyor.

Gazze’ de 1 milyon kişi evini terk etmiş durumda. İsrail tarafında da 1.400 kişi hayatını kaybetti, 130 bin İsrailli ise hayatını kurtarmak için evlerini terk etti.

Şabbat günü ve aynı zamanda Sukot Bayramı olarak kutlanan günde, 7 Ekim Cumartesi sabahı yapılan Aksa Tufanı  saldırıları, İsrail’de şok etkisi yaptı. Hamas militanlarının yaptığı saldırı, 1973 yılında Mısır ve Suriye liderliğindeki Arap devletlerinin, İsrail'e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşının  50'inci yıldönümünde yapıldı.

Uzmanlar, Hamas'ın Gazze'den  yaptığı operasyonun, İsrail'in karşılaştığı en ciddi sınır ötesi saldırı olduğunu belirtiyor. Hamas, şimdiye kadar İsrail topraklarına 5 binden fazla  roket atıldığını ifade ederken, İsrail’in  de Gazze’ ye  hava saldırıları devam ediyor.

Hamas Sözcüleri,  başlatılan askerî operasyonun, Filistinlilerin on yıllardır karşılaştığı tüm zulümlere yanıt olduğunu ve İsrail’e karşı mücadelelerinin kutsal yerlerin özgürlüğü elde edilene kadar devam edeceğini ifade ettiler.

1 Kasım 2022 seçimleri sonrasında İsrail’ de iktidara gelen aşırı sağ koalisyonun, Filistinlilere yönelik sertlik yanlısı politikaları ve şiddet olaylarında yaşanan artış, bölgede bir patlamanın meydana geleceğinin işaret fişeklerini gösteriyordu.

Hamas, 1987’ de İsrail işgaline karşı çıkan ilk büyük ayaklanma dalgası sırasında kuruldu. Hamas veya resmi adıyla İslami Direniş Hareketi, Gazze Şeridi'ni kontrol ediyor.

Batı Şeria ve Gazze, Filistin toprakları olarak biliniyor. Bunlara ek olarak tarihte Filistin olarak anılan devlet, Doğu Kudüs ve İsrail'i de kapsıyordu. Filistinliler de Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bölgeye halen Filistin diyor. İsrail'i resmen tanımayanlar da, bu bölgeye halen Filistin diyor.

Hamas, İsrail tarafından işgal edilen topraklarda İslami bir devlet kurmayı amaçlıyor.Hamas, 2007'de Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi'yle (El Fetih) yaşanan askeri çatışmanın ardından Gazze'nin kontrolünü ele geçirdi.

Hamas, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İngiltere ve İsrail'in terör örgütleri listesinde yer alıyor. Hamas'ın bölgedeki en önemli destekçilerinin  İran ve Lübnan Hizbullahı olduğu görülüyor.

Hamas Saldırısı sonrasında, İsrail, Gazze’ ye havadan, karadan ve denizden abluka uygulamaya başladı. Birleşmiş Milletler (BM) ve insani yardım kuruluşları, ablukanın Gazze halkının yaşam koşullarını giderek kötüleştirdiği uyarısı yapıyor.

Gazze Şeridi, 2,3 milyon kişinin yaşadığı, dünyada nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölgelerden biri. İsrail, Mısır ve Akdeniz arasında 41 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde çok küçük bir coğrafya.

Gazze hava sahasını ve kıyılarını İsrail kontrol ediyor ve Gazze'ye malların girişini sınırlıyor. Benzer şekilde, Gazze sınırından kimin geçip kimin geçemeyeceğine de Mısır karar veriyor. Birleşmiş Milletler'e göre, Gazze'deki yaklaşık bir milyon insanın her gün gıda yardımına ihtiyacı var.

Güvenlik uzmanları, İsrail istihbarat örgütlerinin Hamas  saldırılarının olacağını fark edememesinin veya uyarılmalarına rağmen harekete geçmemeleri ihtimalinin şaşırtıcı olduğunu belirtiyorlar.

Zira, İsrail, bölgenin en iyi finanse edilen ve en kapsamlı istihbarat ağına sahip ülkelerinin başında geliyor. Gazze ile İsrail arasındaki sınır hattı boyunca kameralar ve düzenli ordu devriyeleri var.

Dikenli tellerle kaplı sınırın, bu saldırıdaki gibi, bir sızmayı önleyebilecek düzeyde olduğu sanılıyordu. Ancak, Hamas militanları bu sınırı buldozerlerle geçerek, deniz yoluyla veya paraşütlerle aşarak zorlanmadan İsrail'e girdiler.

Uzmanlar, Hamas’ın ve İslami Cihad’ın, daha önce Gazze’deki güvenlik duvarını farklı şekillerde geçtiğini, fakat ilk defa savunma hattını bu kadar büyük bir şekilde aşabildiğini belirttiler. Ayrıca, kısa sürede 5 bin roketin, İsrail topraklarına fırlatılması, hava savunma  sisteminin zayıf kaldığını gösteriyor..

Esir alınan İsrail askerleri arasında tuğgeneral rütbesine sahip askerlerin olması, Filistin-İsrail tarihinde ilk defa bu çapta bir rehine vakasının yaşanmasına da neden oldu.

Yaşanan saldırılar, İsrail’deki aşırı sağ güçlerin Başbakan Netanyahu’ya baskısını arttıracaktır. Bundan sonra, İsrail, Hamas ve İslami Cihad’a karşı daha saldırgan bir tavır alacaktır. Bunun izleri de görülmektedir.

Öte yandan, İsrail’ deki muhalefet partileri de, Netanyahu hükümetini sivillere saldırılar nedeniyle, ağır bir şekilde eleştirmektedir.

Tüm bu gelişmeler sonrasında, İsrail’in Gazze’ye genel bir kara harekâtı hazırlığı içerisinde olduğu görülüyor. Belli bölgelerde kara çatışmaları da başlamıştır. Ancak, kara saldırısında İsrail’in ağır kayıplar verebileceğini uzmanlar belirtiyor.

Öte yandan, Uzmanlar,  Hamas saldırılarının, ordunun halk nezdinde imajını ilk kez zedelediğini ve ordunun yenilmezlik ünvanınının da yara aldığını belirtiyorlar.

Bundan sonraki dönemde,  savaşın daha büyük bir alana yayılması İsrail’ i zor duruma sokabilir.Bu nedenle İsrail, savaşı  Gazze sınırında tutmayı tercih edebilir.

Ayrıca,  esir alınan İsrail askerlerinin yerinin bilinmemesi ve zarara uğramaması için, İsrail’in  kara harekatını temkinli yürütmesi beklenmektedir.

Günlerdir aralıksız bombalanan Gazze'de, yaşam koşulları da her geçen gün zorlaşıyor. İsrail, Gazze Şeridi'nde elektik, su, ilaç ve gıda dağıtımını engelliyor,  yakıt girişine de izin verilmiyor. İnsani ihtiyaçların karşılanamaması sebebiyle salgın hastalıklar da hızla artıyor.Tam bir insanlık dramı yaşanıyor.

Geçtiğimiz hafta sonu, BM Genel Kurulu’nda ateşkes çağrısı için yapılan oylamada 120 ülke evet dedi, 14 ülke ise savaşa devam dedi ve çoğunluğu batılı ülkelerden 45 ülke ise, oylamaya katılmadı. Benzer durum AB toplantısında yaşandı ve İspanya, İrlanda ve Belçika hariç, diğerleri  İsrail’e ‘savaşı durdur diyemedi. Bu ne büyük çelişki böyle..

Şu anda devam eden bu savaşın, Lübnan, Suriye ve İran’ a sıçraması durumunda savaşın durumunu  nasıl etkileyeceği meçhuldür. Umarım, İsrail ateşkesi kabul eder ve savaş daha da büyümez. Unutulmaması gereken nokta,  Netanyahu Hükümeti, tüm İsrail’i temsil etmediği gibi, Hamas da tüm Filistin’ i temsil etmemektedir..

Yüzyıllar boyunca, haksızlığa ve zulme uğrayan, 2.Dünya savaşında da soykırım yaşayan Musevilerin torunlarının şimdi başka bir halka zalimlik yapması, çocukları ve sivilleri bombalayarak öldürmesi hiçbir vicdana sığmamaktadır.

İsrail muhalefeti, Netanyahu Hükümeti’ni istifaya davet ederken ve protesto gösterileri yapılırken, Hükümet, saldırıların devam edeceğini açıklıyor. Binlerce çocuğun ve sivilin öldürülmeye devam etmesi, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Bu yazı toplam 1908 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar