1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. GELİN MİMARİMİZİ YEŞİLLENDİRELİM
Onur Olguner

Onur Olguner

GELİN MİMARİMİZİ YEŞİLLENDİRELİM

A+A-

Larnaka’nın girişinde çok beğendiğim bir bina vardır. Lefkoşa’dan yaklaşırken yemyeşil cephesi ile sizi karşılar.

Her Larnaka ziyaretimde mest eder bu bina beni. Sarmaşıkları yola bakan cephesini yemyeşil etmiştir. Önündeki ağaçlar da bu denkleme eklendiğinde çevresinin yaşam kalitesine kalite katar.

Buna benzer bir örnek Girne’de çemberden limana doğru giderken solda bulunan otelde vardır. Bu otel inşaat süresi boyunca binanın kötü görüntüsünü yeşil yüksek bir duvar ile örtmüştür.

Belki de bir gizleme adımı olarak çıkan bu duvar, binanın kalitesine kalite katmıştı.

Dünya da bu yönde ilerlemektedir aslında. Bundan 20 yıl önce uzay gemisi gibi tüm binada alüminyum kompozitler kullanmak yavaş yavaş yerini sarmaşıklara, ağaçlara ve çalılara bırakmıştır.

Mesela bu iki akımın arasındaki farkı gittiğiniz toplum kullanımına açık binalarda net bir şekilde gözlemleyebiliriz.

Eski örnekleri belki de burada sizlerle paylaşmak olmaz. Fakat, yeşili bina ile birleştirmeyi başaran örnekleri sunmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu örneklerden belki de en popüleri Milan’daki Dikey Orman binası olabilir. Bu bina hem çevresindeki yaşam kalitesini artırmakta hem de apartmanlarda bahçelerin yaşam standartlarını ne kadar arttıracağını bize kanıtlamaktadır.

Tayland Havalimanı ise bu adımın ticari olarak ne kadar başarılı olduğunu adeta bize gösterir.

İÇ MEKAN ORMANI diye tanımladıkları binanın içerisindeki orman belki de bu atmosferi ile Tayland Havalimanı’nı dünyanın en güzel havalimanı haline getirir.

Biliyorum, mimar veya mühendis olmayan insanlara mimari terimler ile yeşille binanın entegrasyonunu anlatmak çok etkili olmayabilir.

Bu noktada popüler kültürümüz daha etkili araçlar ile yeşil binalar mesajını ileten örnekler sunar.

Bu örneklerden belki de en başarılısı Marvel Evreni filmlerinden ‘Dr Strange ve Çoklu Evren Çılgınlığı’ filmi sayılabilir.

Bu film paralel bir evrende doğa ile bütünleşmiş bir New York’u bize gösterir. Ve bu doğa ile bütünleşmiş şehir adeta bizleri mest eder.

Aslında popüler kültür yaratılışından beridir yaptığı gibi insanlara ilerlemekte oldukları akımı daha kolay kabullenmeleri, benimsemeleri ve arzu etmeleri için bir platform sunar.

Peki, Dünya bu yönde ilerlerken bizler ne yapabiliriz?

  • Öncelikle binalarımıza yeşil çatıları entegre etmeliyiz.

Yeşil çatı sistemleri aslında bina yapılmadan önce planlanırsa mümkün olabiliyor.

O yükü kaldıracak statik sistem, bitkilerin ihtiyaç duyacağı sulama sistemi ve suyu toprağa ulaştıracak arıtma sistemleri her zaman ilk adım olarak tasarlanmalı.

Dahası yeşil çatı sadece çatılarda değil, Milan Dikey Orman Gökdeleni örneğinde olduğu gibi yükselen binalarımızın balkonlarında da uygulanmalıdır. Böylece bu adım apartman dairelerine en fazla ihtiyaç duyacakları bahçeleri sunabilecektir.

  • Özellikle binaların yoğun olduğu şehir merkezlerinde yeşil cephe uygulamalarını arttırmalıyız.

Çünkü bu binaların dış görünüşleri yarı-kamusal alanlardır.

Dıştan tasarlanacak yeşil cepheli binalar o bölgenin yaşam kalitesini ve sağlığını artıracaktır.

Sarmaşıklar ve çiçekler bu bağlamda hem tasarımlarımızın hem de şehrimizin en önemli öğeleri sayılabilir.

  • Binalarımızdan geriye kalan alanlarda, her ne kadar az bile olsa ağaç ekmeyi ve bahçe tasarlamayı artırmalıyız. Bu yaklaşım hem binamızı daha değerli hale getirecek, hem de bölgeye değer katacaktır.

 

  • Son olarak yollarımızı yeşillendirmemizin öneminin artık net bir şekilde farkına varmalıyız dostlar. Yeşil ile donatılmış yollar hayat kalitemizi artıracak, yaz sıcaklığını düşürecek ve yürümeyi teşvik edecektir.

Bu maddeleri yapmak sadece mimarların görevi değil aynı zamanda şehir planlama dairesinin, belediyelerin ve merkezi yönetimlerin görevidir.

Mimarimize yeşili eklediğimiz takdirde devlet kurumları ekstra alan kullanımı, vergi indirimi veya ruhsat katkısı gibi bir seri teşvik sunabilir. Bu teşviklerin kamuya geri dönüşü inanın ki yüksek olacaktır.

Bu bağlamda Tayvan örneğinde de olduğu gibi verilecek teşvikler yaşam alanlarımızı doğa ile bütünleştirecektir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün söylemi nettir “Bir insan pencereden dışarıya baktığında en az üç ağaç görmelidir. Eğer görmez ise o şehirde yaşam kalitesi düşük, insan sağlığı zayıf ve ömür beklentisi kısa olur”

Unutmayın ki mimarimizi, bölgemizi ve hayatımızı yeşillendirecek bir “paralel evren” yaratmak bizim de elimizdedir!

Gelin doğayı şehirlerimizle entegre edelim, sokaklarımızı bitkilerle taçlandıralım ve yaşam kalitemizi kat be kat artıralım.

img-1744.jpg

worlds-tallest-indoor-waterfall-featured-image.jpg

fwlwqh9agaasiw7.jpeg

Bu yazı toplam 1465 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar