1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Federal ortaklık modeli tüketildi mi?
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Federal ortaklık modeli tüketildi mi?

A+A-

 

2017 Temmuz ayı başında müzakere süreci çökmüştü. Bunun temel nedeni Anastasiades’in çözümü değil Şubat 2018’de gireceği seçimi düşünmesiydi. Bu nedenle hiçbir esneklik göstermedi,aksine yükünü yığdıkça yığdı. Önce “sıfır asker, sıfır garanti” dedi. Ardından “devletin işlerliği” diyerek Kıbrıslı Türklerin merkezi federal devletin karar süreçlerine etkin katılımının olmasına karşı olduğunu açıkladı.

Yaklaşık iki yıldır müzakere yoktur. Liderler bu arada 2 kez biraraya geldi ama bu görüşmeler sosyal buluşmadan öteye gitmedi. Önümüzdeki Salı günü yeniden biraraya gelecekler. Büyük ihtimalle bu da sosyal buluşmadan öteye gidemeyecek.

1977 ve 1979 doruk anlaşmalarından bu yana devam eden Kıbrıs müzakere sürecinde federal ortaklık kurulması konuşuldu. Daha doğrusu masada hep federal çözüm vardı. Ama 1977 ve 1979 doruk anlaşmalarının altında imzası olan ve 2004 yılına kadar Kıbrıs Türk tarafı adına bu müzakereleri yürüten rahmetli Denktaş federal çözüme inanmadığı için görüşür gibi yaptı ama federasyon konuşmadı.

2004 referandumunda Rumların % 76 ile hayır demesi sonrasında 2008’e kadar yine müzakere olmadı. 2008’de Hristofyas’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra başlayan Talat-Hristofyas görüşmeleri ilk kez Kıbrıslı liderler arasında ciddi ve sonuç alıcı müzakere süreci olarak tarihe geçti.

2010’da kuzeyde Eroğlu cumhurbaşkanı seçildi. Eroğlu da federal çözüme inanmadığı için 5 yıllık görev süresinde Türkiye’nin baskısı ile imzaladığı ve federal bir çözümü hedefleyen 11 Şubat 2014 belgesi dışında en küçük bir ilerleme olmadı.

2015’de bu kez seçimi Akıncı kazandı. Akıncı’nın seçilmesinden sonra Talat-Hristofyas döneminde olduğu gibi Akıncı-Anastasiades arasında yeniden ciddi ve sonuç alıcı müzakere süreci başladı.

2015 Mayıs ayında başlayan bu süreç Temmuz 2017’de Crans-Montana’da yukarıda işaret ettiğim nedenlerle çöktü.

Federal çözüme inanmayan ve kendi dönemlerinde müzakere etmeye değil, müzakere eder görünmeye oturanlar hemen “federal ortaklık modelinin tüketildiğini” artık “iki devletli çözümü” konuşmamız gerekir demeye başladılar.

UBP liderliğinin uzun zamandır tekrarladığı bu tezi bugünlerde Dışişleri Bakanı ve HP Genel Başkanı Kudret Özersay da dile getirdi. Özersay Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada “Ada'daki şartlar nedeniyle aradan geçen 50 yıldan sonra kanıtlanmış ve ispatlanmış olan şey federasyonun mümkün olamayacağıdır” dedi. Derviş Eroğlu döneminde müzakereci olan Özersay çözüm yoluna ilişkin görüşlerinin “şahsi deneyimleri ve fikirleri” olduğunu da ekledi.

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar da önceki gün Akıncılar köyü ziyaretinde “yaptıkları temaslardan elde ettikleri sonuçlarla görüşlerine başvurdukları uzmanların söylediklerinin günü geldiğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınacağı yönünde olduğunu” söyledi. Ardından da “iki devletli çözümün en doğru çözüm olduğunu çekinmeden, bu halkın yararı için her platformda savunalım” dedi.

Her iki parti başkanı da TC Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun “artık iki devletli çözümü konuşmalıyız, zaten Anastasiades de artık iki devletli çözümden bahsediyor” açıklamasından sonra koroya katıldılar.

Hem Çavuşoğlu ve TC yetkililerinin, hem de bizdeki federal çözüm karşıtlarının unutmaması gereken BM çözüm zemininin hala “federal ortaklığa dayalı bir çözüm” olduğudur.

İkincisi Anastasiades’in hala içini doldurmadığı “De-santralize Federasyon” önerisinin asıl amacı merkezi federal devleti çoğunluğun yöneteceği bir modeldir.

 Bunu da aklı başında hiçbir Kıbrıslı Türkün Kabul etmeyeceğini düşünüyorum. Federal çözüm siyasi eşitlik temelinde yaşama geçerse bir anlam kazanacaktır.

Anastasiades sizinle iki devletli çözüm müzakeresi yapmaz. O nedenle KIbrıslı Türklerin BM çözüm zemini olan federal çözüm talebinden vazgeçmesi ve başka modeler önermeleri yalnızca Rum tarafını mutlu eder. Çünkü o zaman “bakınız Kıbrıslı Türkler çözüm istemiyorlar kendi yasadışı devletlerini tanıtmanın peşindedirler” diyecekler.

Bence Kıbrıs Türk tarafı bir bütün olarak federal çözüm müzakerelerinin BM zemininde devam edeceği ve Kıbrıslı Rumları buna zorlayacak adımları atmalıdır. Aksi durumda Taksim kaçınılmaz olacak ve bu küçücük adada bölünmüşlük kalıcılaşacak.       

 

 

 

Bu yazı toplam 1742 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar