1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Ertan Namıkkemaloğlu, büyük bir hümanistti…2
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Ertan Namıkkemaloğlu, büyük bir hümanistti…2

A+A-

 “Kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması için yıllardır gönüllü ve insani biçimde çaba göstermiş olan Bladanisyalı Ertan Namıkkemaloğlu, yaşamını yitirdi…

Çok değerli arkadaşımız Ertan Namıkkemaloğlu'nu kaybettik... Çok yetenekli, dürüst, sevecen, esprili ve kocaman bir insan yüreğine sahipti... "Kayıplar" konusunda yıllardır bize yardımcı oluyordu... Her daim barış için mücadele etmekteydi...

Çok değerli eşi Şifa Aygül'ün ve evlatlarının acısını paylaşıyoruz... Işıklarda ol sevgili Ertan... Seni ve insaniyetini hiç unutmayacağız... Bize senden söylediğin şarkılar ve Aygül hanımla birlikte yetiştirdiğiniz evlatçıklar kaldı...

Ertan Namıkkemaloğlu, Bladanisyalı'ydı ve 74 savaş sonrası Kondea'da yaşıyordu...

2009 yılının Ağustos ayının ilk günlerinde aramıştı beni ve şöyle demişti:

““Bugün, köyüm Bladanisya’ya gidiyorduk... Yurtdışından bazı akrabaları oraya götürüyordum... Burada bize ait biri 500 dönümlük, biri 50 dönümlük tarlalar ve araziler var, bunlara bakmaya ve köyümüzü görmeye gidiyorduk...  Eski Evdim yolundan Bladanisya’ya giden yol üzerinde bir mola verdik. Burada bir toprak yığını vardı. Sigara içmek üzere bu toprak yığınının üstüne oturdum... Sigaramı içerken, toprakların arasından görünen beyaz bir şey takıldı... Önce büyük bir çakıltaşına benzettim bunu... Sonra parmağımla toprakları azıcık eşeleyince, bunun bir çocuğa ait bir kafatası olduğunu gördüm... Kendimi çok tuhaf hissettim... Bu antik bir kafatasına benzemiyordu, bir çocuğa ait olduğu kesindi... Durup topraklarını temizledim... Kafatasında çocuğun dişçikleri de duruyordu... Ama alt çenesi yoktu...

Bir çocuğa ait bu kafatasının burada ne işi vardı? Baflı Kıbrıslıtürkler, 1974’te İngiliz üslerine gidebilmek için Bladanisya’ya doğru tırmanan bu toprak yolu kullanırdı... O zaman bazı Kıbrıslıtürk ailelerin bu yolda bazı Kıbrıslırumlar tarafından öldürülmüş olduğu anlatılıyordu... Acaba bu kafatası o günlerden mi kaldıydı? Yoksa bu bir Kıbrıslırum çocuğa mı aitti? Yoksa yabancı bir çocuğa mı aitti?

Acaba ne yapmalıydım? Kafatasını bulduğum yere, o toprak yığınının üstüne koydum. Çünkü bunu yanıma almam doğru olmazdı. Zaten arabadaki akrabalarım “Aman, aman, bırak olduğu yerde kalsın, aksi halde polise nasıl anlatacan derdini bir şey olursa? Vallahi hapse atarlar seni!” diyordu... O çocuğa ait kafatasını oraya koyup, oradan ayrıldık ve köyümüze gittik...

na-002.jpg

Kuzeye döndüğümde, geceleyin başımızdan geçen bu tuhaf olayı anlatırken, bir akrabam “Bir iki ay önce biz da orada bir kafatası bulduyduk, ne yapacağımızı bilemedik, yolun kenarındaki bir şinyanın içine bu kafatasını koyduk. Ama bu kafatası bir yetişkine aitti” dedi... O çocuğun kafatasını orada bırakmak beni çok üzdü, vicdanım sızladı... Söyle bakalım, bu konuda ne yapacağız?”

Hemen Kayıplar Komitesi’ni aramıştım ve 4 Ağustos 2009’da çocuk kafatasını bulduğu yere gitmiştik birlikte… Kafatasını bulmuştuk, başka kemikler de vardı civarda… Kayıplar Komitesi acil olarak bunları laboratuvara gönderimiş, bunların antik bir gömüden kalma çocuk kafatası ve başka insan kalıntıları olduğunu saptamıştı…

ERCAN’DA OLASI GÖMÜ YERİ…

Son olarak Ercan Havaalanı’na ait bir arazinin içerisinde toplu bir gömü yeri hakkında duyduklarını aktarmıştı bana ve bu konuda ayrıntılı bilgiler vererek, bu olası gömü yeri hakkında da bu sayfalarda okurlarımızı ve Kayıplar Komitesi yetkililerini bilgilendirmemizi sağlamıştı… Onun göstermiş olduğu olası gömü yerlerinden bazıları henüz kazılmış değil…

LÖSEMİ HASTASIYDI, TEDAVİYİ REDDETMİŞTİ…

Ertan Namıkkemaloğlu, inatçı ve kararlı bir insandı… Kendisiyle tanıştığımız zaman lösemi hastasıydı ancak geleneksel tıbbi tedavi yöntemlerini reddederek, kendi doğal yöntemleriyle hayata tutunmuştu… Toroslar’dan bal getiriyor, saf yiyecekler yiyordu… Türkiye’deki profesörler, düzenli aralıklarla onu inceliyor ve tedaviyi reddetmesine rağmen uzun yıllar normal gündelik hayatına nasıl devam ettiğini hayretler içerisinde gözlemliyorlardı. Ertan, bu yüzden gurur duyuyordu… Biz de Ertan arkadaşımıza Kondea’da düzenlediğimiz bir törenle yardımları nedeniyle teşekkür etmiş ve kendisine 2010 yılında insani yardımları için bir plaket takdim etmiştik...

99 GÜN KOMADA KALDI…

Ertan Namıkkemaloğlu, ateşini çıkaran bir hastalık geçirirken, doktora gitmek istememiş, herhalde bunun da geçip gideceğini tahmin etmişti… Veya belki de lösemi hastalığından ötürü, bu yeni belirtileri, eski belirtilerden biri sanarak önemsememişti…

Arkadaşımız, Kayıplar Komitesi araştırma görevlilerinden Mustafa Murat evini ziyaret ettiğinde, eşi Şifa Aygül hanım, “Ertan doktora gitmiyor” diye şikayet edince, Ertan dönüp “Ben hastalığımı bilirim” demiş, kestirip atmıştı… Ancak bir süre sonra hastaneye gitmek durumunda kalacak ve 99 gün süreyle komada kalacaktı…

Aygül hanım umutluydu: Her an gözlerini açacak ve sevgili eşine gülümseyip espri yapacak, evlatçıklarına sarılacaktı…

Ama öyle olmadı…

Komadan hiç çıkamadı…

Doktorlar “Umut yok” deseler de, Aygül hanım umudunu hiç yitirmedi, onun hayata geri dönmesini bekledi…

Geçtiğimiz Cuma yani 18 Ekim 2019’da Ertan’ın kalbi durdu…

Aramızdan göçüp gitti…

Ailesi, eşi, evlatçıkları, dostları bu korkunç habere inanamadı…

“Kayıp” yakınları, candan bir dostlarını, büyük bir insaniyet timsali gönüllü yardımcılarını yitirdi…

KIBRIS, ÇOK GÜZEL BİR EVLADINI YİTİRDİ…

Kıbrıs, çok güzel bir evladını yitirdi…

Işıklarda ol sevgili Ertan, seni asla unutmayacağız…

Sen Kıbrıs’ta insaniyetin ne olduğunu, ne olması gerektiğini herkese kendi yaşam biçiminle gösterdin…

Lafta kalmadın, bizzat eylemlerinle, duruşunla, insaniyetini tekrar tekrar sergiledin…

Hayata olan bağlılığın, tek bir saniyeni dahi boş geçirmeyişin, sürekli üretmen, insanlığa olan o büyük sevgin hep hatırlanacak…

Senin gibi bir insanı Kıbrıs’ta bulmak çok zor gerçekten – insanlar, insaniyeti, merhameti, gönüllü çalışmayı çoktan unutmuşlar… Arada senin gibi insanları tanımak, bizi güçlendiriyor ve insaniyet için çabalarımızı sürdürmemizi sağlıyor…

Işıklarda ol, yıldızlar yoldaşın olsun Ertan kardeş…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2666 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar