1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Eğitimde Ne Değişiyor?
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Eğitimde Ne Değişiyor?

A+A-

Eğitim, en sıkıntılı olduğumuz alanlardan biri olmaya devam ediyor… Ne yazık ki, geride bırakmaya hazırlandığımız 2013-2014 öğretim yılı çok ciddi eğitim kayıpları ile geçti. Bu nedenle eğitim için önümüzde yapılması gereken çok iş, atılması gereken çok adım olduğu var… İşte tam bu noktada Milli Eğitim Bakan Dr. Mustafa Arabacıoğlu’nun BRT’ye yaptığı açıklamaları dikkatlerinize getirmek istiyorum.

Sayın Arabacıoğlu’nun açıklamasında ilk vurguladığı konu öğretmen maaşları oldu. Arabacıoğlu “En büyük sorun maalesef öğretmen maaşı. Maaş farkı öğretmenin motivasyonunu da etkiler. Bu açığı gidermek zorundayız” ifadesiyle aynı işi yapan, aynı statüdeki öğretmenlerin sadece kamuya giriş tarihlerine göre ortaya çıkan büyük maaş farklarının “öğretmenlik” mesleği açısından büyük sıkıntılar yarattığını dile getirdi. Dahası bunu dile getirmekle kalmayıp “bu açığı gidermek zorundayız” ifadesiyle bu konuda adımlar atılacağının da sinyalini verdi…

Sayın Arabacıoğlu açıklamasında, öğretmen maaşları dışında üç önemli konu daha dikkat çekiyor. Bunlar; “müfredatların yeniden oluşturulması”, “liselerdeki 9. Sınıflar sorunu” ve “tam gün eğitim”…


Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi
Bilindiği üzere bu proje 2012 yılında başlayan ama o dönemde başladığı gibi kalıp, tek bir adım bile ileriye gidemedi… V. Milli Eğitim Şurası’nın hemen ardından Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi”ne hız verildi. Proje; okul öncesinden, ortaokul son sınıfa kadar tüm ders müfredatlarının (öğretim programlarının) 21. Yüzyıl anlayış ve yaklaşımlarına göre yeniden oluşturulması ve aynı zamanda bu öğretim programlarına göre oluşturulacak ders kitapları ve öğretim materyallerini de içeriyor. Açıkçası proje, Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi içerisinde geleceğe yönelik atılacak en önemli adım gibi duruyor…


9. Sınıflar Sorunu
2005-2006 öğretim yılında liselerin 4 yıla çıkmasıyla beraber, araya giren “9. Sınıf” bir türlü kendini bulamadı. İlk yıllarda “yönlendirme sınıfı”, sonraları “ hazırlık sınıfı” adıyla anılan bu sınıf, aslında ne tam bir yönlendirmenin ne de tam bir hazırlığın yapıldığı bir sınıf oldu. Eğitimdeki üst kademe yöneticileri tarafından neden oluşturulduğu, nasıl olması gerektiği, liselerde 4 yıla yayılan öğretim programı ve derslerin nasıl verilmesi gerektiği içselleştirilemediğinden, “9. Sınıf” bir sorun olmaktan kurtulamadı. Bütün bunlara bir de ortaokullarda tamamlanamayan içerikler, Bakanlar Kurulu kararları ile bütünleme hakkı verilerek öğrenci geçirmeler eklenince “9 Sınıf” tam bir kâbus haline geldi. Hemen her öğretim döneminde %75-80 başarısızlık yaşanan bir sınıf kademesi olmaktan kurtulamadı…

Sayın Arabacıoğlu’nun açıklamasında ifadelerinden anlayabildiğimiz kadarıyla; “9. Sınıf”da da öğrenciler için seçimlik dersler olacak. Öğrenciler, 9. Sınıftan itibaren ilgi, istek ve başarılı oldukları alanlardaki dersleri seçebilecekler. Böylelikle ilgi duymadıkları ama okumak zorunda oldukları birçok dersten muaf olabilecekler böylelikle bu sınıf düzeyinde de başarıla artabilecek…

Tam Gün Eğitim
Öteden beridir hemen her kesimin (Bakanlık, sendika, öğretmen, öğrenci, veli…) olmalı dediği ama bir türlü olamayan uygulama; tam gün eğitim… Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi; formal eğitimin hem yıl içindeki hem de gün içindeki süresini en verimsiz kullanan eğitim sistemlerinden birisi…

Öte yandan sabah okula, öğlen etüde, akşamüzeri dershaneye, gece de özel derse giden öğrenciler için eğitim tam günden de öte bir durumda… Bu durumun kabul edilebilir değildir. Dahası sürdürülebilir değildir… Çünkü bu yapı okulların işlevlerini ortadan kaldırıyor. Dershaneye, etüde, özel derse bağımlılığı daha da derinleştiriyor...

Açıklamaya göre Gönyeli ve Değirmenlikte pilot okullar seçilerek tam gün eğitimin hayat bulması yönünde atım atılacak. Kanımca tam gün eğitime sadece öğretmenin mesaisini artırma olarak bakılmaz, öğrencilerimizi hem gün içerisinde hem de yıl içerisinde daha çok eğitimle buluşturma şiarıyla yola çıkılır, eğitimde verimlilik, sosyal duygusal öğrenmenin öne çıkarıldığı, duyuşsal ve psiko-motor davranışların etkin rol oynadığı bir yapılanma oluşturulursa başarılabilinir. Aksi durumda önceki teşebbüslerden bir farkı olmayacaktır…


Sonuç
Kıbrıs Türk Toplumu’nun bugünkü geleneksel ve oldukça da tekdüze olan eğitim anlayışıyla, hızla değişen dünyaya ayak uydurması pek mümkün olmayacak… Eğitimde yeni anlayışlara, köklü reformlara ihtiyaç olduğu aşikar.

----------------------------------------------


Buraya Dikkat

 

Çocuğunuza Öğretmeniz Gereken En Önemli Şey

Özgüven; bireyin kendisinden memnun olması, kendisi ve çevresiyle barışık yaşaması demektir. Yani insanın kendi, yeteneklerini, yapabileceklerini ve ortaya çıkartacağı değerleri bilmesi demektir. Bu da başarılı olmak demektir. Çünkü çoğu zaman başarısızlığın temel nedeni özgüven eksikliğidir…  Özgüven eksikliğiniz varsa; kendinizden ve yapabileceklerinizden şüphe duyuyorsunuz demektir. Boyun eğiyor, yalnızlaşıyor ve sevilmediğiniz hissini taşıyorsunuz demektir…

Yukarıdaki tanımlardan da anlayacağınız gibi çocuğuna öğretmeniz gereken en temel şeyin “özgüven”dir. Bunun için size birkaç önerim var:

• Çocuğunuza hedefini belirleme konusunda yardımcı olurken, kendi hedeflerinizi değil, onun ilgi, istek ve yeteneklerini göz önünde tutmalısınız. Kendi istek ve yeteneklerine göre yönlendirilen çocuk, yaptığı her işte başarılı ve en önemlisi mutlu olur.
• Güçlü, dayanıklı ve zorluklar karşısında pes etmeyen, sorumluluk sahibi bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, uygun zamanı beklemek yerine, ona içinde bulunduğu zamanı uygun hale getirmesini öğretmelisiniz.
• Çocuğunuzun korkularını ve olumsuz duygularını reddetmektense, ciddiye alın ve onları yenmesine, kendi çözümlerini kendisinin bulmasına destek olun. Böylelikle özgüveni yüksek ve karşılaştığı problemler karşında yılmayan bir çocuk yetiştirmenin en önemli adımını atmış olursunuz.
• Çocuğunuzun istemediği sürece ona ısrarlı nasihatlerde bulunmayın ve onu yönetmeye kalkışmayın. Bazen kendi sorunlarınızı onunla paylaşın ve yardım isteyin. Önerilerine değer verin ve kabul ettiğinizi gösterin. Böylelikle daha sorumlu ve duyarlı bir çocuk yetiştirmenin temel adımlarını atmış olacaksınız

-----------------------------------------------------

Gülmece


Kaç Eder?

Bir işçi, bir memur ve bir müşavir aynı işe başvururlar. İş görüşmeci ilk önce memur girer, görüşmeci işçiye sorar:
- İki kere iki kaç eder?
İşçi cevap verir:
- Dört!
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
İşçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
İşçi çıkar ve memur odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu memura yöneltir. Memur yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 yukarıya oynayabilir, ama ortalama dört eder!
Memur da çıkar, müşavir odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Müşavir ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?

Bu yazı toplam 2791 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar