1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. “Büyük resim...” ve Katılım.
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

“Büyük resim...” ve Katılım.

A+A-


Kıbrıs sorunu ile ilgili ciddi ve kararlı bir müzakere sürdürülüyor. Bu dönem her iki tarafın da geçmişe göre yüksek sorumluluk ve dikkat gösterdiğini; karşılıklı olarak toplumların duyarlılık ve beklentilerine dönük özel anlayış taşıdığını belirtebiliriz. Liderlerin ve sözcülerinin yine geçmiş dönemden farklı olarak, gerek kendi gerekse karşı topluma yönelik kullandığı siyasi dilin yapıcı olduğunu ve barış kültürünü beslediğini de görmekteyiz. Bu tutum memnuniyet vericidir.

Her dönemin, kendine özgü sosyal ve siyasal şartları olması gerçeğini gözeterek, Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın seçim dönemi halka verdiği sözlere bağımlılığını birkaç kez ifade etmiş olmasını önemli ve anlamlı buluyorum. Bu anlamda kendisinin toplum lideri olarak ortaya koyduğu güven verici temel yaklaşımlar yanında müzakerecisi Özdil Nami’nin yoğun, ne istediğini bilen ve sonuç alıcı çalışmalarının, bir dosya mezarlığına dönmüş sorunun yönetilmesinde önemli etkisi olduğunu belirtmek isterim. 

Müzakere sürecinin, anlaşılır olan teknik ve içe kapalı yapısı yanında yakınlaşma-yüzleşme-uzlaşma projeleri ile yeniden boyutlandırılması; çözüm yolunun toplumların, toplulukların, bireylerin adım adım katılım ve inisiyatifine açılması; sivil toplum örgütlerinin, iş ve emek dünyasının devreye sokulması; akademik dinamiğin bu sürece paralel sosyal projeler üretmesi; eğitim gibi çok temel konularda her iki kesimin de elini taşın altına koyarak, geleceği bugünden kurması çok önemlidir. Umut ediyorum ki, masanın dışına yansıyacak gelişmeler adım adım örgütlenmeye başlanır.

Bu süreç, ki yeni bir devlete doğru evrilme, yeni bir devletin doğuş sürecidir, malum olduğu üzere  toplumların tüm kesimlerine dairdir. Dolayısıyla, bu noktada tüm farklılıklarımıza rağmen, geleceği kurarken, dışlacıyı değil, kapsayıcı bir duruş yanında, birbirimizi anlamak için azami çaba ve tahammül içerisinde olmalıyız. Özellikle toplumsal kazançlar yanında, toplum genelinin sahip olacağı yeni imkanların, güvenlik, refah ve sosyo ekonomik gelişme ekseninde bir “büyük resim”le topluma sunulması gerekir. Çünkü, bu süreçte küçük menfaat gruplarının, olumsuz algı yaratmak için gündeme taşıdığı yapay konuların esiri olmak, en büyük tehlikelerin başında gelmektedir. 

Elbette ortak duyarlılık ve beklentiler tanımlanıp öne çıkarılırken, karşımızdaki toplumun da farklı endişe, kaygı, korku ve beklentilerinin olduğunu farketmemiz ve anlamamız gerekiyor. Hem anlamamız hem de adil bir çözüme ulaşmak adına sorumlulukla davranmamız gerekir. Dışlanmama ve ötekileştirilmeme konusundaki toplumsal hassasiyetimizi, dışlamadan, ötekileştirmeden ortaya koymamız esastır. Kendi toplumsal gerçeklerimizi ortaya koyarken, karşı toplumun da gerçekleri olduğunu algılamalı; yaratılan düşmanlıkların ada üzerinde yaşayanların ortak acılarını perdelemesine izin vermemeliyiz. 

Bu çerçevede yol alırken, her türlü “güç” odağını içinde barındıran bu adacığın, huzur, refah, güven, barış adasına dönüşmesi için her bir bireyin kendine düşeni önüne koyma ve yapma zamanı gelmiştir. Çünkü müzakerelerdeki derin ilerleme, 2016’da önemli gelişmelere gebe olduğunun işaretini veriyor.

Bu yazı toplam 2201 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar