1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bu kez Kıbrıslı Türkler
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu kez Kıbrıslı Türkler

A+A-

KKTC Parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçlarını ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli, Türkiye Cumhuriyetine katılma kararı almalıdır…"

Üç partiyi görelim bakalım...
Bunu da yapınız şimdi!
Meclis'te "eller" sizin...

Geçen hafta da öyle olmamış mıydı?
Bu kararı alınız” dediler, aldınız!

Asıl niyet ortaya çıktı.
“Egemen eşitlik”, “eşit uluslararası statü”, “devletten devlete” dediklerinin iç dili bu değil miydi zaten?
Türkiye’ye ilhak...
Üzerinde "iki devletli" örtü (!)

O kadar alıştırdılar ki talimata…
Acilen” diyor adam şimdi…
Toplanınız ve karar alınız…

Toplanacak mısınız?

Bunu da yapınız ki, geriye kalan seçmeniniz de sizi terk etsin birer birer.

***

Ne demiştiniz sahi?
Azınlık oluruz…
Ersin Bey’e oy vermezsek eğer!
Bu halka nasıl da ayıp ettiniz.

Şimdi ilhak mı oluyoruz (!)
Meclis’te bir grup vekil el kaldırınca hayat değişiyor mu sandınız?

Ayakta oylayınız yine!
Hade!
Hem Devlet Bey’in gönlü de olsun öylece gömünüz "devlet"i…

Hemen karşıda kılınız cenaze namazını, Külliye’de, o ihtişamlı camide...
Toprak atınız onca yıllık mücadeleye, “ilhak” diye bağırınız, maskelerinizi indirerek.

Meclis çoğunluğu sizde değil mi?
İstifa edecek yüzünüz de yok zaten…

İskele’nin, Güzelyurt’un, Girne’nin, Lefkoşa’nın, Lefke’nin, Mağusa’nın mesajını da almadınız.
Çöktünüz koltuklarınıza…
Ne duruyorsunuz?
Yeni talimat geldi!
Hade!

***

Şimdi anladınız mı bu halk neden uzlaştı?
Kendi varlığı için!

Tepeden inme emirlerden bıktığı, bu vesayet düzeninden bunaldığı için uzlaştı.

Siyasal İslam’ın, başörtüsü tartışmalarının, dini dayatmaların gölgesinde seküler kültürün tehlikede olduğunu gördü.

Tetikçiden, kelepçeden, kara paradan, kabadayılıktan ürktü.

Bilgisi, donanımı, dürüstlüğü tartışmasız bir adayın kardeşlik çağrısı o yüzden karşılık buldu.
Hem de öyle böyle değil…

Annan Planı” sürecindeki irade çıktı ortaya neredeyse. O dönem için “Türkiye de öyle istemişti” dediler… Bu kez, tümüyle Kıbrıslı Türkler böyle istedi.

***

Bir türkü tutturmuşlardı…
Anlaşılmaz, erişilmez, bilinmez…

Yavuz Bingöl gelse yine, söylese:

“Kara tren gecikir belki hiç gelmez
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanın savurur halimi görmez
Gam dolar yüreğim, gözyaşım dinmez…”

Şimdi halleri bu!
Toroslar'a bakarken...

Belki Mesut Özil de hoparlörden açık görüşme yapıyordur ha...
Arkadaşlara söyle… Seçimi kaybettik. Bu Kıbrıslılar çözüm istiyor. Bu memleket bizim diyorlar, yıllar sonra, yine…

***
Son söz:
Kıbrıs ülkesine ne bölünme yakışır, ne ilhak.
Böyle biline!

Bu yazı toplam 1823 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar