1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. 21. Yüzyılda, 19. Yüzyıl Kafası
Salih Sarpten

Salih Sarpten

21. Yüzyılda, 19. Yüzyıl Kafası

A+A-

Soma’da yaşanan facianın temel nedeni; 21. Yüzyılda, 19. Yüzyıl kafasıyla bir maden ocağını yönetmeye çalışmaktır…

Ne yazık ki bu anlayış eğitim sistemleri için de geçerlidir. Aslında 19. Yüzyılda kalması gereken ama her nedense hâlâ karşımızda duran bu anlayış; insanları “zeki” ve “zeki olmayan” diye sınıflandırmanın bir başka şeklidir. Ayrıcalıklı okullara, dershanelere gidin özel dersler alın, “zeki öğrenciler” grubunda yer alın ve “beyaz yakalı” olun. Aksi halde “ellerini ve beden güçlerini” kullanan “mavi yakalılardan” olursunuz… Bu talihsiz yaklaşım nedeniyle; ya birçok nitelikli insan “zeki olmayan” sınıfına sokularak ziyan edildi ya da sırf iyi bir meslek sahibi olacak diye sevmedikleri, ilgilenmedikleri alanlarda eğitim alarak diplomalı işsizler ordusuna katıldı…

Okullarımız bugünün koşullarda bile işlevlerini yitirmişken, gelecekle ilgili çok daha derin sıkıntılar yaşayacağımızın sinyallerini veriyor… Çünkü Dünya değişiyor: daha çok otomasyon, daha çok küreselleşme, daha farklı demografik değişimler, daha farklı çalışma mekanları her geçen gün artıyor… Küreselleşme, çok kültürlü toplum yapıları, iletişim teknolojilerinde yaşanan değişim ve gelişmeler, çok kanallı bilgi akışı, bilginin hızlı transferi, bireysel farklılıklara dayalı eğitim anlayışı, çevre bilincinin artması, demokratik bir toplumun oluşması için yurttaşların sahip olması gereken nitelikler, insan hakları ve çocuk hakları 21. yüzyılın öne çıkan konuları olarak belirtilebilir... Oysa eğitim sistemimiz bunlardan çok uzakta…

O halde yapılması gereken en önemli şey; eğitim sistemini, 21. Yüzyıl becerilerine sahip insanı yetiştirecek bir yapıya dönüştürmek olmalıdır. Ancak her şeyden önce üst kademe eğitim yöneticilerinin bu becerilerden haberdar olması ve gerekliliğinin önemini içselleştirmesi gerekmektedir… İşte eğitim sistemin kazandırması gereken 21 yüzyıl becerileri:

• Bireysel Sorumluluk: Kişisel, iş ve topluma açık alanlarda bireysel sorumluluğun ve esnekliğin yerine getirilmesi, kişinin kendisi ve başkaları için yüksek standartlar ve amaçlar belirleyip bunlara ulaşması…
• Sosyal Sorumluluk: Başkalarının ilgi ve haklarını akılda tutarak sorumlu davranma, kişisel, iş ve topluma açık alanlarda etik davranışlar sergileme…
• İletişim Becerileri: Değişik şekil ve ortamlardaki etkili sözlü, yazılı ve çoklu ortam iletişim araçlarını anlama, kullanma ve hazırlama…
• Yaratıcılık ve Entelektüel Merak: Yeni fikirler geliştirmek, uygulamak ve başkaları ile paylaşmak, yeni ve farklı perspektiflere açık olmak…
• Eleştirel Düşünme ve Sistemleri Tanıma: Bir şeyi anlamaya çalışırken mantıklı akıl yürütme, sistemler arasındaki ilişkileri anlama…
• Bilgi ve Medya Okur Yazarlığı: Farklı şekil ve ortamlardaki bilgiyi çözümleme, erişme, kullanma, uyarlama, değerlendirme ve yaratma…
• İşbirliği: Takım çalışması ve liderlik gösterme, farklı rol ve sorumluluklara uyum gösterme; başkaları ile verimli çalışma, farklılıklara saygı gösterme…
• Problemi Tanımlama, Formüle Etme ve Çözme: Problemleri belirleme, inceleme ve çözme yeteneği…
• Öz-Yönelim: Kendi anlama ve öğrenme ihtiyaçlarını takip etme, uygun kaynakları belirleme, öğrenmeyi bir alandan bir başka alan aktarma…

Anlayışı değiştirmeden; sınıfları bilgisayarlarla, tabletlerle ya da akıllı tahtalara doldurmak, “sağlıksız bir bedene, makyaj yapmaktan” farksızdır. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu tür plansız ve amaçsız yatırımlarla yok denecek kadar az olan bütçeyi dipsiz kuyuya atmak yerine, eğitim anlayışında köklü bir değişikliğe gidilmelidir… Bunun için yapılması gereken tek şey; para değil ama “siyasi iradeye” ihtiyaç duyan 21. Yüzyıl becerilerini destekleyecek anlayışla, eğitim sistemini dönüştürmektir…

------------------------------------------

Buraya Dikkat
 

Daha Etik Bir Anne-Baba Olmak

Şöyle bir düşünün… Çocuğunuz için adil olmayan neler yaptınız?
Şurası bir gerçek: Konu çocuğunuz ise anne-baba olarak toplumda eşitlik kurallarını harfiyen uygulama şansınız yok…

Hiç kuşku yok ki bütün çocuklar özeldir ve biriciktir. Ancak çoğunuzun ayrıcalıklı olduğunu düşünmeniz doğumundan itibaren başlıyor. “Her şey çocuğum için” anlayışıyla yaptıklarınız haddi hesabı yok gibi…
Çocuğunuzun daha iyi bir eğitim alması, daha rafine bir çevrede büyümesi ya da daha mutlu olacağı bir an yaratmak için ne kadar ileri gittiniz…

Çocuğunuzu; size göre iyi bir okula, o okulun yine size göre en iyi öğretmenine gitmesi için elinizden geleni yapmadınız mı? Tanıdıkları araya koyup, ricalarda bulunmadınız mı? Hatta kimi zaman onun yerine ev ödevini bile siz yapmadınız mı? Yeri geldi onun yapması gereken resmi siz yaptınız, çözmesi gereken problemi siz çözdünüz, araştırması gereken konuyu onun yerine siz hazırlayıp çantasına koymadınız mı? Sırf sınavlarda birkaç puan daha yüksek not alsın diye, en iyi sandığınız öğretmenden özel ders alması için yoğun bir gayret içinde olmadınız mı? Arkadaşlarıyla girdiği kimi tartışmalarda haksız olduğu halde, onun haklılığı için canla başla uğraşmadınız mı?

Peki ya bütün bunlardan sonra mezun ettiğiniz çocuğunuz bir işe girmesi için yaptıklarınız! Müdahaleler, araya mühim kişiler sokmalar… Bir düşünün, çocuğunuz için ne kadar etik dışı davranışlarda bulundunuz?
Bilim insanlarına göre; anne-baba olarak bu davranışlarınız aslında çocuklarınız için değil, kendiniz için yapıyorsunuz. Aslında, her şey tasarladığınız hayata bir adım daha yaklaşması için… Oysa onun, yaşamdaki gerçek başarıyı yakalaması için yapmak gerekenin daha etik bir anne-baba olmak…

------------------------------------------

Gülmece


Amerikan Teknolojisi

Amerikalılar yeni bir uçak geliştirirler ve bu uçağı denemek için Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri arızalanır.

Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür. Pilot rahatlar… Daha sonra bir motor daha arızalanır ve göstergelerde yine aynı yazı görülür; "Don't panic. This is American technology" Pilot da uçmaya devam eder.

Ne var ki az sonra iki motor birden arızalanır. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler. Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.

Araplar, kendi pilotlarından bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler. Uçak yapımı tamamlanır ve test için Amerikaya gönderilir… Amerikan pilot uçağa, uçuru… Bir iki dakika sonra bir motor arızalanır ve göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.

Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikalı pilot: "Bizim uçağın aynısını taklit etmişler." Diye hayıflanır… Derken iki motor birden bozulunca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür: "Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. Eşhe dü enla ilahe illallah..."

Bu yazı toplam 2981 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar