1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Sıkı tutunun, düşüyoruz…
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Sıkı tutunun, düşüyoruz…

A+A-

mert-001.jpg

 

YENİDÜZEN sayfalarında bir süredir memleketteki pandemi sürecinin yarattığı ekonomik tahribatın sonuçlarına dair haberler yayınlıyoruz.

Örneğin dünkü manşette Esnaf Odası verilerine dayanarak 7 ayda 700 iş yerinin kapandığını yayınladık.

Bir önceki günkü manşet de ekonomiye ayna tutar nitelikteydi, “681 MİLYON KARŞILIKSIZ” başlıklı manşet haber 2 ayda 34 bin’in üzerinde çekin karşılıksız çıktığını gösteriyordu.

Yine bir önceki günkü manşet de ekonomik sonuçlara işaret ediyordu.

Yüksek öğrenimdeki belirsizliğin çok can yakıcı noktaya ulaştığını gösteren manşet haberde üniversite yetkililerinin röportajları vardı.

Ne diyordu üniversite yöneticileri?

“Yabancı öğrenci yok, ülkelerine döndüler”

Örneğin LAÜ Rektör Yardımcısı Akın Cellatoğlu “Özellikle üçüncü ülkelerden, öğrenci akışı konusunda çok ciddi bir sıkıntı bekleniyor” diyordu.

Çok ciddi bir sıkıntı!

Bir daha önceki güne geçelim, yine manşette ekonomiye dair bir haber vardı, başlığı “ENGELLERİ KALDIRIN”…

İş insanları Kermiya’da ve Lokmacı’da eylem yapmıştı, ben pek hatırlamıyorum ama iş insanlarının barikatların önünde eylem yapması çok da alışık olduğumuz bir durum değildi…

Neden engelleri kaldırın?

Çünkü güneyden kuzeye turist geçişleri mümkün olamıyor, hal böyle olunca da turizm ülkesi Kuzey Kıbrıs bu durumdan olumsuz etkileniyordu.

Bir önceki günün manşetini de konuşalım mı? 17 Temmuz manşetimiz “SALGIN EKONOMİSİ: 4 BİN 408 KİŞİ YA İŞTEN DURDU YA SEKTÖR DEĞİŞTİ” başlığı ile çıkmıştı.

Bu haber de aynı manzarayı gösteriyordu, ekonomi kötü durumdaydı…

Habere göre; pandemi döneminde Çalışma Bakanlığı verilerine göre yalnızca iki ayda toplam 4 bin

408 kişi "işten duruş" kaydı yaptırmıştı.  Bu rakam içinde KKTC vatandaşları başı çekmişti. 1.300 kişinin

de yatay geçiş ile sektör değiştirdiği kayıtlara geçmişti. Toplam 836 KKTC vatandaşı ‘Geçici İşsizlik Ödeneği’ için Sosyal Sigortalar Dairesi’ne başvurmuştu.

Bir önceki günkü manşete geçelim mi? 16 Temmuz 2020, hükümetin imar planı kavgası ve sonuçları manşete taşınmıştı, başlık “Resmi Gazete delik deşik”, başlık altında iş insanlarının feryadı! İmar planı sürecindeki tıkanıklığın ekonomiye yansımaları…

Bir önceki gün, 15 Temmuz da imar planı kavgaları…

14 Temmuz da…

13 Temmuz manşeti ülkeye gelen yolcu sayılarını irdeliyordu, yolcu vardı da gelenler turist değildi!

8 günde hava ve deniz yoluyla ülkeye 4422 kişi gelmiş, sadece 1000’in turist olduğu açıklanmıştı.

11 Temmuz manşetinde üreticilerin ellerinde kalan patatesleri tarlaya döktükleri yazıyordu. Ne diyordu YENİDÜZEN’e konuşan üretici: “Bu hükümetin beceriksizliğinin sonucudur”

10 Temmuz… Akaryakıta yapılan zammın neden yapıldığını irdeliyorduk  ön sayfa haberinde, yapılan zam meğer akaryakıta değil, devletin kasasına gitmişti… Aynı haberin yanında bir başka haber vardı, YENİDÜZEN Girne esnafına ekonomik durumu sormuştu, ne diyordu esnaf? “SON 30 YILIN EN KÖTÜSÜ”…

Geldik mi 9 Temmuz manşetine? Geldik!.. Sanayicilerin feryadı vardı bu kez! Ne mi diyordu sanayici? Devlet laboratuvarındaki aksaklık nedeniyle ihracatta engellerle karşılaştıklarını anlatıyor, buna siyan ediyordu…

İşte böylesi bir manzara var ekonomide…

Yüksek öğrenim ciddi belirsizlik içinde, işte durdurma haberleri gelmeye başladı.

Turizm keza öyle, turist yok, iç turizm de pek işe yaramamış.

Geçenlerde Bafra’da bir tatil köyüne giden arkadaşım “Yapayalnız tatil yaptık, otelde kimse yok” demişti…

Küçük ölçekli işletmeler çok ama çok zor durumda, kapanmadan sonra hala açmayanlar var.

Elinde parası olan yatırım yapmıyor, riske girmiyor.

Borcu olanlar iflasın kıyısında…

Peki hükümetimizin gündemi ne?

Yeni koalisyon arayışı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin gerilimler, bakanlarla başbakanın iç çekişmeleri, UBP için didişmeler, kim bakan olacak sancısı ve dahası…

Gerçekten tüm bu tabloya baktığımda artık yeter demekten kendimi alamıyorum. Başka yorum yapmaya gerek kalmadı artık… Gerçekten yeter…

Birilerine şöyle yapın, böyle yapın diye önerecek noktada değilim, zaten öylesi bir durum da yok.

Ancak gördüğüm manzara piyasada işlerin hiç de iyi gitmediğini, hükümetin de artık geri dönülmez bir savrulma içinde halkın gerçek sorunları ile ilgilenmekten çok uzak olduğunu hissettiriyor.

Ne mi yapacağız?

Bilmiyorum, inanın ki bilmiyorum.

Bu hükümetle pandemi ve ekonomik kriz süreci yaşamamız büyük talihsizlik.

Özetle: Sıkı tutunun, düşüyoruz…

 

 

Bu yazı toplam 2758 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar