1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. SERDAR DENKTAŞ NEYE GÜVENİYOR?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

SERDAR DENKTAŞ NEYE GÜVENİYOR?

A+A-

Doğrusunu söylemek gerekirse Serdar Denktaş’ı asabi bulacağımızı tahmin ediyordum. Seçimlerde ‘baraj altı’ kalacakları yönünde kamuoyu yoklamaları ve buna bağlı oluşan algının Denktaş’ı germiş olma ihtimalini yüksek görüyordum.

Serdar Denktaş’ın böyle hallerini çok yaşadık geçmişte… Mesela bir seçim sürecinde beni, Cenk’i ve Ekmekçi’yi ‘üç silahşörler’ diye ilan etmişti.

Cemal Bulutoğluları’na kızıp ‘Lefkoşa Belediye Başkan adayıyım’ dediğine de tanıklık etmiştik.

Siyasette uzun yıllardır bir şekilde ayakta durmayı başarmış, 1990’lı yılların başında koptuğu UBP’yle sık sık hem ittifak yapmış, hem de ihanetleri görmüş bir siyasetçi olarak yine UBP tarafından ‘yok edilme’ olasılığının varlığını ensesinde hissediyordu elbette.

Bu koşullarda partisinin ‘baraj sorunu’ yaşama olasılığı, bunun sokakta sık dile getirilmesi ve bazı anketlerle de desteklenmesi sinir bozucu olabilirdi.

Oysa dün Yenidüzen ekibini DP Genel Merkezi’nde ağırlayan Denktaş pek sakin, pek rahattı.

Karşısında kendisiyle ilgili en ağır eleştirileri yazıp söyleyen ekip vardı üstelik…

***

Geçen gün de yazdım: DP’nin baraj altında kalma ihtimali bence de yok.

Serdar Denktaş ise daha da iddialı: ‘ilk üç’ içinde yer alacaklarına inanıyor. DP’nin değil ama HP’nin ‘baraj altı’ndan kalma olasılığını seslendiriyor.

Dahası, ne HP’nin ne de TDP’nin ‘koalisyon ortağı olabilecek’ sayıda vekil çıkarabileceğine de ihtimal vermiyor.

Üç seçenekli koalisyondan söz ediyor:

Ya CTP-UBP…

Ya UBP-DP…

Ya CTP-DP…

“Diğerleri barajı aşsa da hükümete giremezler” diyor.

***

Denktaş rahat konuşmasına rağmen, satır aralarında bazı kaygıları da sezilmiyor değil. Mesela ‘oy satın alma’ konusu açılır açılmaz UBP’yi ima ederek “O işe başlayan bir parti var” diyor.

UBP kimden oy satın alacak*

Elbette benzer tabana sahip DP’den…

Özgürgün’ün banka hesapları konusunda ısrarlara rağmen bir şey söylemese de, UBP’nin DP’yi yok etme girişiminin dozu artarsa bu durumun değişebileceğini  sezmek mümkün. Denktaş işin bir de ‘vergi boyutu’ olduğunu kenara not ediyor. Yani isterse Hüseyin Özgürgün için bir şekilde ‘düğme’ye basabilir.

Serdar Denktaş’ın Kudret Özersay ve HP’yle ilgili söyledikleri de enteresan. Bir şekilde başka yerlerden de duymuştum, ‘HP aslında Ahmet Davutoğlu’nun projesidir’ diye… O yüzden Davutoğlu gidince Kudret Özersay da ‘free wheel’ aşağıya inmeye başlamış.

Bunu Serdar Denktaş’tan da duyunca bir yere not etmek lazım.

Söyleşinin sonunda “Türkiye bu seçime de karışacak mı?” diye soruyorum Denktaş’a… Yanıt olarak “Ne zaman karıştı ki, şimdi de karışsın?” gibi aksi bir cevap bekliyordum aslında… Türkiye’yi kollayan bir yanıt…

Oysa öyle yapmadı Denktaş. “Şimdilik sessiz duruyor, galiba 2019’daki kendi seçimlerine daldılar” diyor Ankara için…

Öyle mi acaba, emin değilim.

Umarım öyledir.

Türkiye’nin ya da Türkiye adına birilerinin müdahil olmadığı seçim hatırlayamadım çünkü!..

Bu yazı toplam 1957 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar