1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. ZAMAN VE ZAMANI...
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

ZAMAN VE ZAMANI...

A+A-


İkinci Dünya Savaşı ile birlikte savaşlar Kıbrıslıların kaderi oldu sanki... Şu anda Kıbrıs’ta yaşayan nesiller adada barışı yaşamadı; silah ve savaş ve kan ve acı ve kayıp ve göç Kıbrıslıların yaşamının parçası oldu.
Geçen zaman nereden bakılsa elli yıldan fazla... Bu zaman içinde verilen mücadeleler hep barışın, yani olağan yaşamın gerçekleşmesi içindi, hep o umutla yaşandı... Gerçi Kıbrıslılar için olağan yaşam onlarca yıl yaşadıkları gibi geliyor ama dışarda başka hayat var.

Kıbrıs sorunu içinde doğup yaşayan ve göçen yüzbinlerce Kıbrıslı var. Hepsi de “Kıbrıs sorunu çözülecek” sözleri ile yaşadı. Zaman çözümsüzlük koşullarında geçti, kimi kendi doğduğu yere özlemle göçtü.
Kıbrıslılar “Düşman, kin ve Savaş” öğrenerek yaşadı; hala daha bu edebiyatı sürdüren eğitim düzeni var. Kıbrıslılar adasının bir yarısını “yasak bölge” yaşadı; yaşadığı bölgesinde önemli oranda askeri bölgelerle kısıtlandı... Hiç giremediği ama dünyanın başka ülkelerinden gelen askerlerin devriye gezdiği bölgeler de var. Kıbrıslılara küçücük adası cennet gelir; yaşamları cehennemde...

Zaman Kıbrıslılar için güzel geçmedi. Zaman zaman güzellikler yaşanmış olsa da, Kıbrıs sorununun kötülükleri Kıbrıslıların yakasından düşmedi. Zaman Kıbrıslılara hep vaatler verdi, vaatler yerine gelmeden geçti zaman.

Zamanı geldi...

Şu anda Kıbrıs’ta yaşayan nesillerin adada barışı yaşamasının, ‘olağan yaşam’ ile tanışmasının zamanı geldi artık... Kıbrıslıların küçücük cennet adasında cenneti yaşamlarının zamanı geldi artık... Yani Kıbrıs sorununa çözüm bulunarak, halkların barışmasının zamanı geldi artık... Adada yasaklı, girilmez ve ulaşılmaz yerin kalmadığı günlerin zamanı geldi artık...

CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı Siber’in sözüdür, “çözümü liderler yapar, barışı insanlar yapar”. Geçen zaman çözümsüzlük koşullarında akıp gitti ve artık daha böyle akıp gitmemesi için şimdi liderlerin Kıbrıs sorununu çözme zamanı geldi.

Çözüm için de Kıbrıslı Türk liderin irade ve kararlılıkla masaya oturması gerek, istekli ve süreci sürükleyici olması gerek; o zaman Rum liderin kaçarı olamaz. Siber öyle bir cumhurbaşkanı olacak... Çözüm iradesi var, kararlı ve istekli. Başarı odaklı zaten; üstlendiği görevlerde hep başarı öyküleri var.

Cumhurbaşkanının uluslar arası alanı iyi kullanması gerek, girişken olmalı cumhurbaşkanı... Dış dünyaya umursuz veya tembel değil... Israrlı girişimler yapmalı cumhurbaşkanı... Başkalarının gelmesini bekleyen veya başkalarının yapıp da kendisinin de hazıra konmayı bekleyen değil... Yeni fikirler üretmesi gerekir

cumhurbaşkanının... Boşvermiş olmamalı, eski ve tüketilmiş fikirleri yeni imiş gibi tekrarlaması değil... Güven duyulan biri olması gerekiyor cumhurbaşkanının ki Güven Artırıcı Önlemler önerebilsin ve önerileri ciddiye alınsın... Dürüstlüğü tartışılan olmamalı, bir görünüp bir kaybolan, kafası sıktığında bırakıp giden olmamalı cumhurbaşkanı...

Cumhurbaşkanı kendi kurumlarını özne bilmeli, kendi coğrafyasını başka coğrafyalarının arka bahçesi veya şubesi görmemeli... Cumhurbaşkanı proje odaklı bir siyasi anlayışı geliştirmeli; bunu söyleyene önce “cumhurbaşkanı icra makamı değildir, sen neye aday olduğunu bile bilmiyorsun” deyip, sonra da “cumhurbaşkanı iç konularda da çalışmalı” beyanı ile kendiyle çelişen ve burnunun ucunu göremeyen olmamalı...

Zaman Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanlar için iyileşme ve bunun için değişim zamanı; onlar kısa süre sonra bu zamanı başlatacak olan cumhurbaşkanını seçecek. Eski maceraları sürdürecek bir cumhurbaşkanına gerek yok artık; taş devrinden cilalı taş devrine geçme zamanı da değildir. Yeni bir enerji ile, yeni ve güzel bir zamanı başlatma anı ve zamanı geldi.

Yani Siber’in zamanı geldi...

 

Bu yazı toplam 2127 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar