1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Yahudi Muhacirler-9
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Yahudi Muhacirler-9

A+A-

 

Kamptan ayrılmak üzere olan gazetecileri bir sürpriz bekliyordu. Yaklaşık iki bin kişilik bir gösteri topluluğu. Yarı çıplak olarak bu kitle düzgün bir vaziyette yürüyüşlerini gerçekleştirmeye başlamışlardı. Gazeteciler ise onları meraklı gözlerle izliyorlardı. Yahudi Mültecilerin taşıdıkları pankart ve yaftalarda yazılan tek şey “Filistin’e İsteriz”den başka birşey değildi. Bu şekilde sloganlar atarak yürüyüşlerini kendi dillerindeki marşlarla sürdürüyorlardı. Gösteriye herhangi bir müdahale yapılmazken, kamp görevlilerinden bir İngiliz Binbaşısının yürüyüşü yatıştırıp bu gösteriyi sonandırması dikkatlerden kaçmamış. Göteriyle ilgili gazete haberinden bir yorumu aktaralım...

“BÜYÜK BİR GÖSTERİ
.....
Temsilcimizin etrafını saran mülteciler ona sayısız mektup vermek istiyorlar. Temsilcimiz bunu yapamayacağını söyliyerek onlardan nezaketle uzaklaşıyor.
Mültecilerin en büyük dertlerinden biri de mektup meselesidir. Anlaşıldığına göre akraba veya aileleriyle kendileri arasında henüz intizamlı bir posta sorkulasyonu (dolaşımı ea) başlamış değildir. Endişe ve meraklarının bir çoğu da bundan gelmektedir. Fakat bu işin de yakında halledileceğine hiç şüphe yoktur.
HANGİ GAZETEYİ TEMSİL EDİYORSUNUZ
Temsilcimiz kamptan ayrılmak üzere iken liderlerden biri yanıma yaklaşarak hangi gazete veya gazeteleri temsil ettiğimi soruyor. “Türk gazeteleri” cevabını alınca, Lider: “O halde burada gördüklerinizi aynen aksettireceğinize eminim. Bazı gazeteler hakikatı tahrif ediyorlar.”
HÜRSÖZ temsilcisi bu arzusunun hür bir şekilde yerine getirileceğine onu temin ediyor...”

Mülteci sözcülerinden birinin verdiği bu bilgiden çıkan bir başka saptama ise; kampta yaşanılanların basındaki yansımasının, kimi gazetelerde farklı anlatılmasıydı. Belli ki mülteciler bu durumdan çok rahatsızdı. Ayrıca aileleriyle haberleşememek ise apayrı bir sorundu. Savaşın bitmesine rağmen karartma ve savaş halinin sürdüğü bir gerçek. Bu durumda Filistin’e gidip yeni bir hayat kurmak için yola çıkan bu insanların bir “esir” muamelesi görmeleri de böylesi bir ortamda herhalde günün şartlarında pek de dikkat çekmiyordu.
Gazeteciler kampı terk ettikten sonra genel merkezin bulunduğu yerdeki çadıra gittiler. Burada Filistin’den 8 kişilik ekibiyle gelen ve kamp yaşamını düzenlemeye başlayan Mr.Passman ile bir görüşme gerçekleştirirler...

“.....
...Mr. Passman geleli kampta bir hayli inkişaf olduğu hakkında genel bir kanaat vardır. Mr. Passman herşeyin zamanla yoluna gireceğini ve yapılan şikayetlerin tabii olduğunu fakat birkaç hafta içinde birşeyin beklenemiyeceğini söylemiştir. Kendisi yakında adayı terkederek yerini gönüllü çalışacak olan Mrs. Rose Viteles’e bırakacaktır.
Mr. Passman şimdiye kadar temsil ettiği cemiyetin kampa 5-6 bin lira sarfettiğini ve bu bütçenin uzak olmayan bir zamanda ayda iki bin lirayı geçeceğini söylemiştir.
SIHHÎ DURUM
Bundan sonra Kampın sıhhî durumundan mesul ofiser (görevli ea) bu hususta izahat vermiş ve kampın sıhhî durumunun iyi olduğunu, endişe edilecek birşey bulunmadığını ve ekseri hastalıkların cild hastalığı olduğunu söylemiştir.
Mülteciler arasında iki veremli bulunarak hemen hastaneye kaldırıldığını ve bu hususta genel araştırmalar yapılmakta olduğunu sözlerini ilâve etmiştir. Gebe ve doğuran kadınlar pek yakında çok daha iyi vasıtalarla yardımda bulunulacaktır.
AMERİKAN GAZETECİSİ
Mültecilerle gelerek onların bütün vaziyetlerini yakından gördükten sonra Amerikan gazetecisi olduğunu söyliyen kadını merak eden temsilcimiz kamp komutanına kadının şimdi nerde olduğunu sormaktan kendini alamamıştır. Kamp komutanı evvelâ buna cevap vermek istememiş fakat sonunda kampta olduğunu söylemiştir.
ASKERİ HASTANEYİ ZİYARET
Bundan sonra muhbirler uçakla Lefkoşa askeri hastanesine getirilmişler ve orada bulunan yüze yakın mülteci hastayı ziyaret etmişlerdir. Hastalar arasında durumu vahim olan yoktur ve hastane bakımı iyidir.”

Bu yazı toplam 1700 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar