1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Uğraşmayın bu toplumla artık
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Uğraşmayın bu toplumla artık

A+A-

 

Kıbrıs Türk Toplumu çok çekti bugüne kadar…
Hiçbir zaman ‘siyasi başrol oyuncusu’ olmadı, olamadı.
1960’ta bir şans geldi, lakin soğuk savaş vardı, emperyalist çıkarlar vardı, Ortadoğu’daki bütün ‘farklı’ etnik ve/veya dini gruplar gibi Kıbrıs’ta da çatışmalı bir ortama gereksinim vardı. 3 yılda bitti.
Sonra çok uzun yıllar öyle bir şans doğmadı.
Ta ki 2000’li yılların başına kadar…
Bundan 14 yıl önce, yani 2004’te yapılan referandum ve o günlere giden süreçte insanlar sokağa döküldü. Zira belki bir kez daha o şans yakalanabilirdi.
Çözüm yakındı, hedef el uzatınca tutulabilecek mesafedeydi, sonuç soyut değil somuttu. Lakin olmadı, Güney’den ‘hayır’ geldi, bu umut da yitirildi.
İngiliz dönemini, Osmanlı dönemini, yani daha da gerisini de uzun uzun anlatmak mümkün.
Lakin sonuç şu ki, Kıbrıslı Türkler çok çekti.
***
Ada üzerinde hak ve çıkar iddiasında olanların eli hiç eksik olmadı adada…
Toplumlar birbirine düşürüldükten sonra, çatışma iç dinamik haline geldi, bir zamanlar dost olan iki toplum, fanatikler yüzünden birbirine düştü.
‘Bir benden, iki senden’ diye diye, teşkilatlar sürekli can aldı.
İntikam ve kin tohumları, acılı yüreklere akan kan ve gözyaşıyla sulandı.
Hasat uzun sürdü, hala sürüyor, çünkü şehitler, kayıplar, tecavüzler, işgaller, ganimetler, katliamlar ve daha bir yığın tiksinti verici insanlık ayıbı savaş suçları tarih kitaplarından gizlense, tek yanlı anlatılsa da toplumsal hafızada dipdiri kaldı.
***
Kıbrıslı Türkler ‘azınlık’ta oldu hep. Ve bunun ‘kompleks’ini yaşadı. Rum egemenler ve kilise Kıbrıslı Türkleri ‘az’ ve ‘azınlık’ diyerek aşağıladı, yok etmeye çabaladı.
Enklavlarda yaşanan süreçte çok çekti Kıbrıslı Türkler…
Çocuklar açlığı, büyükler çaresizliği yaşadı.
Sonra savaş oldu, devlet kurdu, lakin yine ‘kapalı’ yaşamaya devam etti.
Cebine konulan pasaport ‘geçersiz’ sayıldı.
Ercan’dan kalkan uçak, gide gide İstanbul ya da Ankara’ya kadar uçabildi.
Posta kodu, telefon kodu, adresi Türkiye üzerinden oldu.
Üretti, satamadı.
Kendi kendine yeterli olmak istediyse de, bu koşullarda olamadı.
***
10 yıl içinde iki kez ‘devlet’ ilan edilmesine rağmen Kıbrıslı Türkler ‘bağımsız’laşamadı. Aksine ‘bağımlılık’ ilişkisi katmerlendi.
Evini, barkını, işini, anılarını savaşlarda geride bırakan Kıbrıslı Türklerin çilesi hiç bitmedi.
Zira ‘bağımlı’ hale getirildiği Ankara’da esen her siyasi rüzgardan fazlasıyla etkilendi.
Askeri vesayet yıllarında faşizm buralara da uğradı.
Sağ iktidarlar döneminde başka, ‘aslan sosyal demokratlar’ döneminde başka, liberaller işbaşındayken yine başka modeller denendi bu toplumun üzerinde…
Askerler, o zamanlar her daim ‘iktidar’dı ve ‘derin devlet’in merkezi bile Kıbrıs’tadır diye önemli ipuçları vardı.
Şimdi Türkiye’yi çağdaşlıktan ve laiklikten koparıp Sünni Ümmetçi bir yapıya dönüştürmek isteyenlerin devr-i iktidarındayız ve Kıbrıs’ın kuzeyinde bambaşka filmler dönüyor.
İlla bu toplumu kendilerine benzetecekler!
Açıkçası bıktı, usandı bu toplum çektiklerinden…
O yüzden uğraşmayın artık.
Hade!..

Bu yazı toplam 2753 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar