1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Türkiye Eğitiminde Yeni Bir Akıl Tutulması
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Türkiye Eğitiminde Yeni Bir Akıl Tutulması

A+A-

Türkiye Cumhuriyeti, Talim ve Terbiye Kurulu ilkokul 2’inci sınıflarda okutulmak üzere Arapça öğretim programı ve ders kitabı hazırladı. Öğretim programının ve ders kitabının önümüzdeki öğretim yılında okutulmaya başlanacağını belirtildi…

Bu konuyla ilgili olarak açıklama yapan Türkiye Cumhuriyeti Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, okullarda yabancı dil eğitiminin Bakanlar Kurulu kararıyla belirlendiğini hatırlattı. Kocabıyık, “2010 yılından itibaren Arapça okullarda zorunlu seçmeli dersler arasına alındı. Geçen yıl yabancı dil eğitimi 2’nci sınıflara indirildi. Bu kapsamda Arapça eğitimi için gerekli ders kitabı da bu yıl hazırlandı. Gelecek yıldan itibaren öğrenciler bu müfredat üzerinden eğitim alacak” dedi.

Tabi şu unsuru da hatırlatalım: Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararıyla okullarda, zorunlu seçmeli dersler arasında İngilizce, Çince, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Rusça, Japonca, İtalyanca ve Arapça seçenekleri yer alıyor. Talim Terbiye Kurulu daha önce Almanca, Fransızca ve İngilizce derslerinin öğretim programlarını hazırlamıştı. Kurul, şimdiyse gelecek yıldan itibaren okutulmak üzere Arapça’nın müfredatını yayımladı…

Öncelikle şunu söylemek lazım… Bir ülkede hangi dersin okutulacağına Bakanlar Kurulu mu karar verir? Böylesi bir anlayış kabul edilebilir mi? Evet, eğitim “milli” olmalıdır ve toplumsal ihtiyaçları, toplumların iradesini yansıtmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki eğitim bir bilimdir… Neyin, nasıl, ne zaman ve ne şekilde okutulacağına karar vermek de eğitim bilimcilerin işidir…

Türkiye’nin ve buna bağlı olarak Türk Eğitim Sistemi’nin yönünü nereye çevirdiği, vizyonun ne olduğu tartışmaları elbette bize düşmez… Ancak bu uygulamanın pedagojik açıdan da ciddi sıkıntılar içerdiği ortadadır… İlkokul 2’inci sınıfta daha ana dilini öğrenmeyen çocuklara, bir değil ikinci yabancı dil öğretmek, hele hele de sırf Din odaklı bir anlayış için, bu dilin Arapça olmasını teşvik etmek en hafif ifadeyle akıl tutulmasıdır diye düşünüyorum…

Aslında bu kararların ön hazırlıklarına 2014 yılında Türkiye Cumhuriyeti 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlarda rastlamak mümkün… Arapça, Osmanlıcı, Din odaklı eğitim yaklaşımları Türkiye Eğitimin geleceğinde etkili olacağı ta o günlerde kendini göstermişti…

Bütün bu kararların Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’ne yansımalarının nasıl olacağı büyük önem taşımaktadır. Bu yansımaların eğitim sistemimizi olumsuz yönde etkilememesi için ortaya konan anlayış ve uygulamaları iyi etüt etmemiz gerekliliği açıktır... Bu bağlamda gerçekleştirmemiz gereken en önemli unsur; özellikle ilk ve ortaöğretimde kendimize ait bir eğitim içeriği yaratmak olmalıdır. Bu kapsamda hâlâ hazırda yürütülen Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi’ni güçlendirerek tamamlanması önemlidir... Ya kendi müfredatımızı kendimiz oluşturacağız ya da her akıl tutulmalarının yansımalarına hazırlıklı olacağız…

--------------------------------------------------------


Biliyor muydunuz?

Farklı Bir Okul

Norveç’in başkenti Oslo’nun biraz dışındaki Ringstabekk okulu fenomen tabanlı proje çalışmaları ile eğitim veriyor. Öğretmenler bu okulda işe alındıklarında, sadece kendileriyle aynı konuları öğreten öğretmenlerle değil, diğer öğretmenlerle de işbirliği içinde çalışmaları gerektiğini çok iyi bilirler. Birçok farklı disiplinden öğretmenin oluşturduğu takımlar halinde çalışmaları gerekmektedir. 4–6 öğretmenden oluşan her öğretmen takımı, 60–75 öğrencinin eğitimi ve gelişiminden sorumludur. Öğretmenler, öğrencilerin ders programlarını beraberce haftalık olarak oluşturur ve kendi planlarını ulusal müfredat ve okul liderlerinin beklentilerine bağlı kalarak yaparlar.

Ringstabekk okulu ulusal müfredatı takip etmek ve ulusal değerlendirme sistemlerine uymak zorundadır, böylelikle her öğrenci her bir geleneksel ders için ayrı ayrı notlar alır. Ayrıca Norveç’teki diğer bütün öğrenciler gibi aynı test ve sınavları tamamlarlar. Bu testlerde ulusal seviyede en üst performansları göstermeleri, çok disiplinli öğrenmenin öğrencilere ihtiyaç duydukları bilgi ve becerileri kazandırdığını gösterir. Sadece bu da değil, öğrencileri öğrenmek için öğrenmeye de motive eder. Öğrenciler okulda yaptıkları şeylere kendilerini o kadar çok kaptırırlar ki başladıkları şeyi sürdürmeye çok hevesli oldukları için bazen ara vermek bile istemezler.

Anne-babaların çoğu, bu okulun çocuklarını gerçekten gelecekteki iş yaşamına hazırladığını, bilgi-beceri ve kişisel gelişim ile ilgili gerekli yeterlikleri geliştirmelerine yardım ettiğini anlamıştır ve okuldan memnundur. Okul müdürü durumu şöyle ifade etmektedir: “Biz hesap makinesi yetiştirmiyoruz, biz insan yetiştiriyoruz.”

---------------------------------------------------------

Aklınızda Bulunsun

Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi

Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Kongresi, 3-6 Aralık 2015 tarihlerinde Girne’de gerçekleştiriliyor.

Üç yüze yakın eğitim bilimcinin katılması beklenen kongrede 12 farklı alanda Atölye çalışması ve özel sunumlar da yer alacak. Ayrıca kongrede bir de ilk var: Kongre kapsamında Kıbrıs odaklı eğitim araştırmaları için Kemal Yücel Eğitim Araştırmaları Onur Ödülü yarışması da düzenleniyor.

Bu yazı toplam 2353 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar