Tufan Erhürman, sadece doğru olan tercih değildir; umuttur!
Ayrı ve bağımsız devlet tabii ki isteyebilirsiniz!
Kimse de size, “neden istiyorsunuz lan?” diye hakaret edemez!
-*-*-
Haaa, benim gibi “1960’a dönüş” talebinde de bulunabilirsiniz ve kimse size bundan dolayı da “neden istiyorsun lan?” diye sormamalı!
-*-*-
Peki federal çözüm?
Federal çözüm; 1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri müdahalesi sonrası gelişen sosyal yapı çerçevesinde ortaya çıkan ve Ersin Tatar’ın cumhurbaşkanı seçildiği döneme kadar süren “talep”ti!
-*-*-
Ve şu anda bırakın “üniter devlet” istemini; federal devleti dahi savunmak, “vatan hainliği”ne denk getirilmeye çalışılıyor!
-*-*-
Kim bunu yapıyor?
Yapanlar belli!
Alman Mesut Özil’e bile yaptırıyorlar!
-*-*-
Ve kendileri neyi savunuyor?
“Egemen eşit devleti!”
-*-*-
Yani, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrılacaklar ve bir devlet kuracaklar!
E bunu 1983’te yapmadınız mı?
1983’te devlet ilan ettiniz ve o günden bu yana bir tek devlete bile tanıtamadınız!
Hatta geçtik tanıtmayı, tanıtma girişiminiz dahi olmadı!
-*-*-
Diyelim ki, Türkiye temsilcisi, Kıbrıs Cumhuriyeti adına Rum toplumu temsilcisi, Yunanistan temsilcisi ve İngiltere temsilcisi oturdular ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran anlaşmaları iptal ettiler ve KKTC sınırlarında ayrı bir devlet kurulmasına onay verdiler!
-*-*-
İddia eder ve derim ki; siz yine de böyle bir devleti kurmazsınız, kuramazsınız!
Neden mi?
-*-*-
Anlatalım!
Çünkü Ersin Tatar dahil, tümünüzün cebinde Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu var!
Bu pasaport, sizi Kıbrıs Cumhuriyeti ve tabii ki Avrupa Birliği (AB) vatandaşı yapıyor!
-*-*-
Ve ayrı bir devlet kuracaksanız, her halde eski devletinizin ya da Mesut Özil de anlasın diye yazıyorum; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşlığını iade etmeniz istenecek!
-*-*-
Size veya hepimize “yeni devletin vatandaşı mı olacaksınız yoksa eski devletin vatandaşlığıyla mı devam edeceksiniz?” sorusu kesin sorulacak!
-*-*-
Eeeee, pasaportları iade mi edeceksiniz?
Eğer kıçınız bunu yerse; şu anda niye iade etmiyorsunuz?
-*-*-
Kesinlikle iddia eder ve derim ki içinizde, bu pasaportu iade edecek bronzoya sahip tek kişi yoktur!
-*-*-
Dünkü gazetelerde Osman Ertuğ’dan tutun, Ersin Tatar’a kadar bazı kardeşlerimiz, “eşit egemencilik – ayrı devletçilik” çağrıları yapıyordu!
-*-*-
İddia eder ve derim ki; Osman Ertuğ ve Ersin Tatar’ın her ikisi de pasaportlarını iade etmezler!
Şov maksatlı, tarihi geçmiş pasaportlarını bile çok değerli olduğu için saklarlar!
-*-*-
Haaa Dursun Oğuz ve Erhan Arıklı örneklerine de değinelim…
Bu kardeşler için Kıbrıs’ta bağımsız ve ayrı bir devlet çok daha kabul edilebilir olabilir!
-*-*-
Ancak onlara da deseler ki; “Olası bir federal çözümde, tabii ki sizler de AB yurttaşı olacaksınız” – ki Tufan Erhürman’ın bu konuda çaba harcayacağı sözü vardır – yine iddia eder ve derim ki, onlar da “ayrı devleti” değil, akla- mantığa, iki tarafın her türlü gıcık tavrına dahi uygun olan çözümden yana olacaklardır!
-*-*-
Federal çözüm, ideal olandır!
Mantıklı olandır!
-*-*-
İki eşit egemen ve ayrı devlet iddiası, “çürük” bile değildir!
İmkansızdır!
-*-*-
Tekrar tekrar yazıyorum; 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti kurulurken, bu devletin bölünmesine, taksimine ya da başka bir devletle birleşmesine karşı beş imza atılmıştır…
Bu beş imzadan biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzasıdır.
-*-*-
Türkiye, “bölünmezliğinin garantörü” olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni nasıl bölecek?
Bölemez!
Bölemeyeceğini biliyor; bu şekilde idare ediyor!
Süleymanları, Yavuzları, Mesutları mahalle mahalle dolaştırıp, telefonla, tehditle, şantajla, korkuyla kampanya da yürütüyor!
-*-*-
Çok çok düşük bir ihtimal ama eğer Ersin Tatar kazanır ve beş yıl daha, son beş yıldaki gibi gidersek; hepimiz kaybederiz!
Hepimiz!
Hırsızlar, rüşvetçiler, ganimetçiler, ham humcular dahil!
-*-*-
Özellikle iki gruba seslenmek istiyorum; Atatürkçü, laik, modern tüm KKTC seçmeni ile boykotçu solculara…
Sandığa gidin, oyunuzu kullanın…
Tufan Erhürman, sadece doğru olan tercih değildir; umuttur!
Herkes gibi Dursun Oğuz da farkında!
Daha önce “bizim adayda iş yok” anlamına gelen yorumları, UBP’nin en yetkili isimlerinden de işitmiştik…
Şimdi bunlara Dursun Oğuz da katıldı…
-*-*-
Oğuz ne dedi?
“Kişiler değil politikalar seçilecek” dedi!
-*-*-
“Ersin Tatar’ın yürüttüğü politika, Tufan Erhürman’ın yürüttüğü politikadan daha iyidir” demek istiyor!
-*-*-
Hangi politika?
Ersin Tatar’ın yürüttüğü hangi politikadan söz edebilirsiniz ki?
-*-*-
Sağlık, eğitim, maliye, işsizlik, Dünya’dan dışlanma, tarımda çöküş, sanayide teslimiyet, pahalılık!
Tatar’ın, bunlardan hangisinde başarısı var?
-*-*-
Kıbrıs sorunu mu?
Oğuz bunu mu kastetti?
Yani olmayacak – imkansız bir taleple çözümsüzlüğü sürdürmekten başka hiçbir işe yaramayan Tatar’ın politikasına mı “politika” diyor Sayın İçişleri Bakanı?
-*-*-
En başta da dediğimiz gibi; gerçek ortada…
Dursun Oğuz da çok iyi biliyor ki; destekledikleri aday, doğru aday değil!
Bu işi yapamadı!
Özelde ve tüzelde; özel yaşantısında ve devlet işlerinde çuvalladı!
-*-*-
Dursun Oğuz da, tıpkı Süleyman Soylu ve Mesut Özil gibi TC kökenli seçmene oynuyor; çözümsüzlük devam etsin diye, hiç işe yaramasa da Ersin Tatar’a oy verelim” demeye getiriyor!
Yazıktır ya hu!
Günahtır bu topluma da bu güzel Ada’ya da!

Kıbrıs Cumhuriyeti 16 Ağustos 1960’ta kuruldu… 1963 yılının ortalarında, Kıbrıslı Türkler henüz devletin ortağıyken, yani kovulmamış ya da kaçmamışken, kuruluş tarihi veya kutlama tarihi 1 Ekim’e alındı… 1963 yılının 1 Ekim tarihinde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üçüncü kuruluş yıldönümü kutlandı… Dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük veya Türk bakanlardan tepki gelmedi. Hatta 1 Ekim 1963 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Fazıl Küçük’e “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günü münasebetiyle” telgraf gönderdi… Kısacası 1 Ekim tarihi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olarak kutlanıyor… Şu anda bizi en çok ilgilendiren, Güney Kıbrıs’ta mağazaların ve marketlerle kasapların kapalı olacak olması… Fotoğraftaki Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin Bayrağı’nı, 1923’te Limasol’da doğan ve 2009’da kaybettiğimiz Kıbrıslı Türk sanatçı İsmet Vehit Güney çizdi… Bunu da hatırlatmakta ve hatırlamakta fayda var…







