1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. TC Merkez Bankası faiz indirdi. Döviz kurları ve enflasyon bundan nasıl etkilenebilir?
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

TC Merkez Bankası faiz indirdi. Döviz kurları ve enflasyon bundan nasıl etkilenebilir?

A+A-

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı Temmuz ayına ilişkin faiz kararını açıkladı. TCMB politika faizini 300 baz puan indirdi. Piyasada ortalama beklenti 250 baz puanlık faiz indirimi olacağı yönündeydi. Böylece, politika faizi yüzde 46’ dan yüzde 43’e çekilmiş oldu.

TCMB, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’dan yüzde 46’ya, gecelik vadede borçlanma faiz oranını da yüzde 44,5’ten yüzde 41,5’e indirdi. TCMB'nin bir sonraki toplantısı 11 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek.

Merkez Bankası, faiz indirimlerine Aralık 2024 toplantısı ile başlamış ve üst üste üç toplantıda 250'şer puanlık indirime giderek, toplam 750 baz puan faiz indirimine gitmişti.

Mart ayında gerçekleştirdiği ara toplantı ile borç verme faizini 400 baz puan artışla yüzde 46,00 seviyesine çıkarmıştı. Nisan ayında borç verme faizi yüzde 46,00'dan yüzde 49,00'a, borç alma faizi ise yüzde 41,00'den yüzde 44,50'ye yükseltilmişti.

Bu bağlamda, Merkez Bankası, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini açıkladı. 

Öte yandan, kamu borçları iyi yönetilmezse, faiz düşüşleri,  kamu borcunun maliyetini düşürebilmekte, ama yeni borçlanmaları da tetikleyebilmektedir.

Merkez Bankası, finansal ve fiyat istikrarını gözetmelidir. Faiz indirimi, üretim kapasitesinin artırılmasına, ticaretin canlanmasına ve istihdamın güçlenmesine katkı sağlayabilmelidir.

Enflasyonla mücadele süreci devam ederken, üretimi destekleyecek, istihdamı artıracak ve yatırımı teşvik edecek adımlar da eş zamanlı atılmalıdır. Ayrıca, Politika faizi indirimini, bankalar da uygulayarak, işletmelerin daha düşük faizle finansmana erişimini kolaylaştırılmalıdır. Kredilerin düşük faiz ve uzun vadeli kullandırılması, işletmeleri daha da rahatlatacaktır.

Öte yandan, iş insanları, işletmelerin yatırım ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi  için, faiz indiriminin çok daha hızlı ve yüksek oranlarda devam etmesini talep etmektedir. Zira, yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerin, krediye erişimini zorlaştırmakta, işletmelerin öz sermayeleri ve yatırımlarını azaltmaktadır.

Faiz indirimine gidildiği zaman, dövize talep artışı ve  MB rezervlerinin azalması görülebilmektedir. Ancak, geçtiğimiz günkü indirimden sonra, yeni döviz yükselişleri olmadı. Zaten, karar öncesindeki günlerde, döviz kurlarında belli miktarda yükselişler yaşamıştık.

Hatırlanacağı üzere, Türkiye’ de  19 Mart'ta sonrasında Belediye başkanlarının ve bazı yöneticilerin tutuklanması süreci, döviz kurlarını yükseltmiş, bu sürecin piyasalara etkisini minimize etmek için de, Merkez Bankası'nın çok yüklü döviz satışı yapması ile döviz rezervleri çok azalmıştı. Daha sonraki aylarda ise, faizlerin de artırılması ile birlikte, rezervlerde iyileşme görülmüştü.

Önümüzdeki dönem için, Türkiye siyaseti ve ekonomisi için, önemli bazı riskler de bulunmaktadır.

8 Eylülde  da, Mahkeme, CHP'nin kurultayıyla ilgili çok hassas bir karar verecek. Orada, kurultayın geçersiz kılınmasına yönelik bir karar çıkarsa, çok büyük gösteriler ve tepkiler olabilecektir.. Bu da özellikle, borsa ve döviz piyasalarını olumsuz etkileyebilecektir. Suriye’deki çatışmalar  ve Türkiye’nin buradaki hassasiyetleri belirli riskleri taşımaktadır.

Gerçekleşen faiz indirimleri, iş dünyası tarafından olumlu karşılandı. Zira, uygun maliyetli krediye ulaşma sıkıntısı yaşayan  şirketler, faiz indirimi süreci ile daha düşük maliyetli krediye erişimin kolaylaşacağını ümit ediyor.

Yatırım yapmayı planlayan şirketler için, faizlerin düşmesi büyük önem taşımaktadır. Faiz düşüşünün sürmesi, ancak, enflasyondaki gerilemeyle mümkün olabilecektir.

Diğer taraftan, faiz oranları düştüğünde, mevduat sahipleri daha düşük getiriler nedeniyle TL cinsinden varlıklara yatırım yapmaktan kaçınabilir. Bu durum dövize ilgiyi artırarak döviz kurlarını da yükseltebilir. Ayrıca, kurların yükselmesi, ithalat maliyetlerini artırarak, enflasyonu da yükseltebilir.

Faiz indirimi, bankaların daha düşük faizle kredi vermesine imkan tanır. Bu bağlamda, kişiler ve işletmeler daha ucuz krediler alarak, tüketimlerini ve yatırımlarını artırıp, ekonomik büyümeyi yükseltebilir.

Düşük faiz oranlarının, enflasyon oranlarını yükseltme riski de vardır. Zira, düşük faiz, mal ve hizmetlere olan talebin artmasıyla birlikte, fiyatların da yükselmesini sağlar.

Faizlerin inmesi önemlidir ama esas önemli olan, halkın, üreticilerin ve esnafın rahatlaması, pahalılığın azalması, refahlarının ve satın alma güçlerinin artmasıdır. Şu anda, böyle bir durum söz konusu değildir.

KKTC, döviz kuru yükselişlerinden, Türkiye’ den daha fazla olumsuz etkilenmekte,  Enflasyon ve pahalılık artmakta, halkın borçlanması ve fakirleşmesi günden güne çoğalmaktadır.

Umarım, döviz kurları ve petrol fiyatlarında yükselişler görülmez.. Aksi halde, KKTC’de enflasyon ve pahalılık daha da artmaya devam eder. Bundan da, ülkedeki her kesim olumsuz etkilenir.

Bu yazı toplam 2742 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar