1. YAZARLAR

  2. Birikim Özgür

  3. Tahterevallinin iki ucunda kim oturmalı?
Birikim Özgür

Birikim Özgür

Tahterevallinin iki ucunda kim oturmalı?

A+A-

ABD Kongresi’nde kıran kırana bir tartışma… “Paramızı başka ülkelerde değil kendi ülkemizde yaşayan insanlar için harcayalım” diyen Cumhuriyetçilere karşı “ülkeler insani sorunları dayanışmayla aşabilir” diyen Demokratlar oylamayı kazanıyor. Kongre 84 ülkede çocuk işçiliğiyle mücadele için ABD Çalışma Bakanlığı’na ciddi bir bütçe ayırıyor. İhale usulüyle iki Amerikan firması Türkiye’de bu işi yürütmek üzere görevlendiriliyor. Doktora çalışmalarım devam ederken bu proje sayesinde Türkiye bürokrasisinin, ABD yetkililerinin ve projenin hizmet sunduğu toplum kesimlerinin yaklaşımlarını gözlemleme fırsatı yakalıyorum.
Türkiye kanadı ilgili bütçenin doğrudan Türkiye’ye devredilmesini talep edip duruyor proje boyunca. Ciddi gerginlikler yaşanıyor ancak “84 ülkede nasıl oluyorsa Türkiye’de de öyle olacak, projeyi biz yürüteceğiz” noktasından bir milim sapmıyor ABD. Kızıl elmanın sağcı kanadına yakın memurlar ulusal gururu abarttıkça abartıyor, solcu kanada yakın olan kimileri ise proje ekibini ABD ajanı olarak lanse etmeye çalışıyor. Yaşanan gerginlikler projenin yürütüldüğü illerde halkla teması da olumsuz etkiliyor. Karşılaşılan bu gibi sorunlar proje çıktılarına olumsuz yansıyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde bu durumun beş beteri yaşanıyor uzunca bir süredir. Benzer sorunlar nedeniyle çok ciddi miktarlara varan kaynaklar çarçur olurken hem Türkiye hem de Kıbrıslı Türkler kaybediyor. Sorunun taraflarının aynaya bakmasını gerektiren bir durumdur bu. Anlatılan proje tecrübesinde ABD’nin sahip olduğu pozisyonun burada siyasete dair her noktada Türkiye tarafından üstlenildiği bir vakıadır. En basit harcamalarda dahi işlerin Türkiye tarafından aracısız yürütülmesi kabul edilebilir değildir. Uzun yıllar parmağının arkasına saklanmadan Türkiye’yi buradaki bozuk düzeni beslediği için haklı gerekçelerle eleştiren bir siyasi hareketin mensubu olarak yeni uluslararası tecrübeler ve pratikler üzerinden meseleyi ele alıp Türkiye ile birlikte bu ciddi sorunumuzu aşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye’nin TEPAV’a hazırlattığı “KKTC Devleti Fonksiyonel - Kurumsal Gözden Geçirme Çalışması” Raporu’nda Yardım Heyeti’nin ikame etkisinin KKTC’de kapasite oluşumunu olumsuz etkilediği tespit ediliyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyükelçisi Akça’nın proje hazırlanması, ihalenin yapılması, ihaleye itiraz mekanizması, kontrolörlük ve kabul süreçlerini içeren KKTC’deki taahhüt sisteminin mevzuat olarak uluslararası ilkelere uygun ve güven verir bir noktaya gelmesi halinde Ankara’da çıkılan ihale sayısının azalacağını ve TC Yardım Heyeti’nin ‘hak ediş onayına’ da gerek kalmayacağını kaydetmesi, ülkesinin resmi politikasının bir yansımasıdır.
Sayın Akça tahterevallinin bir ucunda Kıbrıslı Türklerin diğer ucunda Türkiye’nin oturduğu koşullardan tahterevallinin iki ucunda da bu topraklara hizmet götürmek isteyecek Kıbrıslıların oturacağı yeni koşullara geçişi (demokratikleşmeyi) tercih ettiklerinin işaretini veriyor. Mesajı Donnie Brasco filminden bir replikle yorumlamak da mümkün:  “Tahterevallinin diğer ucuna oturarak sayemde yükselen insanlara canımın sıkıldığında kalkabileceğimi söyleyin”.
Bu noktada bizim artık sürdürülebilir bir yapı vizyonu için çalışırken Türkiye ile ilişkileri de stratejik bir araca dönüştürebilmemiz gerekiyor. Ortada bir Küçük modeli varken ve etrafta O’na özenen bir sürü sözde siyasetçi dolaşıyorken Türkiye ile stratejik işbirliğinden söz etmek bir o kadar daha zorlaşsa da konsantrasyonumuzu bozmamalı ve kurumlarımızın 21. yüzyıl koşullarında sağlıklı işlev yürütebilmesi için Türkiye’nin de desteğiyle kapasite oluşturmaya odaklanabilmeliyiz.
Israrla tahterevallinin diğer ucunda Türkiye oturuyormuş gibi çıkışlar yapmak veyahut mevcut koşulları suistimal edercesine yan gelip yatmak da demokratik bir tercihtir ancak karşıda oturan birileri olmayınca bu tercihleri yapanlar açısından demokratik süreçte sonucun ne olacağını kestirmek de zor değildir. Bilgiyle, tecrübeyle, sağduyuyla, bilimsel temelde ülkemizi hızla çözüm koşullarına hazırlamamız gerekir. Türkiye’deki kızıl elmacılarla benzeşmekten de imtina ederek…

Bu yazı toplam 1988 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar