1. YAZARLAR

  2. Tamer Öncül

  3. Pankreas Güreşleri…
Tamer Öncül

Tamer Öncül

Pankreas Güreşleri…

A+A-

Çoğunuz, insan azmanı tiplerin boks ringine çıkıp;ortalığı savaş alanına çevirdiği “Pankreas Güreşleri”ni bir kez olsun izlemiş sinizdir…

"Amerikan Güreşi", olarak da bilinen, ve bir ŞOV sektörüne dönüşen bu vahşi(!) güreş, “World Wrestling Entertainment” federasyonu tarafından organize edilmektedir…
Wikipedi’den aldığım şu bilgilere ve son günlerde siyaset arenasında yaşananlara bakınca aklıma bu güreşler geldi:
“ Diğer güreş türlerinin aksine bir "eğlence sporu", diğer bir deyişle tamamen şovdur. Yapılan maçların, yaşanan olayların, konuşmaların tamamı, çok akıllıca tasarlanmış bir senaryonun ürünüdür ve sonuçları güreşçiler, senaryo ekibi ve bazı görevliler dışında kimse bilmez. Sporcular genellikle çok çalışkan kişiliklerdir ve haftanın büyük bir bölümünü ring içinde uygulamaları gereken hareketleri, senaryoları çalışmak için geçirirler.
Her sporcunun bir gimmick'i yani; karakteri vardır. Buna en iyi örnek, efsane isim Undertaker'dır. Undertaker, ring içinde Dead Man(Ölü adam) karakterine sahiptir ama aslında o da herkes gibi normal bir insandır. Mikrofon performansı, karizma ve ring içi yeteneği, bu spor da başarı için gerekli olan en önemli kriterlerdir.”
Sanki, bizim meclis WWE’nin işlevini üstlenmiş gibi… Yaptığım alıntıdaki “Sporcular” sözcüğünün yerine,”Politikacılar”ı koyun ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz…

Tam on üç yıl önce (11-05-2000) yazdığım “BÜYÜK ŞOV’A DEVAM!..” başlıklı (RE FE RAN DUM sayfa 77) yazıyı (bir kez daha) okursanız; nerelere geldiğimizi daha iyi anlayacaksınız sanırım…

Bankacılıkta sonbahar rüzgarları esiyor… Batırılan dört bankaya iki tane daha eklendi…
Kemer sıkmaktan karnı sırtına yapışmış insanların, binbir cefayla biriktirdiği mevduatları banka sahiplerinin sorumsuz yatırımlarına kurban edilirken; hükümet çareyi “faliyet dondurma”da buluyor…
Aylar önce yollara dökülen bankazadelerin içine girdiği sessizlik, şimdi geçici bir bağrışmaya bırakacak yerini… Ve batık banka kervanına yenileri ekleninceye dek yine suskunluk…    
Hollywod’un Kavboy filimlerine bolca malzeme olmuş sıcak rüzgarların büyük dikenler yuvarladığı eski Teksas sokaklarına benziyor sokaklarımız… Gündüz gözüyle adam vuruluyor… Tecavüzler, hırsızlıklar almış başını gidiyor… Failleri yakalanan olaylarda “başarılı polisimiz” övülürken, “faili meçhüller”in başarısızlığını kimse sahiplenmiyor… Ülkenin “suç cenneti”ne dönüşme sürecinin nedenleri üzerinde durulmadığı gibi, bu nedenleri dile getirmeye çalışanlara da tehditkar bakışlar savruluyor… 
Kara yollarımız kavboy filimlerinden daha kanlı… Her geçen hafta, onlarca yaralı ve ölüm bırakıyor kara yolların bağrına… İçi boş nutuklar, sahte yas gösterileri ve polisin daha çok ceza yazmasından öte ciddi önlemler yok… Çukurlarla dolu yolları birleştiren ucube ölüm kavşaklarına daha ne kadar kan akması gerekiyor? Akan kanlar, yitirilen canlar, gazete köşelerindeki sıradan haberler olarak görüldüğü; resmi kaza haberlerinde ölüm ve yaralanmaya, “araçlarda meydana gelen maddi hasar…” kadar yer verildiği sürece; trafik cezalarının miktarını artırmakla, “trafik haftaları”nda yapılan siyasi şovlarla önlem alındığını sandığımız sürece daha çok can yanacak, çok ocak yıkılacak…
Daha önce de yazmıştım, “Şov Cumhuriyeti”ne döndük… Ülke ekonomisi yerlerde sürünürken  “Büyük Misafirler” davet edip milyarları havaya atmaktan; “son dakika organizasyonları” ile paye dağıtıp şov yapmaktan alamıyoruz kendimizi… Kuyruğa girip şükran sunmak; yağ çekmek; ömründen birilerine ömür dağıtmak da bu şov hastalığının yan belirtileri olarak öne çıkıyor… Her geçen gün bu hastalığa yakalananların sayısı artıyor…
Sırtını bir yerlere dayayıp bir gün orada, bir gün burada “kültür-sanat elçiliği” yapanlar; bu büyük ŞOV’un yan araçları olarak üstlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirip, ustalarına methiyeler düzerek “bedel” ödemekten gocunmuyorlar…
Büyük ŞOV adına her şey mübah!..
Bir de bunu “aydın olma, sanatçı olma adına” yapmıyorlar mı?
Üçbeş kişinin kitapları için milyonlarca dolar harcayan Eğitim ve Kültür Bakanlığı’ndan bir uçak bileti alamayan Erdoğan Baybars bu gerçekleri yeni anlamış gibi merakla soruyor: “Son bir yıl içinde, hangi sanatçılarımız (yazar, şair, ressam, folklorcu, müzisyen vs.) Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından yurt dışına gönderildi ve kaç para aldılar?”(Avrupa, 9-05-2000)
Kimlerin gittiği ortada!.. Büyük ŞOV’a hizmet için yanıp tutuşan; ömründen liderlerine ömür vermeye hazır kapıkulları dururken; devlet parasını “kafası karışık, bozguncu takımı”na yedirecek değiller ya!..
Büyük ŞOV’unuza devam edin baylar! Her kesimden destekçileriniz, şakşakçılarınız, emir kullarınız var nasıl olsa… Korkmayın arkanız yere gelmez… Dünya yansa umurunuz olmasın… Büyük ŞOV’a devam!

Bu yazı toplam 3020 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar