Müzakerelerin eli kulağında mı?
Yani evet kesinlikle çok temkinli olmak lazım, “şom ağzımızı” da açmamamız lazım falan ama galiba bir şeyler oluyor…
-*-*-
Özellikle son beş yıldan beridir “yaprak kımıldamayan” ünlü sorunumuzda yeni bir müzakere sürecinin eli kulağında!
-*-*-
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs kişisel temsilcisi María Ángela Holguín, iki liderle ayrı ayrı görüştü…
-*-*-
Kısa, basit ama çok olumlu şeyler söyledi…
-*-*-
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, “… Gancelli sorunu”na parmak bastı!
“Bir gancellide yaşanan sorunları aşamazken, kapsamlı bir çözüm?” endişesi, beklentisi, müzakeresi…
-*-*-
Bence Erhürman çok haklı…
Gancelli kelimesini bilerek ve isteyerek yazdım!
-*-*-
Kendi aramızda, ortak ve kendi sorunumuz ve gerçekten basit bir mesele!
Üzerinde çok kafa yormaya da gerek yok, ırkçılık, milliyetçilik, EOKA’cılık, TMT’cilik yapmaya da!
Ortak kelime “gancelli”…
Bahçe kapısı!
-*-*-
Belki başka araçlı ve yaya geçiş yerleri olabilir belki Kermiya – aydemet – Metehan genişler…
Ama bu basit sayılan meseleleri çözmeden, gidip de büyük büyük sıkıntılarla çırpınmaya vallahi gerek yok!
Erhürman’a katılıyorum…
-*-*-
Bu arada şahsım adına da çok mutluyum…
Neredeyse tam siddin senedir “Kıbrıs sorunu” yazıyorum, belki de ilk kez bir Kıbrıslı Türk lider ile bir konuda tamamen hem fikiriz…
Hele son beş seneyi düşündüğümde, “… Toroslar görünüyor”un ötesine bir kez geçebildik, onda da köpek çiftleşmesiyle ilgilendik yani!
-*-*-
Neyse!
Önümüze bakalım!
İlgili arkadaş ve taraftarları, “Sıfır müzakere, sıfır çaba, sıfır liderlik”le geçen 5 senenin hesabını, seçim akşamı çok fena ödediler!
-*-*-
Şimdi önümüzdeki Perşembe’ye odaklandık…
-*-*-
María Ángela Holguín, önce Erhürman ardından Nikos Hristodulidis ile yaptığı görüşmelerin ardından cumartesi günü iyimser bir açıklama yaptı.
-*-*-
Verdiği mesajları şöyle özetleyebiliriz:
1 - Hareketsiz geçen bir dönemin ardından olumlu bir değişim “iyi bir işaret” var…
2 - Perşembe günkü toplantı için hazırlıklar sürüyor, bu toplantının anlamlı ve verimli geçmesini bekliyorum…
3 – Oldukça iyimserim…
4 - Kıbrıs’taki liderler yıllardır bir araya gelmedi.. Liderlerin başarılı olup ilerleyebilmesi halinde toplumun da bu yöndeki çabalara destek vermesi gerektiğini söyledi.
-*-*-
Kendi adıma konuşayım; şahıs olarak destek vermek için hazırım Sayın Holguín…
Onlar yeter ki yürümeye başlasın…
-*-*-
Yani 40 senedir “ha bugün, ha yarın oldu olacak neden olmasın” diye şarkı söyledik, bekledik ama olmadı…
Beklerken, nenelerimiz, dedelerimiz ve en sonunda annelerimiz babalarımız da öldü…
Biz de öyle ölmeyelim!
-*-*-
Ne demişti Nazım Hikmet?
“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...”
-*-*-
Nazım sadece bunu söylememişti…
Bir de şu vardı:
“En güzel deniz : henüz gidilmemiş olandır.
En güzel çocuk : henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz : henüz söylememiş olduğum sözdür.”
Güvenli yaşam nedir?
Institute for Economics & Peace (Ekonomi ve Barış Enstitüsü)…
Bu kurum 2007’den beri her yıl Küresel Barış Endeksi (GPI) diye bir liste hazırlıyor…
-*-*-
Bu liste yani GPI, askeri harcamalardan tutun, dış çatışmalar, terörizm ve cinayet oranları gibi 23 göstergeyle hesaplanıyor, belirleniyor ve 163 “devletin”, “Güvenli Yaşam” açısından dünya sıralamasını belirliyor…
-*-*-
Enstitü’nün saptamalarına göre bu yıl devlet düzeyindeki çatışmaların sayısı 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en yüksek seviyesine çıktı…
-*-*-
Birçok ülke bu duruma askerileşme ya da militarizasyon düzeyini artırarak yanıt veriyor…
Başbakan Ünal Üstel de son Ankara ziyaretinde, bu konuda “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni şikayet ediyor, “çok silahlanıyorlar” diyor! Oysa şikayet ettiği Ankara ya da Türkiye, silahlanmaya acayip önem veren bir ülke ve ayrıca bu ülkenin Kıbrıs’taki askeri varlığı da “şikayet edilen ülke” ile kıyaslandığında… “Peeee devede kulak” dahi diyebiliriz…
-*-*-
Ama konumuz bu değil!
-*-*-
Endeksin zirvesindeki on ülke, son 20 yıldır neredeyse hiç değişmiyor.
2008'den bu yana sıralamanın zirvesinde yer alan İzlanda, dünyanın en barışçıl ulusu olmayı sürdürüyor.
-*-*-
İzlandalılar açısından bu güvenlik hissi günlük hayatın dokusunu oluşturuyor.
İzlandalılar BBC’ye konuşuyor ve diyor ki; “… İzlanda’da gece dışarıda korkmadan yürüyebilirsiniz; anne-babaları bir kafede yemek yerken ya da bir mağazada alışveriş yaparken dışarıda bebek arabasında uyuyan bebekler görürsünüz, bir de polisler silah taşımazlar"…
-*-*-
İzlanda, toplumsal cinsiyet politikalarında öncü bir ülke ve bu yüzden de kadınları güvende hissediyor mesela…
-*-*-
İzlandalılar diyor ki; "Eşit fırsatlar ve dayanıklı sosyal sistemler herkes için daha adil ve güvenli bir toplum oluşturuyor."
-*-*-
İrlanda ikinci…
Mutlu insanlar ülkesi…
Yıllara göre askerileşme seviyesini düşürmesiyle endekste yükseldi.
Bugün içeride ve dışarıda en az çatışma yaşayan ülkeler arasında.
-*-*-
BBC’ye konuşan İrlandalılar diyor ki; "Derin bir topluluk ve dostluk hissi sizi evinizde ve rahat hissettiriyor, küçük bir kasabada ya da büyük şehirde olmanız fark etmiyor".
-*-*-
Ülkede, güçlü sosyal destek sistemleri ve toplum mutluluğuna odaklanan çalışmalar yapılıyor… İnsanlar birbirini kolluyor. Bir yabancıdan yardım isteyebileceğiniz, sizin için yolunu değiştirecek insanların olduğu bir yer burası… Ve yemyeşil…
-*-*-
Yeni Zelanda üçüncü…
Yeni Zelanda bu yıl endekste iki sıra yükselerek üçüncü oldu.
Silah almak çok zor!
Bütün çocuklar okula yürüyerek gidiyor…
İnsanların kapılarını kilitlemiyor…
Yolda bir araç arıza yaptığında sürücüler durup yardım teklif ediyor….
-*-*-
BBC diyor ki, “… Yeni Zelandalılar güçlü sosyal güvenlik ağları ve evrensel sağlık hizmetlerine erişimin yanında doğayla bağlarını ön planda tutuyor.”
-*-*-
Dördüncü sırada Avusturya var…
Evet pahalı bir yer…
Güçlü bir sosyal güvenlik ağı, üst standartlarda sağlık ve mükemmel eğitim imkanları istikrar ve güveni besliyor… Vatandaşları anlatıyor bunları…
-*-*-
İnsanların gece yarısı nehir kenarında yürüyüşler yapıyor, evlerinin kapısını kilitlemiyor ve bisikletlerini zincirlemeden dışarı park edebiliyor, kimse çalmıyor…
-*-*-
Bir Avusturyalı diyor ki, “Güvenlik sadece bir istatistik değil, hayatın gerçeği"…
-*-*-
5’te İsviçre, 6’da Singapur falan liste devam ediyor…
Vatandaşlar gece yürüyüşe çıkabiliyor, korkmuyor…
-*-*-
Turistlere diyorlar ki, “… sabahın 2’sinde yürüyüşlere çıkın, sokak lezzetlerini tadın” falan…
-*-*-
163 ülkenin sıralandığı Küresel Barış Endeksi'nde Türkiye bu yıl bir sıra yükselerek 146. sırada yer aldı. Filistin’in bir puan gerisinde! Dünya’da Türkiye’den “daha güvensiz” sadece 17 ülke var!
-*-*-
Bunlar; Irak, Nijerya, Kuzey Kore, Orta Afrika Cumhuriyeti, Somali, Burkina Faso, Myanmar, Mali, İsrail, Güney Sudan, Suriye, Afganistan, Yemen, Demokratik Kongo, Sudan, Ukrayna ve Rusya…
-*-*-
Güvenlik tabii ki önemli!
Garanti de!
Çok daha fazlasını anlatmaya gerek yok!
-*-*-
Kapıları kilitlemeden uymak, geceleri sokaklarda yürüyebilmek, trafikte güvenli bir şekilde seyahat edebilmek, mükemmel bir sağlık sistemi, şahane bir eğitim memleketi, rüşvet yok, her işiniz kolaylıkla oluyor, uyuşturucu yok, kaçak insan hiç yok, nüfus gayet iyi biliniyor, herkes komşusuyla çok iyi geçiniyor gibi… 70’lerde öyleydi belki!
-*-*-
İyi ki KKTC tanınmış değil; listede olmamak da bir avantaj!








