İki ayrı “F” vakası!
İki ayrı “F” vakası yaşadık geçtiğimiz hafta… Tam da ada yarısının karanlık bir röntgeni gibi oldu.
Kişisel değil yalnızca…
Bir zihniyet, etik ve adalet hikâyesi…
Tam da ıssızlığımızın, yozluğumuzun, çürümüşlüğümüzün özeti…
***
İlk "F" 20 yaşında bir genç kız…
Girne’de doğmuş.
Hem anne hem babası Türkiyeli…
Bir ayrılık yaşamış, anne baba… Yeni bir evlilik ardından...
Henüz 3 yaşındayken kızımız, annesi ayrılmış ülkeden… O gitmemiş... 20 yaşına gelmiş ama hiçbir ülkenin kimliğini vermemişler kıza…
Doğum kâğıdıyla büyümüş...
Kâğıt var, kimlik yok; beden var, ülke yok; insan var, ama sistemin hafızasında yeri yok.
Hem de “Bakanlar Kurulu” denen heyet, yüzlerce, binlerce “Kimlik Kartı” dağıtırken, yalanla, hileyle…
Kıbrıs adası dışına çıkmamış kız…
Ömrünce…
Burada okumuş, büyümüş, sevmiş, sevilmiş, koşmuş, terlemiş, ağlamış, hüzünlenmiş, hayal etmiş, umutlanmış, yerinmiş…
Derken “ikamet izni” yok diyerek 20 yaşındaki "F"yi tutuklamışlar…
Avukatı uğraşmış, durmuş, bir sonuca ulaşamamış, her kapı yüzlerine kapanmış. Avukatına göre defalarca da “yurttaşlık” başvurusu yapmış kızımız…
Bakana yakın bir iş insanı olsa, bir kumarhane patronu ahbabı, elçilik mensubu, AKP ya da MHP kontenjanından bir prens, hatta Interpol’ün aradığı dolandırıcı muhtemelen yurttaştı şimdi…
Olamamış!
“854 gündür kaçaksın” demişler!
Kelepçelemişler!
“İhraç” da edemiyorlar, gönderecekleri bir ülkesi yok çünkü…
Avukatı Beste Dal anlatmasa tüm bunları, Özgür Gazete manşet yapmasa öğrenmeyecektik.
Bu ülkede doğan, okula giden, yaşayan bir insanın dahi “farkında” olmayan bir “düzen”den söz ediyoruz.
Atıl bir yer burası…
Atıl insanlığın ülkesi...
***
Tam da aynı günlerde bir “F” vakası daha var tabii…
Epeydir hepimizi meşgul eden...
Diplomasının “sahte” olduğu biliniyor.
Ama bu biline biline “Kadın Örgütü İlçe Başkanı” seçilmiş.
İstihdamlar yaptırmış ülkede...
“Başbakan” gibi kabul görmüş.
Seçim kampanyalarında "ulusal" sloganlar atmış...
Savcılık ve polis arasında gitmiş gelmiş dosyası…
Kimseler görmeden, duymadan, hissetmeden çıkmış mahkemeye…
Bir eski Başbakanı, 80’lik bir hekimi, kelli felli bir eczacıyı “elleri kelepçeli” deşifre eden sistem, meşhur “F”yi gizlemiş, korumuş, saklamış.
"İktidar"ın gerçek yüzünü göstermiş hepimize, kimleri koruduğuna ve kimleri unuttuğuna bakarak...
***
Meşhur "F" örgüt başkanlığından alınmış sonrasında... Çünkü toplum sandığa taşımış öfkesini…
Ne olmuş peki?
20 yaşında "F" içerideyken...
Dışarıdaki "F"ye yürümüş ellerinde “mor” balonlar, bir grup menfaatçi kadın...
Hilenin, partizanlığın, kayırmacılığın, pespayeliğin yanında durmuşlar.
“Sen yalnız değilsin; birliğimiz ve güçlü desteğimiz seninle…”
***
Boyası dökülürken bu rezil düzenin…
İki ayrı “F” vakası yeniden yüzümüze vurdu böylece, kötülüğün toplama kampını, utanç cumhuriyetini, olanca çirkinliğimizi…
“Sömürünün en kirli hali, insanın kendi toprağında yabancıya dönüştürülmesidir" sözü gibi...








