1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Hükümete miras kaldı!
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Hükümete miras kaldı!

A+A-

Bir ailede nüfus ne kadar fazlaysa o ailenin geçimi o kadar zor olur. Meğer ki babadan, atadan miras kalmadıysa!.. Harca harca bitmeyecek paranız varsa!..

***

Tabii ki aile kurmak, üremek, anne-baba olmak genelde istenen şeydir ama bu üremenin de planlı! olmasında fayda var. Kimileri bir çocukta kalır, kimileri iki… Fazlası olduğunda sevginin bölünmesinin yanında maddi olanaklar da bölünmek durumundadır.

“Sevgi paylaşıldıkça büyür” gibi laflarımız olsa da, paranın olmadığı yerde paylaşılacak sevginin varlığı da tartışılır çoğu zaman…

Biten evliliklerin önemli sayıda parasızlık nedeniyle olduğunu göz ardı etmemek gerek. Çünkü maddi zorluklar o ailedeki gerilimin artmasına, çekilmez olmasına kadar gider ve sonuçta da birliktelikler bitirilmek zorunda kalır.

***

Ev bütçeniz diyelim ki 10 kadardır. Bir çocuğa ayıracağınız bütçe de o miktarın belli bir bölümü kadardır. Çocuk iki olursa, üç olursa, hatta 4, 5, 7… İşte o zaman b…. yediğiniz zamandır. 10 para bölündük sonra bölünür, sonunda bölünecek para da kalmaz.

Böyle durumları, yani çok çocuklu aileleri görüyoruz etrafımızda… Çok uzak değiliz böyle manzaralara… Çoğunun nasıl geçindiği veya geçinemediği ortadadır. Bu durumdaki çocukları okullarda öğretmenler daha iyi gözlemlerler. Bazılarının annesinin ne yaptığı nerde olduğu belli değildir, bazısının babası ortada yoktur. Kahvaltı yapmadan okula gelmek durumunda kalır çoğu zaman çocuklar veya cebinde sadece bir tl para ile… Neye, nasıl bölerek harcayacaksa!.. Başka bir tl’ler de başka kardeşlere verilmiştir çünkü… Ancak o kadar. Okul çıkışı eve gider ama evde kimse yoktur bazılarının, gece gelir mi anne-babası yoksa ertesi sabaha mı görürler yüzünü çocukların belli değil. Belki çocuklar kalkıp okula yine aç gelirlerken uyuyordur velileri evde…

***

Ekmek parası derdindedir çoğu, çocuğunun yüzünü görmemek pahasına… Bazısı ise o ekmek parasını nerede bulacağının derdindedir, elinde beş kuruş parası da yoktur. Cep de boştur, buzdolabının içindeki raflar da… Bir değil ki, beş çocuk vardır evde… Nasıl dolar bu raflar?!..

***

Bu memleket manzaraları ülkemizin kuzeyinde çoğu yerde ne yazık ki yoğunlukla yaşanıyor. Memleket bu durumdayken hükümet vatandaşlık vermeye, nüfusu çoğaltmaya devam ediyor. Nüfusun çoğalmasıyla Kıbrıs’ın güneyine eşitlik sağlanacağı gibi ilkel bir algı peşinde koşmaktadır veya koşturtulmaktadır.

Ancak bir ülkenin gelişmesi, başka bir toplumla veya yerle eşitliği, nüfus artışıyla olmuyor maalesef… Öyle olsa İsviçre gibi, Belçika gibi, Lüksemburg gibi toprağı ve nüfusu az ülkeler kalabalık ve fiziki olarak büyük ülkelerin çok gerisinde olurlardı. Oysa en gelişmiş ve sözü kabul edilen ülkelerin başında geliyorlar.

***

Yazının başındaki aile örneklerinde olduğu gibi kalabalıkla ‘güçlü’ olmayı paralel olarak görmemekte yarar var. ‘Ata’dan kalan miras da olmadığına göre…

Dip not: Ancak makam arabalarına milyonlar verecek parayı bulan azınlık hükümeti, ‘tasarruf’ diye özel eğitim okullarından bile kahvaltıyı kaldırınca bu hükümete ne dense müstahak olur acaba?

Bu yazı toplam 1410 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar