1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. FOLK-DER / KİKEV ve ‘Efsaneler’
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

FOLK-DER / KİKEV ve ‘Efsaneler’

A+A-

Aşırı duygu seline kapıldığımız, donup kaldığımız, ne yapacağımıza, ne söyleyeceğimize karar veremediğimiz zamanlar olmuştur yaşamımızda.  Duyguların açıklanmasında, sözcüklerin yetersiz kaldığı anlardır bunlar. İşte bu durumdayım ben son 3-4 aydır.

Hep sordum kendi kendime. “Acaba ’Tanıtım Gecesi’nde noktalanır mı bu durum ?” diye. Ayaklarım titreyerek gittim  geçtiğimiz Perşembe akşamı düzenlenen ‘Gece’ye. Orada bulunduğum süre içinde,  ne ayaklarımın titremesi durdu ne yüreğimin çarpıntısı.

***

Üç-dört ay önceydi. Ferahzat arkadaşım aradı telefonda.  Anlattı projeyi.  “Bizim Garanfil’i bir de böyle düşünmüş müydün hiç ? .../  Folk-Der’de buluşalım” dedi. Gittim.

Salonda 40-50 kişi vardı. Kadın-erkek..Yaşları 5 ile 65 arasında... 5-10 kişilik bir koro vardı ve önlerinde de eğitmenleri. Hoparlörlerden bizim Garanfil çıkıyordu. Ve onlar, bizim Garanfil’i işaret dili ile söylüyorlardı....

Bakakaldım..Donmuştum sanki. Önce, tümünü işitme engelli sandım. Ama değilmiş. Aralarına, işitme engellileri de almışlar, işaret dili ile Garanfil’i anlatıyorlardı işaretleriyle. İnanılmaz bir görüntü vardı karşımda.  Ve bu yaşıma kadar, böyle birşey olabileceğini hiç düşünmemiş olan ‘ben’, aptallaşmıştım. Yüreğim, beynim benimle değildi sanki. Hiç farketmemiştim ama gözlerim de yaşlarla dolmuştu.

***

Sonradan öğrendim projenin adının ‘Efsaneler’ olduğunu. ‘Garanfil’i de onlar seçmişti, projenin adını da onlar koymuştu.  Açıkçası çok gururlandım. Bu ülkeye birşeyler bırakmış olmanın gururuydu bu. Ama uyardım da.  “Ne olur,  bu olayda başrolde biz olmayalım. Başrolde olanlar çok daha önemli” dedim.

Aslında başrolerde veya yardımcı rollerde olan yoktu ekipte. Herkes ama herkes başroldeydi. Ama gerektiğinde de figürandı. İsimlerini teker teker sayamayacağım yüreğini koymuş insanlarla tanıştım bu çalışma sırasında. BRT’den gelen ekip dahil, herkes ama herkes dört elle sarılmıştı üstlendiği göreve. Gurur duydum. Ve umut ışığ yandı içimde, ülkedeki tüm olumsuzluklara karşın.


Ve nihayet bitiyor

Bugün son söz halkta. Kuzey Kıbrıs’dakiler Belediye Başkanlarını, Muhtarları vb. seçecekler. Türkiye’deki seçim ise çok daha önemli. Şaka değil. Ikıla sıkıla Başkanlık Sistemi’ne geçen Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçilecek, ‘Tamam mı Devam Mı ?’  sorusunun yanıtı çıkacak sandıklardan.

Çarşıda pazarda bir nabız ölçmeye kalktım.  İlginçtir, insanlarımızın büyük bir kısmının Türkiye’deki seçimlerle daha çok ilgilendiğini saptadım. Kıbrıs’da kimin Belediye Başkanı kimin Muhtar seçileceğini hiç ama hiç umursamayanlar bile var. Hatta bazıları “Ne fark edecek ki ?” bile diyor.  Ama Türkiyedeki seçimle ilgili yorumlar çok entersan ve düşündürücü. En çok merak edilen de ‘seçilecek’ olanın Kıbrıs politikasının ne olacağı. Merak edilenler, aslında bildiğimiz şeyler.... Gerçekten çözüm isteyen birisi mi olacak ? Taksim’ci mi ? İlhakçı mı ? Müdahaleci mi olacak...

Yüzdük yüzdük kuyruğa geldik sonunda. Yarın sabaha herşey netleşir.


Sokak Ağzı

“Utanmadan açıkladılar da.... Onbinlerce seyrüsefer ruhsatsız arabası varmış yollarımızda.  Dünyanın neresinde var böyle bir rezillik söyler misiniz ?” (Muharrem-Lefkoşa)

***

“Bir ders yılı daha bitti. Kaç yüz mezun daha verdi üniversitelerimiz bilmiyorum. Eskiden, ilkokul mezunları bile işsiz kaldıklarında konuşur, üzülürdük. Şimdi sokaklar üniversite mezunu işsiz gençlerle dolu. Her sene de sayısı çoğalıyor. Nasıl tutacağız bu çocukları bu ülkede ? Bir düşünen var mı ?” (Ayşe Kalan)

***

“Sayın Hükümet yetkilileri. Sevgili devlet memurlarımızın izinlerine dokunursanız gelecek seçimlerde oy alamazsınız. Bilirsininiz değil mi ? Kaçamakları saymazsak, yılın yarısında izin kullanan memurların rahatını mı bozmaya çalışıyorsunuz siz ?” (Recep İvecik-Lefkoşa)

***

“AIHM’e Rum başvurularının sayısı her yıl biraz daha azalıyormuş. Acaba dersiniz, anladılar Türk’ün ne AIHM’i ne de dünyayı falan takmadığını ?” (Hüsne)

***

“Bitsin bu seçimler artık. Bıktık usandık. Televizyon da seyredemeyiyoruk artık. Her açtığımızda, hangi kanala çevirsek aynı şeyler aynı yüzler saatlarce. Yeter artık.” (Nusret Kavaz-Mağusa)

***

“Dikkat ettiniz mi Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerde birbirlerine hitap şekline. Ne kadar kaba ne kadar düşüncesizce ve saygısızca hatta bazen terbiyesizce olduğuna. Yazık çok yazık. Bunlar mı idare edecekler koskoca Türkiye Cumhuriyetini ?” (Gülseren)

***

“KTHY’yi batıranlar ortada yok. Kayboldular. Bir binası vardı,  şimdi de onu satmaya çalışıyorlar. Ama ne gariptir ki binasını bile alan veya almak isteyen de çıkmadı. En sonunda Maliye’ye kaldı.” (Eski bir KTHY çalışanı)

Bu yazı toplam 2957 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar