1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Eğitimde Gerçekleştirilmesi Gereken Dönüşüm
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Eğitimde Gerçekleştirilmesi Gereken Dönüşüm

A+A-

CTP-UBP Hükümet Programındaki “eğitim” başlığı altında yazılanların tamamını önemsiyorum. Hükümet programındaki eğitimle ilgili hedeflerin belirlenen takvim doğrultusunda gerçekleştirilmesi, eğitim sistemimiz uzunca bir süredir ihtiyaç duyduğu dönüşümü yakalaması açısından büyük önem taşıdığını düşünüyorum…

Eğitimde kronikleşmiş birçok sorunumuz var. Örneğin;
En fazla ders saatini “İngilizce” eğitimine ayırdığımız halde, liseden mezun olan çocuklarımıza etkin bir yabancı dil kullanmayı öğretemiyoruz… Yazılı ve sözlü iletişimde istediğimiz düzeyde değiliz. Yani ana dil eğitimde de ciddi sıkıntılarımız var. Ne sanatsal, ne de sportif faaliyetlerde öğrenci becerilerimizi bir türlü yükseltemiyoruz…

Dönem sınavlarını, kolej sınavlarını, üniversite giriş sınavlarını başaran çocuklarımız, çevresine duyarlı, trafik kullarını içselleştirmiş, sosyal yaşama aktif olarak katılan bireyler olabilmede ciddi sorunlar yaşıyorlar… OECD standartlarının üzerinde bir öğrenci öğretmen oranına sahip olmamıza rağmen, hala öğretmen ihtiyacımız olduğundan bahsediyoruz.

Ve elbette Kolejler… Hemen hemen herkesin şikayet ettiği kolejlere giriş biçiminden kurtulamıyoruz. Kolej giriş sınavları eğitim sistemimizin kanayan yarası olmaya devam ediyor…

Ne yazık ki bütün bunlar bizi geleneksel eğitim anlayışında kalmaya zorluyor… Bakanlık ya da sendika yetkilisi olmak, öğretmen, müdür ya da anne-baba olmak fark etmiyor. Aynı pencereden bakarak, bir şeylerin değişmesi gerektiğini söyleyip, değişimin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyoruz…

Çoğu zaman tartışmalarımızın temelinde “çocuğa hangi dersleri okutacağız” sorusu var. Ve bu soruya verilen yanıtlalar; öğretmen ihtiyaçlarını, ders içeriklerini, ders saatlerini kısacası eğitimi şekillendirmeye çalışıyoruz. Oysa temel sorsal “öğrenciye neyi, nasıl ve ne zaman öğrenmeli” olmalı…

Çağdaş eğitimin odak noktasının bilgi olmadığını anlamalıyız… Bilgi yerine, o bilgiye ulaşma becerilerini başat kılan bir yapılanmaya ihtiyacımız olduğunu fark etmeliyiz… İlk ve ortaöğretimde öğretilen konuların tek başına bir şey ifade etmediğini, öğrencinin 21. Yüzyıl becerilerine katkı sağladığı oranda değer taşıdığını bilmeliyiz…

Hükümet programında “eğitim” başlığı altında yazılanlar dikkatlice okunduğunda bu olguların program hedeflerine yansıdığını söyleyebilirim. Ancak dikkatlerden kaçmaması gereken bir şey daha var. Bu dönüşümü sağlayacak kadro…

İşte tam bu noktada Milli Eğitim Bakanı Sayın Kemal Dürüst’e büyük bir görev düşüyor: Hükümet programını içselleştirmiş, eğitimde gerçekleştirilmesi gereken dönüşümü kavramış bireylerden oluşan bir ekip kurmak. Sayın Dürüst’ün basın organlarına yaptığı ziyaretlere ve diğer açıklamalarına Hükümet Programında yer alanları gerçekleştirilme kararlılığı yansıyor. Ancak bu kararlılığının, başarılı bir icraata dönüşmesi yolunun da iyi kurulmuş bir ekipten geçtiği de aşikar…

-----------------------------------------------------------------


Aklınızda Bulunsun


ÖSYM’de Ek Yerleştirme Başvuruları Bugün Başlıyor

2015-ÖSYS Ek Yerleştirme tercihleri 17 - 21 Ağustos 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ek yerleştirme neticesinde bir yükseköğretim programına yerleşen adayların kayıtları ise 31 Ağustos - 4 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacak.

ÖSYM’nin verdiği bilgiye göre; Lisans programlarında 18 bin 770, ön lisans programlarında ise 20 bin 19 olmak üzere toplam 38 bin 789 kontenjan boş kaldı. Öte yandan KKTC'deki üniversitelerin lisans programlarında 6 bin 181, ön lisans programlarında bin 903 kontenjan boşta…

Merkezi yerleştirmede açık öğretimin kontenjansız programları dışında bir yükseköğretim programına yerleştirilen adaylar, ek yerleştirme için başvuramayacak. Adaylar, ÖSYM tarafından yayımlanan  LYS ek yerleştirme b tercih kılavuzu bağlamında 17-21 Ağustos 2015 tarihleri arasından tercihlerini yapabilecekler. Ek yerleştirme tercih ücreti ise 10 TL olarak belirlendi.

-----------------------------------------------------------------------------------------


Biliyor muydunuz?

Öğretmenin Niteliği

Milli Eğitim Bakanlığı ile KTOEÖS arasında öğretmen münhallerinin sayısı ile ilgili ilk tartışma patlak verdi… Oysa öğretmenin niceliği kadar niteliği de önemlidir. Ve hemen hiçbir kesim bu konuda herhangi bir değerlendirme ortaya koymamaktadır…

Öğretmenlik mesleğinin statüsü, onun niteliği ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle bir mesleğinin toplum gözündeki statüsü yukarıya çekilmek isteniyorsa, o mesleğin niteliğini artırmakla işe başlanmalıdır.

Pek çok gelişmiş ülkede öğretmen niteliğini güvence altına alan güçlü kurumlar bulunmaktadır. Örneğin ABD’de hükümetten bağımsız olarak kurulan Eğitici Yetiştirme Akreditasyon Konseyi, eyaletlerdeki Eğitim Bakanlıklarına bağlı tüm eğitici yetiştirme programlarını akredite etme yetkisine sahiptir.  Avustralya’da Öğretim ve Okul Liderliği Kurumu, tüm hizmet öncesi öğretmen yetiştirme programlarının nitelik değerlendirmelerini yürütmektedir. Almanya 2000’lerin başıyla birlikte tüm ülke genelinde uygulanması zorunlu öğretim standartları ve öğretmen yetiştirmede kalite güvence sistemi oluşturmuştur.

Ancak, bu kurumlar sadece gelişmiş ülkelerle sınırlı değildir. Örneğin, Hindistan 1993’te Ulusal Öğretmen Eğitimi Konseyi’ni ve 1994’te Ulusal Değerlendirme ve Akreditasyon Konseyi’ni oluşturmuştur. Bu kurumların tamamının ortak amacı hizmet öncesi öğretmen yetiştirme ve mesleki gelişim süreçlerinin sürekli iyileştirilmesi ve öğretmen niteliğinin kabul edilebilir bir düzeyin altına düşmemesinin sağlamaktır.

Biz de ise öğretmenlik mesleği ile ilgili herhangi bir kurum yoktur… Daha kuramsal bir ifadeyle; bizde öğretmenlik meslek olarak tanımlanmamıştır. Çünkü bir meslek örgütü yoktur. Öğretmenlik mesleğiyle ilgili herhangi bir “baro”, “oda” veya “birlik” yoktur. Evet, güçlü öğretmen sendikalarımız vardır. Ancak sendikalar, öğretmenlik mesleğiyle ilgili değil, öğretmenlerin maaş ve özlük haklarıyla ilgili çalışmalar yapan kurumlardır. Oysa bugün öğretmenlikle ilgili en çok ihtiyaç duyulan şey, öğretmenlik mesleğinin statüsünün yükseltilmesidir. Bunun için de öğretmenlik mesleğinin niteliğini yükseltecek, bu yönde bilimsel çalışmalar yapacak; hizmet öncesi, hizmete giriş ve hizmet içinde mesleğin gelişimini sağlayacak programları akredite edecek bir kuruma ihtiyaç duyulmaktadır… Çünkü öğretmen, sınıfa girdiğinde ayağa kalktığımız kişidir…

-----------------------------------------------------------------------

Anlayana Gülmece

Akıl ve Yaratıcı Çözüm

Bir akıl hastanesi ziyareti sırasında, adamın biri doktora sorar:
- Bir adamın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor yanıtlar:
- Bir küveti su dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz: bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Daha sonra ise kişiye küveti nasıl boşaltması gerektiğini soruyoruz. Siz ne yaparsınız?
Adam:
-  Hımmm… Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova hem kaşıktan hem de fincandan büyük…
- Hayır der doktor… Normal bir insanın küvetin tıpasını çeker…
Ders: Akıl, sadece bize sunulanların dışında yaratıcı çözümler bulmaktır.

Bu yazı toplam 3880 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar