1. YAZARLAR

  2. Serkan Soyalan

  3. Dar Çerçevede Sıkışmışlık
Serkan Soyalan

Serkan Soyalan

Dar Çerçevede Sıkışmışlık

A+A-

Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga ile önceki gün ülke ekonomisinin durumu üzerine uzun bir sohbete durduk.

***
   Ekonomimizin aslında dışarıya açık olduğunu ancak kafalarımızın dışarıya kapalı olduğunu söyleyen Tulga, geçiş noktalarında oluşan uzun kuyruklara işaret ederek, “Demek ki ticaret akıyor, insanlar geçiyor, mallar hareket ediyor. Ama işin özü burada değil. Asıl sorun; zihinlerimizi dünyaya açamamak. Politikalarımız, karar mekanizmalarımız, hatta bireysel bakış açılarımız bile hâlâ dar bir çerçevenin içine sıkışmış durumda” dedi.

***
   Bugün ekonomik verilerimiz ekonomimizin tamamen dışa kapalı olmadığını gösteriyor. Fakat mesele malların veya insanların dışa açılımı değil; zihinlerin ve politikaların sığlığı ve kapalılığıdır.
   Tulga’nın konuşmasında dikkat çektiği en önemli noktalardan biri de eğitim. 
   Eğitim sistemi içinde çocuklarımızı binalara, konteynerlere dolduruyoruz ama onlara içerik sunamıyoruz.
   Meslek liselerinden mezun olan gençlerin yüzde 80’inin üniversitelerin yolunu tuttuğunu söyleyen Tulga, bu gençlerin sadece yüzde 5’inin iş hayatına atıldığını söylüyor.
   Peki, geriye kalanlar ne oluyor? 
   Yıllarını “okumuş” olarak geçiriyor ama sonunda işsizliğe mahkûm oluyor.
   Üniversiteleri bir değirmene benzeten Tulga, üniversitelerin bir değirmen gibi gençlerimizi öğüttüğünü söylüyor.

***
   Ülkenin sorunlarının en tepesinde “Plansızlık” duruyor. Bunu her alanda söylememiz mümkün.
   Tulga da sohbetimizde plansızlığa vurgu yaparak, “Her yerde yatırımlar yapılıyor, projeler başlatılıyor. Ama nedense işlerin bir türlü yürümemesi kimseye garip gelmiyor. Sebebi çok basit: Plansızlık. Planlama olmadan yatırım da verimsiz, kaynak da boşa harcanıyor. Üstüne bir de denetim eksikliği eklenince, ortaya ne sürdürülebilir ekonomi kalıyor ne de güvenilir bir piyasa” dedi.

***
   Asgari ücret konusu da çok tartışılan bir konu. Tulga burada, “Hayatı ucuzlatmadığınız sürece asgari ücret artışı batmaya neden olur. Gerçekten de, maaşları ne kadar yükseltirseniz yükseltin, hayat pahalılığı azalmadığı sürece vatandaşın cebine giren para yine eriyip gidiyor. Denetimin olmadığı bir yerde kalite de ucuzluk da olmaz. İş dünyası sadece kazanç değil, sürdürülebilir bir sistem de arıyor” şeklinde yorumda bulunarak, öncelikle hayatın ucuzlaması gerektiğine vurgu yaptı.

***
   Hürrem Tulga ile konuşurken bir kez daha gerçekliğimiz yüzüme çarptı.
   Bizim sorunumuz aslında kaynak değil, zihniyet. Eğitimden ekonomiye, yatırımlardan iş gücüne kadar ortak sıkıntımız, günü kurtarmaya yönelik politikalar. Halbuki bizim yarını gören açık beyinlere ihtiyacımız var.

Bu yazı toplam 1272 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar