1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. CTP’nin 45 yılı
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

CTP’nin 45 yılı

A+A-

 

CTP 45 sene bıraktı geride.
O kadar çok insanın hayatına dokundu ki!
1974 savaşı hem korku olarak kazındı beyinlere, hem de fırsat…
Uçsuz bucaksız bir altüstlük yarattı hayatımızda; yeni bir düzen kuruldu ancak ne temeli vardı, ne de geleceği…
CTP bunu ilk görenlerden oldu, isyan bayrağını ilk açanlardan, en fazla bedel ödeyenlerden...
Bu yeni düzenin “avantası” boldu!
Hayali kurulmamış ve pek de emek verilmemiş kazanımları ‘hak’ diye hanemize yazarken, bu topraklarda ‘özne’ olabilme hedefimizin üzerini çoğunlukla karşı kıyıdan koynumuza doluşturulan ‘banknotlar’la örtüyorduk!

***

CTP öylesine büyüdü ki salt kendisine karşıtlık üzerinden hareketler gelişti!..
CTP “barış” dedi, “bunlar Rumcu” diye siyaset yapıldı senelerce, sonra CTP alerjisi “devrimcilik” oldu mesela...
Fikirler yerine “değersizleştirme” çıktı öne, “ilkeler” yerine didişme...
Kimi parti içinde, kimi parti dışında gelişti...

***

‘HÜKÜMET’ dönemleri en önemli açmazı oldu CTP’nin…
Çünkü iktidarı ya da memleketi dönüştürmek çok kolay değildi.
Oysa “iktidarın dönüştürdükleri” arasına katılmak için iteleyen çoktu!..
HÜKÜMET dönemlerine dair o kadar çok eleştiri yazabiliriz ki, bu sütunlar yetmez…
“CTP muhalefeti” için de geçerli bu...
Çünkü çoğu zaman “hükümet”teki çaresizliğin sebebi “muhalefet”teki söylem ya da eylem kolaycılığı hatta hesapsızlığı oldu…

***

Ancak, özgürlükler ve demokrasiye dair ne kadar önemli açılım varsa, barışa yönelik kalkışma, bunlarla tümüyle CTP dönemlerinde yüzleşmemiz rastlantı olamazdı.
Bu ülkede pek çok tabu yıktı CTP.
Kıbrıs’ın birleşik geleceği yığınların talebi olmuşsa, ‘barış’ kavramı siyasetin öznesi haline gelebilmişse eğer CTP’nin emeği büyüktür…
CTP’ye yönelik en önemli eleştiriler dahi, yine bu önemli sol, sosyalist, ilerici hareketin topluma yerleştirdiği değerler üzerindendir…

***

CTP’nin 45’inci yılında süslü laflar söylemenin, sloganlar atarak göğüsleri kabartmanın ya da duygusal göndermelerle gözleri yaşartmanın ötesinde şu hatırlatmayı yapmak önemlidir…
Cumhuriyetçi Türk Partisi’ni yönetenler ve bu harekete güç verenler bilmelidir ki, Kıbrıs adasında önce çözüme, ardından barışa ulaşmak için sorumluluk çok büyüktür…
Üstelik Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik haysiyet siyasetine, sürdürülebilir bir geleceğe, sessiz dar gelirli kesimlerin emeğine sahip çıkmaya,  demokrasiye ve özgürlüklerin gelişmesine ihtiyaç çok fazladır ve CTP sigortadır.
Kirlenen nice değer, bencilleşen ve akıl tutulması yaşayan yığınlar ayrıca iliklerimize kadar işleyen statükoyu değiştirmek için ‘anılara sığınmak’ yetmez…
“Bu düzen değişsin” diyenlerin pek çoğu “aslında düzen öylece kalsın da, kendi payına düşen değişsin” gerçeğinde ilerlerken, CTP’nin üzerindeki sorumluluk, bu anlayışı terse çevirmektir...
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin en önemli “kutlaması” ilkeleri üzerinden yürümek olmalıdır.
Onları yaşatmak, onlarla yaşamak…

Bu yazı toplam 1721 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar