Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

BRTK

A+A-

Bütçe sorunu olmasa hiç kimsenin aklına bile gelmez BRTK.  Neyse ki, her yıl, bütçesinin onaylanması gerekiyor da, bu vesileyle Meclis gündemine girebiliyor efsane (!) BRT.

Bu yıl da öyle oldu. Değişen birşey yok. Kürsüye çıkan milletvekillerimiz vardı. Önerilen bütçe üzerine düşüncelerini söyleyenler de oldu, personel fazlalığı üzerinde duranlar da.  Ufaktan ufaktan ‘Yasa Değişikliği’ gereği de vurgulandı. Ama aralarından biri ekrana çıkarılmadığı üzerinde durdu ısrarla. Nerdeyse “Beni ekrana çıkarmıyorlar bu nedenle red oyu kullanacağım” bile diyecekti.   

Ve sonuç... Yine bol bol sözler, ve sözler....

***

Açıkçası çok üzülüyorum BRT Kurumu’nun düşürüldüğü duruma.  Bir yararı dokunur mu bilmem ama yine de bazı notçuklar karalayalım şuraya. Belki birilerinin dikkatini çekmeyi başarırız... Belki işin ciddiyetini anlayacak, ciddi adımlar atan birileri çıkar.

Sn. Milletvekilleri... Kurum’daki sorun ne Yönetim Kurulu’dur ne de Müdür. Her seçim sonrasında Yönetim Kurulu’nu ve Başkanı’nı ve de Müdür’ü değiştirerek bir yere varamazsınız, varamayacaksınız....

Çok iyi niyetli Yönetim Kurulları ve YK Başkanları da geldi geçti oralardan, çok iyi niyetli  Müdürler   de. Ama hiçbiri de ‘sizlere’ sorunu ya anlatamadı ya da anlattıysa bile siz anlamak istemediniz.

  • Bugün BRT Kurumu’nda gereğinden çok fazla personel var.  500  küsur olan sayının, büyük çoğunluğu da ‘Geçici’ statüsünde.  “300  kadar kişi ile yürütülebilecek bir görev için nerden çıktı bu sayı” demeyin sakın. Siz olsun demeyin. Çünkü bu sizin,  politikacıların eseridir.

Otuz yılı aşkın bir süredir her seçim öncesinde oraya –oy uğruna- yakınlarınızı,tanıdıklarınızı, destekçilerinizi tıkıştıran sizsiniz.

  • Personelin dörtte-üçünün kadrosuz, ‘Geçici’ statüde olduklarından haberimiz yok demeyin sakın.... Her Müdür, her yeni YK döneminde,  konuldu önünüze bu durum.
  • 1994 yılından bu yana Kurum’da terfi mekanizmasının çalıştırılmadığından, tüm işlerin uydurma ‘görevlendirmeler’le yürütüldüğünden de haberimiz yok demeyin sakın... Bu aksaklık da, her Müdür her YK döneminde kondu masalarınıza...
  • Kurum’da 200 kadar kişinin elinden geleni yapmaya çalıştığından, geriye kalanların çok büyük bir bölümünün ise, malesef, durumu idare edip, ay başlarında maaş çeklerini beklediklerinden haberiniz yoktur demeyin sakın...

 

V.s. v.s. v.s. Sayfalar yazılabilir, olmuşlar ve halen olup bitenlerle ilgili olarak.

İş işten geçmeden ciddi ve doğru bir çözüm üretemezseniz, tarihe geçeceksiniz hepiniz de, haberiniz ola.... BRT’yi nasıl batırdığınızın hikayesi de yazılacak ülkenin tarihine.


Başbuğ ne demek istedi

‘Akıncı da kim ?’ mi  demek istedi ?... ‘O kendini gerçek bir Cumhurbaşkanı mı sanıyor ?’ mu demek istedi ? ... ‘Halkının onu seçmiş olması, o koltuğa oturtması, bizim için hiçbir anlam taşımıyor’ mu demek istedi ? ....    ‘Kıbrıslı Türk’ün, sadece garantörlük konusu değil,  artık hiçbir konuda söz hakkı yoktur’ mu demek istedi ? ... ‘Ey Kıbrıslı Türk, otur oturduğun yere, sen değil ben ne dersem o olur ve odur’ mu demek istedi ?   


Bu kadarı da fazla galiba...

Gündemde TL  krizi vardı. Herkes “Ne olacak halimiz ?” sorusunu sormaktaydı. Tam bu sırada, hiç alışmadığımız, kabul edemeyeceğimiz bir olayla karşılaşıverdik.  Çok ama çok üzüldük. Ama şunu itiraf etmemiz gerekir ki,  kişisel yorumlarımızla da, hatta medyamızla (bazı) da yangına körükle gittik hepimiz. Ve hala da körüklemeye devam ediyoruz. Her kafadan bir ses çıkıyor.  Onlarca senaryo döküm saçım. Hem medyamızda hem de internette.

Cezayı kesenler bile var. Utanmasalar, Orta Çağ’daki gibi  ‘Sarayönü’nde yakalım’ bile diyecekler.

Hiç kimsenin dehşet verici cinayeti onaylaması mümkün değil. Ama şöyle de bakın olaya:

Akli dengesi yerinde olan hiç bir insanın, böyle bir cinayet işlemesi mümkün mü ?

Bu bir gerçekse eğer,  bırakın da  doktorlar, uzmanlar ve yargı karar versin cezasına da ne yapılacağına da.


Sokak Ağzı

“Günler yaklaşıyor ya, tek umudum o malum seçimlerde. Ya yeni Başkanlar seçilecek ya da eskiler kaldıkları yerden devam edecek. Ne diyelim ? İnşallah gelenler, gidenleri aratmaz.” (Süleyman Naçar-Girne)

***

“Şimdi dönem FETÖ dönemi. Ondan önce, TERÖR dönemiydi. Şimdi o, ikinci planda. FETÖ’cü deyip deyip sokuyorlar içeriye. Hapishaneler doldu taştı. Bundan sonraki dönemin başrol oyuncuları kimler olacak acaba ? Merak etmiyor musunuz ?” (Hüsamettin Çağrı)

***

. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka, dövizlerini TL’ye çevirmeleri çağrısında bulundu. Acaba, diyorum, kendisi ve ailesi bu işlemi yaptılar mı ?” (Süreyya Baltacı-Tarsus)

***

“Sosyal medya aldı başını gidiyor. Gün geçtikçe de,  ne edep sınırı kaldı ne yasa. Millet çıldırmış galiba... (Şevket Alnıaçık)

Bu yazı toplam 3167 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar