1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Brexit İngiltere’yi böler mi?
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Brexit İngiltere’yi böler mi?

A+A-

    

Britanya 23 Haziran 2016 tarihinde tarihi bir referanduma gitti. Kayıtlı 46 milyon 500 bin seçmene “AB’den çıkalım mı, AB’de kalalım mı” sorusu yöneltildi. Bu kritik oylamaya katılma oranı %72.21 oldu. Yani seçmenin % 28’i bu konuya ilgi duymadığı için oy kullanmadı.

Katılanların % 51,89’u çıkalım, % 48,11’i de kalalım yönünde oy kullandı. 17 milyon 410 bin 742 kişi ayrılalım derken 16 milyon 141 bin 241 kişi de kalalım dedi. Yani 1 milyon 269 bin 501 daha çok seçmen ayrılalım dedi.

İşte bu referandum sonuçlarından sonra Britanya’da karmaşa başladı. Önce AB yanlısı olan Başbakan Cameron istifa etti. David Cameron’un istifasından sonra Theresa May Muhafazakar parti başkanı ve başbakan oldu.

Cameron hükümetinde İçişleri bakanı olan Theresa May referandumda AB’den ayrılmama yönünde oy kullanmuıştı. Ancak başbakan olduktan sonra Brexit kararını en iyi şekilde uygulayacağını söylemişti.

AB Britanya’nın AB’den ayrılma karaından sonra resmi ayrılma tarihini  29 Mart 2019 olarak belirlenmişti. Theresa May AB ile ayrılma müzakerelerini başlattı ve geçtiğimiz yılın son aylarında sonlandırdı. Britanya’nın AB’den ayrılması bu anlaşma çerçevesinde olacaktı.

Ancak May’in yaptığı anlaşma parlamento’da ezici çoğunlukla reddedildi. 202’ye karşı 432 oyla anlaşma reddedildi. Bu sonuçtan sonra siyasi gözlemciler Theresa May’in istifa etmesini bekledi. Ancak sonucun açıklanmasının ardından  İşçi partisi lideri Jeremy Corbyn hükümete güvensizlik önergesi verdi. 24 saat sonra yapılan güvensizlik oylamasında ise 306’ya karşı 325 oyla güvenoyu aldı.

Yeniden güven tazeleyen May ise Pazartesi günü parlamentoya B planını sunacağını ve bu planı da 29 Ocak’ta parlamentonun onayına sunacağını açıkladı. Bu arada tüm partilere B planı hazırlanmasına yardımcı olmaları için görüşme çağrısı yaptı.

İşçi Partisi bu görüşmeyi “AB’den anlaşmasız ayrılık seçeneğini askıya alması” şartıyla kabul edebileceğini söyledi. Ancak May anlaşmasız ayrılığı gündemden kaldırmak istemiyor. Bu nedenle muhtemelen May-Corbyn görüşmesi gerçekleşmeyecek.

Ana muhalefet İşçi partisiAB ile görüşülerek Brexit’in ertelenmesini ve erken seçime gidilmesi gerektiğini söylüyor.

Zaten İşçi partisinin bu söylemi koltuklarını kaybedecekleri endişesi ile anlaşmaya karşı oy kullanan Muhafazakar milletvekillerini partilerinin hükümetine güvenoyu vermelerini sağladı.

Anlaşılan İngilizler belki de tarihlerinde ilk kez bu kadar kararsız kalmışlar ve ne yapacaklarını bilmez haldedirler.

İkinci bir Brexit referandumu bir çare olabilir. Ama bugünkü siyasi iktidar bunu yapmayacak görünüyor. 29 Mart’ta gerçekleşecek resmi ayrılığın ileri bir tarihe ertelenmesi de bir olasılıktır. Ama bugüne kadar Theresa May buna da çok sıcak bakmıyordu. Bu konudaki fikrini değiştirip değiştirmediğini ise Pazartesi açıklayacağı B planından sonra öğreneceğiz.

Herşeye rağmen Brexit kararı Birleşik Krallığı bölünmenin eşiğine getirdi. Birkaç yıl önce yapılan referandumda Birleşik Krallık’tan ayrılmayı az farkla reddeden İskoçya’nın yeni bir ayrılık referandumuna gidebileceği konuşuluyor. Çünkü o dönemde red kararında etken olan nedenlerin başında “nasılsa AB’de birlikteyiz” yaklaşımı geliyordu.

Ayrıca kuzey İrlanda’da da benzer talepler yeniden gündeme gelebilir. Çünkü nasılsa AB’de birlikteyiz yaklaşımı artık olmayacaktır. Bu durumda önce İskoçlar, ardından da kuzey İrlanda Birleşik Krallık’tan ayrılma eğilimi gösterebilir. Bunların ardından da elbette Galler gelecektir.

Brexit kararı başka gaylelerle halktan onay aldı ama sonuçları yeterince düşünülmediği için bugün bir çıkmazda debeleniyor. Belki de en doğrusu AB ile görüşülerek 29 Mart tarihinin ileri bir tarihe ertelenmesi ve bu arada bütün boyutlarıyla tartışılacak yeni bir referandum yapılması olacaktır.    

Bu yazı toplam 1601 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar