1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Bosna’daki katliam failleri 30 yıldır aranıyor…” (2)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Bosna’daki katliam failleri 30 yıldır aranıyor…” (2)

A+A-

GEÇMİŞLE YÜZLEŞME KONUSUNDA DÜNYADA NELER YAPILIYOR?

Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı BİRN’den Haris Rovcanin’in “Bosna’daki katliam faillerinin son 30 yıldır aranmakta olduğu” yönündeki araştırmacı gazetecilik örneği yazısını, okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik. 1 Eylül 2022’de BİRN’de yer alan yazıda devamla şöyle deniyor:

***  Belgelere ve görgü tanıklarının ifadelerine göre aslında Sanika Taburu ifadesi, 17nci Hafif Süvari Birliği İkinci Taburu için kullanılan bir başka terimdi ve onun komutanı da Yovan Kevaç idi. Kendi altında bulunan Üçünci Birlik şefi Marko Semerciye ile bir üstü olan 17nci Hafif Süvari Birliği Komutanı Drago Semerciye’nin tersine, Kevaç’a Bilcani’de işlenmiş olan insanlık suçlarından ötürü hiçbir zaman dava okunmamış bulunuyor.

*** Dönemin Boşnak Sırp cumhurbaşkanı Radovan Karadziç’in duruşmasında ifade veren Kevaç, Bilanci’deki çatışmanın “Müslüman aşırı görüşlüler” tarafından provoke edildiğini, onların “Sırplar’a karşı savaşa gittiklerini” iddia etmiş – Karadziç ise, Klyuç belediyesi sınırları içerisinde işlenmiş savaş suçları nedeniyle ömür boyu hapse mahkum edilmişti.

***  Kevaç, Klyuç bölgesinde 10 Temmuz 1992’de Bilcani köyünde çok sayıda Boşnağın öldürülmüş olduğunu itiraf etmiş fakat “bu korkunç suçların bireyler ve kontrol edilemeyen gruplar tarafından işlendiğini” öne sürmüş ve bu suçları işleyenlerin derhal tutuklanmış olduğunu iddia etmişti.

***  Ancak Lahey savcılığı, Bilcani’de işlenmiş olan savaş suçlarının Kevaç’ın komutası altındaki birliğe bağlı askerler tarafından işlendiğini ve sorumluluktan kaçmak maksadıyla bu birliğin komutanı olarak sessiz kalmış olduğunu belirtmişti.

***  Kevaç bunu reddetmiş ve “Hayır, bu doğru değildir” demişti Lahey mahkemesine... Karşısında Boşnak Sırp Ordusu’ndan bir belge duruyordu ve bu bölgeye göre Bilcani’deki “temizlik operasyonu”na kendisi önderlik etmişti. Lahey mahkemesinin savcılığının ortaya koyduğu bu kanıt için de Kevaç “bu yalnızca bir imadır” demişti. Kevaç ayrıca, o dönem Sanika Taburu’nun henüz resmi olarak kurulmadığını da iddia etmişti.

***  BİRN’e konuşan Bilcani sakinleri ise Kevaç halen Sırbistan’da yaşıyor. BİRN, bunu doğrulayamadı ve yorum almak üzere kendisiyle temasa geçemedi.

***  Sanika polis karakolunun resmi kayıtlarına göre, Yovan Kevaç’ın komutası altındaki Sanika Taburu yalnızca “temizlik harekatı”nı yürütmekle kalmayacak, aynı zamanda Boşnak Sırp Ordusu tarafından belirlenecek bir yere askeri tutukuları götürmeyi de organize edecekti.

***  Sanika polis karakolu komutanı Milan Tomiç, bu kayıtlarda bunun Bilcani’deki bir okulda yapılmasının planlandığını belirtiyor ve Klyuç’taki Kamu Güvenliği Karakolu’ndaki polisten de yardım aldığını kaydediyor. Tomiç, Sanika Nehri üzerindeki köprüyü ve yakınlardaki bir barikatı komutası altındaki on polisle birlikte koruduğunu belirterek, “askeri operasyonlar sırasında soygun ve diğer illegal eylemleri önlemek maksadıyla böyle yaptıklarını” iddia ediyor. Karakol kayıtlarına göre askeri yetkililer iki otobüs göndererek tutukluları almayı ve onları Klyuç’a götürmeyi deruhte etmişlerdi.

***  Mahkemede ifade veren görgü tanıkları, Tomiç’i okulun yanında ve okulun içerisinde görmüş olduklarını belirttiler. Kod adı “KDZ-075” olan koruma altındaki bir diğer görgü tanığı da Kardziç’in duruşmasında erkeklerin sınıf odalarına götürüldüğünü ve isimlerinin bir listeye yazıldığını belirtmiş.

bilcani.jpg
FOTO: Katliamın yaşandığı Bilcani köyü...

***  Bilcani sankinlerine göre Tomiç halen Sırbistan’da yaşıyor. BİRN, onunla bir Sırp telefon numarası üzerinden konuştu fakat Bilcani’de görev yapan birlikler hakkında bilgileriyle ilgili savcıların kendisini sorgulayıp sorgulamadığı hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

***  Marko Semerciye’yi mahkum eden Boşnak devlet mahkemesi kararında ise “Bir yedek ile Komutanları Milan Tomiç’in başkanlığındaki Sanika’daki polis bölümünde aktif polislerin” Bilcani’de kuşatma, arama ve “temizlik operasyonu”nda görev almış oldukları belirtilmekteydi.

***  Karadziç duruşmalarındaki kararda da Sanika polis karakolu komutan yardımcısı Mihiç ile yedek bir polisin okuldaki sınıf odalarında tutulan esirlerin isimlerini yazdıkları belirtilmektedir. Mihiç daha sonra sınıflarda tutulan esirleri,  onarlı gruplar halinde isim çağırarak dışarıya gelmeye yöneltmiştir. Bundan sonra da diğer tutuklular, dışarıdan gelen otomatik silahlardan açılan ateş seslerini duymuşlardır...

*** “Bu birkaç kez tekrarlanmıştı. Sınıf odalarında giderek büyüyen bir panik başgöstermişti. Sıra bana gelince ben de bir polis kordonundan geçirilmiştim, bize vuruyorlar ve coplarıyla ve zincirlerle bizi dövüyorlardı otobüse götürülürken” diye anlatmıştı KDZ-075 kod adlı görgü tanığı, Kardziç’in duruşmasında. “Otobüs dolunca birisinin şu soruyu sorduğunu işittim: ‘Ötekileri ne yapacağız?’ ve ona başka bir ses yanıt vermişti: ‘Tek bir otobüs yeterlidir. Diğerlerinin hepsini de öldürünüz’...”

***  KDZ-075 kod adlı görgü tanığı, otobüs yolculuğu sırasında “askeri polisin” otobüsü durdurduğunu ve Bilcani’den dört erkeği aşağıya indirdiğini, sonra dört kişiyi daha aşağı indirdiklerini” belirtiyordu ifadesinde.

***  “Bir kafenin bulunduğu bir eve doğru götürdüler bizi. Bizden önce otobüsten indirilmiş olan dört erkeğin cesetlerini gördük... Sonra da ateş açtılar bize... Ben yere düştüm ve ölü taklidi yaptım... Diğerlerini öldürdüklerini duydum. Otobüs ayrıldı ve köyde silah sesleri duyulmaktaydı...” diye hatırlıyor KDZ-075 kod adlı görgü tanığı.

***  Bu görgü tanığı, o günün ilerleyen saatlerinde “kamyonların ve başka araçların gelerek tüm gece boyunca cesetleri topladıklarını” da anlattı Lahey Mahkemesi’nde vermiş olduğu ifadede...

*** Lahey Mahkemesi’ndeki diğer dava kararlarında ise Petar Mihiç’ten, Sanika’daki polis karakolu komutan yardımcısı olarak söz ediliyor. BİRN, Mihiç’in şu anda nerede olduğunu bulamadı, onunla ilgili herhangi bir iletişim bilgisi de bulamadı, yorum yapması için kendisiyle konuşmak üzere...

***  Savaştan kısa süre sonra Bosna-Hersek’te ilk bulunan toplu mezarlardan biri olan Crvena Zemlya’da 15 kurbanın cesetleri ortaya çıkarılmıştı. 1996’nın sonbaharında ise 188 ceset daha Laniste’deki bir çukurda bulunarak kazılıp çıkarıldı. Burası Laniste 1 toplu mezar yeri olarak bilinecekti... Kayıpların Aranması İçin Bosna Devlet Komisyonu’nun eski Başkanı Amor Masoviç, bunların 10 Temmuz 1992’de evlerinden alınanların kalıntıları olduğunun belirlendiğini söyledi. Masoviç, kazı esnasında Laniste 1 çukurunda bulunan 77 insanın üzerine çöplerin yığılmış olduğunun ortaya çıktığını da hatırlıyor...

bilcani-2.jpg
FOTO: Bilcani'de öldürülenlerin gömülmüş olduğu Laniste 1 adı verilen  toplu mezardan görünüm...

***  Çöpleri kaldırarak 18 metre derinlikte kazı yaptıklarında 111 ceset daha bulduklarını anlatıyor. Burada bir biberon bulmuşlar, bu biberon da dört yaşındaki erkek kardeşi Almir, annesi Besime ve Caferağiç ailesinin başka bireyleriyle birlikte öldürülmüş olan bebek Amila Caferağiç’e aitmiş...

***  “Erkek kardeşi ve diğer aile üyeleriyle anneyi bulmuştuk fakat bebeğin cesedini o çukurda bulamadığımız için ürkmüştük” diye anlatıyor Masoviç... “Kazının son gününde tam da acaba çöpleri kaldırırken bu bebeğin cesedini de mi kaldırdık diye korkarken, dört aylık Amila bebeğin kalıntılarına ulaşmıştık” diyor...

***  Marko Semerciye’nin yanısıra, Bilcani cinayetleri için mahkemede iki kişi daha yargılanmış – savaş döneminde Klyuç Kent Savunma komutanı Marko Adamoviç ile Klyuç Belediye Arazisi Savunma Merkezi komutanı Bosko Lukiç idi bunlar. Ancak Adamoviç ve Lukiç, Klyuç’ta insanlığa karşı suç işlemekten mahkum edilirken, Bilcani’deki saldırıya karışmış olmaları suçlamasında suçsuz bulundular çünkü Boşnak Sırp Ordusu elemanı değillerdi.

***  Lukiç ve Adamoviç, başlangıçta Vinko Kondiç ile birlikte duruşmalara çıkıyordu – Kondiç, Klyuç’taki Kamu Güvenliği Karakolu’ndaki polis şefi idi ancak Kondiç vefat edince, ona karşı davalar da düşürüldü.

***  Boşnak devlet savcılığı daha fazla olası mahkumiyetler elde etme umudu taşıyor, halen Bilcani’deki öldürme olaylarının yanısıra bu bölgeye yakın başka noktalarda da 1992’de öldürme olaylarına karışmış bir dizi şüpheli şahısla ilgili bir dava hazırlığında bulunuyorlar.

sevgul-1-009.jpg
FOTO: Bilcani katliamında öldürülen insanların potinleri...

***  BİRN’in sorularını yazılı olarak yanıtlayan savcılık, polisin araştırmaya devam ettiğini ve 100 kadar tanıkla görüşülmüş olduğunu belirtti. Buna karşın bu katliamdan sağ kurtulanlar ile kurbanların yakınları içerlemiş durumdadırlar çünkü Bilcani katliamından tam 30 sene sonra, bugüne kadar tek bir kişi bu cinayetlerden mahkum edilmiş.

***  10 Temmuz 1992’de kaçmayı başaran ancak gözleri neredeyse hiç görmeyen yaşlı babasının o gün öldürülmüş olduğu Raif Hodziç, yetkililere güvenmiş olduğunu fakat şimdi tüm umudunu kaybettiğini anlatıyor. Hodziç, katillerin Bilcani’de hala ellerini kollarını sallayarak gezdiklerini, kurbanların pek çoğunun annelerinin ise bunların mahkum edilmesini beklerken vefat etmiş olduklarını hatırlatıyor...

***  “Mümkün olduğunca kendi kurumlarımıza inanmaya çalıştık, savcılık ofisinin sorumluluk alacağını ve dava açacağını bekledik fakat hiçbir şey de olmadı” diyor...

https://balkaninsight.com/2022/09/01/clean-up-operation-looking-for-bosnian-massacre-suspects-30-years-on/

(BİRN’den derleyip özetle Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).

 

Bu yazı toplam 2424 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar