1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Appiduri Tatar’ın dandik temasları!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Appiduri Tatar’ın dandik temasları!

A+A-

Eşit ve egemen KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, beraberindeki ekibi ile birlikte Londra’da!

İngiliz gazetecilerle görüştü…

Yedi “Muhafazakar eğilimli” gazeteci ile sohbet etti…

Bu sohbete, bir de Muhafazakar Milletvekili katıldı…

Bu vekil, Ian Duncan Smith…

-*-*-

Tatar, haberlerden anladığım kadarıyla 7 İngiliz gazeteciye ne dedi?

Eşit, egemen, olmazsa olmaz, bende zig zag yoktur, çok iyi kafa golü atarım falan filan…

“Gelin KKTC’ye inşaat yapın, korkmayın ne imar planı ne imar yasası…” demedi tabii ki!

Bunu bizim inşaatçılara söylemişti canım!

-*-*-

Efendim, Tatar, çok büyük olasılıkla, 3 İngiliz vekille de görüşecek…

Beş gün Londra’da kalacak…

Ve bu ziyaret, yeni siyasetimizi tüm İngiltere’ye tanıtmış olacak!

-*-*-

Tam bir şaka hali!

-*-*-

Adam sıkılıyor, buralarda itibar görmüyor, “bari gezelim” diyor ve kesinlikle gezmeye gidiyor…

Gezmeye gitmişken de, “iş da yaptık, devletimizi tanıttık” diyecek…

Olay sadece budur!

-*-*-

Cumhurbaşkanlığı seviyesini yerlerde süründüren kelimenin tam anlamıyla dandik temaslar yapıyor…

Sen eşit ve egemen bir devletin cumhurbaşkanıysan, görüştüğün gazetecilerle “aha iş yaptım” demek için fotoğraf mı çektirirsin?

Hangi devletin başkanını, kendisiyle görüşen gazetecilerle çektiği fotoğrafı paylaştığını gördünüz?

-*-*-

“Yedi İngiliz gazeteciye devletimizi tanıttım, tanıttım, tanıttım be gardaş”…

Gel da gülme!

-*-*-

Beş gün, kelle başı 5’er bin Sterlinden, al sana 30 – 40 bin Sterlinlik masraf…

Al sana 1 milyon TL!

1 milyon değilse 900 bin TL!

Kim ödüyor?

Hükümet çalışandan yüzde 2 keserek, para toplamaya çalışsın!

Ödesin!

Devletimizin tanınması için şart yani!

Değil mi?

-*-*-

Bu akşam ne yiyoruz arkadaşlar?

Bir kişilik akşam yemeği kelle başı 150 Sterlin bu arada…

“Boğazınızda kalsın” demeyeceğim, ayıp ama “utanma durumunuz nedir?” diye sormak istiyorum…

-*-*-

Not: Bu temaslar elbette bir miktar da olsa faydası olan temaslardır… Cumhurbaşkanı’nın yapıyor olması saçmadır, seviyesizliktir… Eşit ve egemen devletin başkanı yapmaz bunu… Zaten O da bunu biliyor ve “bakın yedi gazeteciyle görüştüm” diye fotoğraf yayınlatıyor… Tahsin abi yapsa, bir dereceye kadar anlaşılırdır… Bu temasları yapması gereken, Tatar ile birlikte orada olan dört beş kişilik heyettir… Kısacası, kesinlikle bu temaslar yukarıda da yazdığımız gibi, Tatar’ın yerinde duramıyor olmasından kaynaklanan, kazığı topluma atılmış, dandik temaslardır…

Bu arada aklıma geldi, farkında mısınız, Tatar, eşit egemen devletin başkanı gibi değil, hellim gurtcuğu yani appiduri gibi davranıyor… Yerinde duramıyor… Appiduri Tatar!


Komik!

Biray Hamzaoğulları dün sabah Sim Tv’de konuğumdu…

Sayıştay raporlarının 40 yıldır beklemesinden söz etti…

Polis, savcılık, yargı adına bir sonuç olmamasını aktardı…

Çok dosya var böyle…

Hamzaoğulları 140 tane falan dedi…

-*-*-

O anlattı ben güldüm…

Galatya’da şarap fabrikası usulsüzlüğü, yolsuzluğu, kavgası veya hamması – humması meselesi…

Taraflar hayatta bile değil…

O fabrika 1994’te kurulmuş ama hiç çalışmamış…

Sayıştay’ın raporu var ama bir sonuç yok…

Kim yedi, kim yaptı, neden o fabrika hiç çalışmadı kimse bilmeyecek…

-*-*-

Daha da komiği var…

2015’te bir Perşembe günü, bir devlet dairesi 630 bin TL para toplamış…

Kasaya konmuş…

Cuma günü para sayılmış, 600 bin TL!

30 bin TL eksik!

Kasanın anahtarı iki kişide varmış!

Çözüldü mü?

Yok!

-*-*-

Son elektrikte akaryakıt hırsızlığı raporu aklıma geldi…

Yine güldüm…

-*-*-

Devlet mi?

Eşit ve egemen!

Hade cauvvv!

1974’ten beri hep çalıyoruz, çaldıklarımız üzerinde siyaset yapıyoruz, cumhurbaşkanı, başbakan seçiyoruz…

Gerçek tiyatrocular kızacak ama hep tiyatroyuz; 24 saat, yedi gün, durmadan oyun, durmadan piyes, durmadan komedi…

-*-*-

Adamın biri da diyor ki, “… Serhat İncirli KKTC’ye inanmıyor”…

Gülmeye devam ediyorum…

Komik yani…


Kıbrıslı bu sorunu çözemez!

Aysan Gazi, KKTC’de yaklaşık 9 ay önce öldü…

Nereye gömüleceği konusunda evlatları arasında tartışma yaşandı…

Aylar önce yazmıştık, dün Gıynık gazetesi bir kez daha yazdı…

-*-*-

Bir taraf, “annemiz, öldüğünde Londra’da eşinin ve oğlunun mezarlarının yanına gömülmek istemişti” dedi, annelerini oraya götürmek istedi…

Öteki taraf ise “ne gerek var, burada gömelim” dedi.

-*-*-

Kadının cesedi 9 aydır morgda…

Taraflar konuyu mahkemeye taşıdı…

Mahkeme, “KKTC’de gömülecek” dedi ama kaybeden taraf bir üst mahkemeye gitti…

Henüz sonuç çıkmadı…

-*-*-

Ceset çürümesin diye ilaçlanıyor…

Falan…

-*-*-

Aile meselesi…

Tıpkı Kıbrıs meselesi gibi!

Kim haklı kim haksız?

Kardeşler arasında kavgaya devam…

Cesede günah!

-*-*-

Bu dava bana gerçekten Kıbrıs meselesinin çözümsüzlüğünün sebebini gösteriyor…

Tarafların “haklı olan benim” iddiası…

Ego tatmini!

Ama acı çeken bir ülke…

Tıpkı o annenin bekleyen cesedi gibi…

Bu yazı toplam 3478 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar