1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Ağaçlar yanarken siyasetin çıkmaz argümanları çalışıyor
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Ağaçlar yanarken siyasetin çıkmaz argümanları çalışıyor

A+A-

 

“Futbol için Larnaka'ya inen Türkiye, yardım için Larnaka'ya inmeyi kabul etmedi. Anastasiades de Ercan'a inmesini kabul etmedi. Akıncı bir çözüm bulup yangına müdahale edilmesi için uğraştı. Şimdi Türkiye'yi haksız veya haklı, Anastasiades'i makul veya katı, Akıncı'yı fedakar veya statükocu görebiliriz. İsteyen istediği cepheye yazılsın. Ben ise Kıbrıs sorununu hiçbir resmi tarafın çözmek istemediğine, çözümcü siyasi partilerimizin bu süreçte bir zerrecik dahi olamadığını, hepimizin bu sahtekar sürecin gönüllü aktörü yapılmaya çalışıldığımızı düşünüyorum. Olan ağaçlara oldu. 42 yılda evine dönmek isteyenlere, barış içinde bir ülke hayal edenlere olduğu gibi.”

***

Pazar gününden beri Kıbrıs yanıyor.
‘Kıbrıs’ diyorum çünkü bu gibi afetlerde yanan, yok olan doğal zenginlikler bütün Kıbrıslıların… “Bu ağaçlar bizim, sizin değil” gibi bir yaklaşım, siyasi çıkmazların içinde yukarıda akademisyen Ulaş Gökçe’nin sosyal medyada paylaştığı gibi sadece ağaçlara oluyor.
Tabii ki yine Ulaş hocanın dediği gibi herhangi bir cepheye yazılmak istemiyorum ama beş gündür yanan ormanlık alanlar varken “şu havaalanına ineceksin” gibi şartlı evetlerin de çok geçerli olamayacağını düşünüyorum.
Ortaya böyle bir şart koyarsanız da özellikle şimdiki Türkiye’nin bunu kabul etmeyeceğini de düşünmeniz gerekir.

***

Kaldı ki beş gündür yanan ormanlık alan varsa prosedürlerin uygulanmasını beklemek hem akılcıl hem de pratik olmaz diye düşünüyorum. Yani Lefke’nin üst tarafında dağın diğer tarafı yanarken ve Lefke tarafındaki bütün yerleşim yerlerinden yanan ağaçlardan çıkan dumanlar görülürken Türkiye’den gelecek uçak veya helikopterlerin Larnaka veya Baf havaalanlarına inmesi gibi bir zorunluluğu yangının söndürülmesine ne kadar yardımcı olabilir.
Geldiği yönden suyu alıp hemen yanan bölgelere boşaltması varken neden yolu uzatsın, neden bir ağacın daha yanmasına olanak sağlansın!

***

İşte siyasetin, bu gibi olaylarda bile katı kurallarının ortaya çıkardığı sonuçları görüyoruz. Bir taraf yardım teklifine ‘şartlı evet’ derken diğer taraf “hem yardım edecem, hem de yardımımı şartlı kabul edeceksin, o zaman yardım etmem” diyebiliyor. Oysa ki dört-beş gündür devam eden bir yangın olayında, 50 yıldır devam eden Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün argümanlarıyla hareket etmenin ne gibi bir geçerli yanı olabilir?

***

Bu gibi durumlarda “filler kavga eder, çimenler ezilir” deyimi yine geçerli hale geliyor ve filler kavga ederken ağaçlar yanıyor, ortak vatanımızın zenginlikleri gidiyor, yaşam kaynaklarımız bir bir yok oluyorlar.
Bu çıkmazda umarım bu satırlar okunurken yangın kontrol altına alınır da “yardım gelecek mi gelmeyecek mi”, “kim haklı kim haksız” konusu da kapanmış olur.

Bu yazı toplam 1595 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar