1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Acıların üzerinden milliyetçilik
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Acıların üzerinden milliyetçilik

A+A-

Derin bir kesik gibi ruhumuzu yaralayan ve zamanın teninde büyüyen acılar üzerinden milliyetçilik yapmanın vakti değildi… Nefret dilini kullanmasaydı keşke… Evlatlarını yitirmiş ailelerin önünde, istismar etmeseydi hasreti, gözyaşını, sızıyı… Yas odalarının karanlığını yutkunurken boğazlar,  zamanın alnında biriken acılar çoğalırken, nutuk atma hevesini bastırabilirdi… Bir yıl önce Akdeniz'i gömmüştük çocukların gözlerinde, kentin her yerine, bunu görebilseydi keşke...

***

Ortak bir acımız ve ortak bir davamız var ancak ortak bir siyasetimiz yok.
Bir kez daha anladık.
Kıbrıs'ın kuzeyine dayatılan "sınırlılık" hali statüko ve çözümsüzlükten besleniyor.
Son 50 senede hak etmediği makama, servete, konuma sahip nicesinin beslendiği gibi…

***

Yıllardır acılar üzerinden siyaset, etnik milliyetçilik, düşman edebiyatı ve hınç diliyle var olan bir kitleyle yüzleşiyoruz.
Hem kuzeyde böyle…
Hem de güneyde…
Başkalarının acıları üzerinden basa basa yürüyorlar yollarını…
O yol bizi dünyaya taşımıyor.

***

Depremin yıl dönümünde, duygusal bir törende, masum çocukların anıları önünde, "Bu çocuklar Türkiye'den başka hiçbir yere gidemezler, çünkü güneydeki zihniyet uluslararası ambargo uyguluyor, tek gidecekleri yer Türkiye" gibi bir söyleme hiç gerek yoktu.
Ne yeriydi ne de zamanı…
Bunları konuşmaya kapasiteniz ve hevesiniz varsa müzakere masasına oturursunuz önce!

***

Madem acılara umursamadan açtınız konuyu…
Avrupa’ya gidemiyorsa çocuklarımız ve gençlerimiz, sebebi sizin tapındığınız “bölünmüşlük” siyasetidir. Yürüttüğünüz siyaset ve temsil ettiğiniz zihniyetle adanın kuzeyine hapsettiniz bu toplumu… Gençler kaçıyorsa adadan, statükoyu koruduğunuz, kolladığınız ve kutsadığınız içindir.

Bu yurdun bütünlüğünden utanıyorsunuz.
Kıbrıs’ın tek bir uluslararası kimlikle dünyaya açılması yerine “ilhak”ı yeğliyorsunuz açık açık!
Ödünüz patlıyor, Kıbrıslı dahi diyemiyorsunuz.
Uluslararası toplumun hassasiyetlerini umursamıyor, evrensel hukuktan kaçıyor, Avrupa’ya sırt dönüyorsunuz.

Yıkımın ve acıların üzerinden siyaset yapmasaydınız keşke...
Milliyetçiliğe sarılmasaydınız.
Suçlama oyunlarını başka bir güne saklasaydınız…

İllaki siyaset konuşacaksanız “kader değil bu, imarı affettin” diyebilseydiniz.

***

O “çürük” binaya göz yumanlar adanın güneyinde yaşamıyor sayın Tatar!
İmar Affı’nı Kıbrıs Cumhuriyeti ilan etmedi.
Projeden yoksun bir apartman otele dönüşürken ve statik hesap ortada yokken, yapı kullanım izni verenler ne Dimitris'ti ne de Nikos!

Depremde yitirdiğimiz insanların anısını önünde saygıyla eğilseniz, çok da laf etmeseniz yeterdi, gerek yoktu demagojiye…

acilarin-uzerinden-milliyetcilik.jpg


Katillerden hesap sormak

TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na söz verilmiş, anma töreninde…
“Protokol” listemiz Türkiye’yle “eşit, egemen” değil, malum…

Türkiye’de örneğin “KKTC Ankara Büyükelçisi”nin yerini bulamazsınız.
- Eğer bulursanız kaçıncı sırada olduğunu mesaj atar mısınız lütfen! -

Kıbrıs’ın kuzeyinde “alt yönetim” koşulları geçeridir, o nedenle, bakanlardan da ana muhalefet liderinden de Başsavcı’dan da belediye başkanlarından da önce gelir Büyükelçi!

Anma Töreni’nde belediye başkanı ya da Eğitim Bakanı konuşmadı örneğin…
Büyükelçi konuştu.

Feyzioğlu’nun şu sözleri önemliydi: “Onları bina diye aslında tabutlara yerleştirmiş olan katillerden Türk adaleti eliyle hesap sormak hepimizin boynunun borcudur.”

Umarız o hesap sorulur…
Katillerden de işbirlikçilerden de…

katillerden-hesap-sormak.jpg

 

karikatur-017.jpg

İki karikatür 6 Şubat depreminin yıldönümünde Türkiye’nin siyasi ortamını son derece etkili yansıtıyor. Yazar-Şair Sunay Akın paylaştı ve bu paylaşımla aslında Erdoğan Türkiye’sini anlattı… Demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının “fay hattı” epeydir çatlak oralarda… Halkını deprem gerçeğiyle tehdit ederek oy isteme ayıbını ustalıkla hicvetmiş, Hicabi Demirci ve Zafer Temocin…

Bu yazı toplam 1925 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar