1. YAZARLAR

  2. Niyazi Kızılyürek

  3. Akıncı, Anastasiadis, Çavuşoğlu Üçgeninde Neler Oluyor?
Niyazi Kızılyürek

Niyazi Kızılyürek

Akıncı, Anastasiadis, Çavuşoğlu Üçgeninde Neler Oluyor?

A+A-

 

Geçtiğimiz Pazar günü Türk dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Politis gazetesine verdiği mülakatta Kıbrıslı Türklerin seçilmiş lideri Mustafa Akıncı’yı “bir şahsa” indirgemeye çalıştı. Akıncı’nın iki-bölgeli, iki toplumlu federasyon tezinde ısrar etmesini “şahsi görüşü” olarak takdim etti ve “Kıbrıslı Türklere” ve “hükümete” gönderme yaparak, Akıncı’nın “yalnız biri” olduğunu ima etmek istedi.

Çavuşoğlu ile Akıncı’nın bir süreden beri Kıbrıs Sorununun çözümü konusunda farklı düşündükleri sır değil. Crans Montana’dan sonra iki siyasetçinin arasında önemli görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Çavuşoğlu “artık BM parametreleri dışında çözüm aramak gerektiğini” söylüyor ve konfederasyon tezini gündeme getirmek istiyor. Mustafa Akıncı ise kısa bir süre bocaladıktan sonra, BM parametrelerini terk etmenin yanlış olacağını ve verili koşullarda tek gerçekçi çözümün iki-bölgeli iki toplumlu federasyon olduğunu ısrarla dile getiriyor.

Akıncı’nın federal devlet konusunda ısrarı, Çavuşoğlu’nu öfkelendirmişe benziyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Lefkoşa’da Akıncı’nın ofisinde yapılan görüşmeden beri Akıncı ile Çavuşoğlu’nun arasının açık olduğu anlaşılıyor. Nitekim bu görüşmeden sonra Akıncı masaya konfederasyon önerisi koyamayacağını söylediği gibi, Nikos Anastasiadis’i Guterres Çerçevesinde müzakere etmeye davet etti.

İlginçtir, Çavuşoğlu Akıncı’nın federal devlet konusunda ısrar etmesine tepki gösterirken, Nikos Anastasiadis’i referans gösteriyor ve Anastasiadis’in iki devletli çözüme açık olduğunu ima ediyor. Anastasiadis’in bu görüşü kendisine ilk defa Crans Montana’da söylediğini ileri süren Çavuşoğlu, Akıncı’nın federasyon ısrarına anlam veremiyor ve Akıncı’yı Anastasiadis’in bile kabul ettiği bir çözüme karşı çıkmakla suçluyor.

Nikos Anastasiadis’in Çavuşoğlu’na neler söylediğini bilmiyoruz ama şurası gerçektir ki, sular iyice bulanıklaştı. Anastasiadis, Akıncı’nın Guterres Çerçevesinde görüşme davetine net bir yanıt vermezken, Çavuşoğlu’nun “başka çözüm modelleri konuşmalıyız” dediği bir dönemde “adem-i merkeziyetçi federasyon” tezini ortaya attı ve kafaları iyice karıştırdı. Üstelik de “adem-i merkeziyetçi federasyondan” neyi anladığını anlatmıyor...

Mustafa Akıncı, geçtiğimiz günlerde CNNTÜRK televizyonuna ve internet gazetesi Habertürk’e verdiği mülakatlarda hem Çavuşoğlu’na cevap verdi, hem de Anastasiadis’in tutumuna dair açıklamalarda bulundu. Anastasiadis’in kendisine federal çözüme bağlı olduğunu söylediğini aktardı ve Anastasiadis’in Çavuşoğlu’na başka, Akıncı’ya başka şeyler söylediğini ima etti. Ayrıca Anastasiadis’in “adem-i merkeziyetçi federasyon” teziyle Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini ve federal kurumlara etkin katılımını ortadan kaldırmak istediğini belirtti. Akıncı’ya göre, Anastasiadis, Kıbrıs Türk oluşturucu devletine daha fazla yetkiler vererek, Kıbrıslı Türklerin federal hükümete etkin katılımını, yani bir olumlu oy modelini ortadan kaldırmak istiyor ve üstü kapalı olarak Çavuşoğlu’na soruyor: Kıbrıslı Türklerin federal devlette eşitliğini kabul etmeyen Anastasiadis iki devletli konfederasyonu nasıl kabul edecek?

Nikos Anastasiadis’in tam olarak ne istediğini bilmiyoruz. Fakat Kıbrıslı Türklerin federal kurumlara etkin katılımı ile devletin işlerliğini ters orantılı olarak gördüğü aşikardır. Bu da yıllardır konuştuğumuz federal devlet fikrine artık kuşkuyla yaklaştığını gösteriyor.

Çavuşoğlu’na gelince. Politis gazetesine verdiği mülakatta federasyon, konfederasyon veya iki-devleti çözüm modellerinden bahsetti ve bunların hepsine açık olduğunu söyledi. Birbiriyle bu kadar farklı çözüm modellerine aynı anda nasıl açık olunur, anlamakta güçlük çekiyorum.

Belli ki, Anastasiadis ve Çavuşoğlu’nun tutumları net değil. Bu yüzden olsa gerek, Antonio Guterres ısrarla tarafların “terms of reference” konusunda anlaşmalarını istiyor. Yani, tarafların hangi amaçla müzakere edeceklerini, nereye, nasıl varmak istediklerini açıklığa kavuşturmalarını talep ediyor. Aksi halde müzakerelerin başlamayacağını söylüyor. BMGS geçici Özel Temsilcisi Jane Holl Lute bu konuda yıl sonuna kadar yol kat edilmesini istiyor.

Fakat bu kadar kafa karışıklığının ve gizli hesabın yapıldığı bir ortamda bu mümkün mü belli değil. Açıkçası ne istediğini bilen ve gerçekçi tavır sergileyen iki aktör var: Mustafa Akıncı ve AKEL.

Karşılarında ise kafa karıştıran ve ne istedikleri konusunda net tavır almayan Mevlüt Çavuşoğlu ile Nikos Anastasiadis var!

Umarız, Jane Holl Lute’un girişimleri bütün aktörleri aynı hizaya getirir. Aksi halde, Kıbrıs insanları statükonun yarattığı belirsizlik yükünün bütün ağırlığını yaşamaya devam edecek ve adamız haritalandırılmamış sularda çalkalanıp duracak...  

 

Bu yazı toplam 3980 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar