1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Yüz yüze eğitimi herkes istiyor ama…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Yüz yüze eğitimi herkes istiyor ama…

A+A-

Bugün herhalde büyük bir ihtimalle öğretmen ve 12. sınıf öğrencilerin çoğu okullara gitmemiştir…

Hükümet, “Sağlık Üst Kurulu’nun da tavsiyelerine uyarak” diyerek bugün için 12. sınıfların yüz yüze eğitime başlayacağını duyurmuştu ama Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası online eğitimin süreceğini, ilgili öğretmenlerin aşılanmadan yüz yüze eğitime başlanmayacağını söylemişti.

Bu tartışma sürerken Tabipler Birliği’nden de bir açıklama geldi ve yüz yüze eğitimin başlaması gerektiği açıklandı.

Tabii ki bu tartışmanın olduğu bir sırada böyle bir açıklamanın gelmesi zamanlama açısından uygun olmadı gibi görülebilir ancak açıklama okunduğunda 29 Mart’ta yüz yüze eğitim başlamalı gibi bir talebin olmadığı da görülebilir.

Tabipler Birliği’nin açıklamasında; “Çocuklar, öğretmenler ve okul çalışanlarının gerekli eğitimler yapılarak, alt yapı ve olanaklar hazırlanarak maske, mesafe ve hijyen kurallarına tam uymaları şartı ile okullar açılmalıdır” denmektedir.

Bu cümleden de görüldüğü gibi “gerekli eğitimler verilerek, alt yapı ve olanaklar hazırlanarak” gibi uyarılar var.

Yani hemen bugün (29 Mart) için okullar açılmalı gibi bir talep yok Birliğin açıklamasında…

Ama evet, dünyada birçok yerde okulların yüz yüze eğitime devam ettikleri biliniyor… Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF gibi örgütler okulların gerekli tedbirler alınarak açılmasını istemektedir.

Bize de bakıldığında öğretmen ve sendikaları da yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğini söylemekte ama öğretmen ve çalışanların aşılanmasını istemektedir. Bunda haklı bir talep var.

Çocuklarda virüsün çok etkili olmadığı, çocukları hasta etmediği söyleniyor ama bu hep böyledir diye bir anlam da çıkmamalı diye düşünüyorum.

Çevremizde de görebildiğimiz gibi içinde çocukların da olduğu ailelerin hep birlikte pozitif vaka teşhisiyle karantinaya girdikleri bilinmektedir. Çocukların bir de hasta olma yüzdeleri düşük olsa bile bulaştırıcı etkisinin yaygın olduğu da gerçektir.

Böyle bir durumda öğretmen ve okul çalışanlarının aşılı olmaması durumunda hasta olmaları ve istenmeyen sonuçların da yaşanması olasıdır.

Yine Tabipler Birliği’nin açıklamasında olduğu gibi hiç olmazsa öğretmen ve okul çalışanları arasında kronik hastalıkları olan ve yüksek risk grubunda olanların aşılanması önemlidir.

***

Yine açıklamadan bir bölüm;

“Öğretmenlerin otizm, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü gibi özel eğitim gerektiren özellikli çocuklarımızın fark edilmesinde gösterdiği katkı da ortadan kalktığı için, bu gibi çocuklarımızın tanınıp gerekli yönlendirmenin erkenden yapılması fırsatını da yitirmekteyiz. Ayrıca çocuk istismarı veya ev içi şiddet vakalarının öğretmenler tarafından erkenden tanınıp önlemlerin alınması olasılığı da ortadan kalkmıştır. Pandemi nedeniyle gerek sokağa çıkma yasakları gerekse de okulların kapanmasının sonucunda çocukların spor ve aktivite yapma olasılıkları ortadan kalkmış, obezite artmıştır.”

Hani Sağlık Bakanı “Öğretmenler para getirmiyor” dedi ya!.. Eğitim-öğretimin yanında işte bu önemli bulguları okullarda öğretmenler saptıyor, hem fiziksel, hem ruhsal anlamda daha sağlıklı bir toplum oluşmasında çok önemli bir rol oynuyorlar. Öğretmenin bu rolüne Sağlık Bakanı nasıl bir ‘değer’ biçer bilemem ama öğretmen eşimden birebir gördüğüm için bu toplumsal hizmete herhangi bir değer biçilemeyeceğini söylemek çok mümkün.

***

Ve evet, online eğitim gerekli eğitimi veremiyor… Yüz yüze eğitimin verdiği olanağı verememesinin yanında bu eğitimi alabilecek olanaklar KKTC devletinde olamadığı gibi, devlette olsa bile halkımızda yok.

Çoğu evde bilgisayar yok, tablet yok. Bu olsa bile internet yok. Çoğu zaman öğretmenin verdiği eğitim veya ödevler annenin/babanın cep telefonuna gönderiliyor… Öğrenci de cep telefonu yardımıyla ders ve ödev yapmaya çalışıyor.

Ve yine evet, (genelleme yapmak belki yanlış olur) öğretmen de yüz yüze eğitimin başlamasını istemektedir ancak pandeminin başından beri söylendiği gibi “önce sağlık.”

Seyreltilmiş olsa da, sınıflarda çocuklar dönüşümlü otursalar da ders araları var, kantin var… Bu saatlerde çocukların maske, mesafe, hijyen kurallarına uymaları ne kadar sağlanabilir!.. Bunların önlemleri nasıl alınabilir! Bu konuda bir hazırlık var mı!

İşte tüm bunlar için, alt yapı için, gerekli eğitim için ve en azından risk grubundakileri aşılamak için belli bir zamana ihtiyaç var.

Bu konularda Hükümetin, Sağlık Bakanlığı’nın, Eğitim Bakanlığı’nın herhangi bir hazırlık yaptığını duymadık, görmedik.

***

Keşke diyorum Tabipler Birliği de bu açıklamasını daha önce yapsa, eğitimle ilgili önemli konulara daha önce dikkat çekse ve zamanlama açısından hükümet ile sendikalar arasındaki tartışmada taraf olarak görülme durumunu yaşatmasaydı…

 


 

‘Bir Zamanlar Kıbrıs’

1 Nisan’da dizinin galası yapılacakmış. 400 kişi katılacakmış. Türkiye’den de davetliler gelecekmiş.

Ne galası?

Hani “Bir Zamanlar Kıbrıs” diye bir dizi çekiliyor ya pandemi şartlarında… Kıbrıs’ta, köylerde, şehir içinde, mahalle aralarında… Ne kadar pandemi kurallarına uyuluyor bilemiyorum…

Aslında dizinin/dizilerin çekilmesine karşı değilim, sağlığımızı ve çalışanların sağlığını tehlikeye atmayacak koşullar sağlanmışsa…. Bir senedir normalden çıkan hayatımıza biraz olsun normalliği hatırlattığı için psikolojik bir rahatlama getirebiliyor diziler… Akşamları bayıla bayıla! seyrediyoruz dizileri…

Tepki gösterilmesi gereken tabii ki 400 kişilik yapılması düşünülen gala… Siz, normal olarak yasaklar getireceksiniz, sinemaları, düğün salonlarını kapayacaksınız, 10 kişiden fazla kişinin bir araya gelmesini yasaklayacaksınız ama TRT yapımı, TC destekli, Lefkoşa TC Elçiliği koordinesindeki dizi için 400 kişilik gala düzenleyeceksiniz… DAÜ’de, Mağusa Belediyesi işbirliğinde… Belki birileri “yapacaksınız” dediği için… Dolayısıyla böyle bir kalabalık için, emir yüksek yerden geldiği için! polis de görevini yapmayacak, hatta görevi o kalabalığın korunmasını sağlamak olacaktır.

Üstelik de bu dizinin Kıbrıs gerçeklerine ne kadar uyacağını bilemeden… Hoş, TC destekli, TRT yapımı, atama hükümetimizin bile gündemindeki diziden ne kadar Kıbrıs gerçeği beklenebilir ki!

1 Nisan gecesi yayına başlayacakmış.

Sinirlerimi daha da germeme gerek olmadığından ben izlemeyeceğim. Sinirlerini bozmaktan keyif alanlar izleyebilir tabii…

     

  

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1121 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar