1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Suçlu’ yetiştirmenin 8 yolu
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Suçlu’ yetiştirmenin 8 yolu

A+A-

“Bir çocuğu geleceğin suçlusu yetiştirmenin 8 yolu”nu yazmıştı Üstün Dökmen...
Daha önce de okumuştum.
Paylaşmak istedim.
Çünkü, hepimiz içten içte, katkı koyuyoruz bu sürece...

***
1) Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla !
Ki, herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın...
2) Fena sözler söylediğinde gül !
... Ki, kendisinin akıllı olduğuna inansın...
3) Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın !
Bırak, onsekizine gelince kendisi karar versin...
4) Yerde bıraktığı her şeyi kaldır:kitaplarını, giysilerini, pabuçlarını...Onun için her şeyi sen yap !
Ki, sorumlulukları hep başkalarına yüklesin...
5) Onun önünde sık sık kavga et !
Ki, bir gün aile parçalanırsa pek de şaşırmasın...
6) Ona istediği kadar harçlık vermekten kaçınma !
Asla kendi parasını kazanmanın
ne demek olduğunu öğrenmesin...
7) Yiyecekmiş, içecekmiş, konformuş, tüm arzularını yerine getir !
Ki, istediklerini her zaman elde etmeye
Şartlansın...
8) Komşulara, öğretmenlere, polise, vs. karşı hep onun tarafında ol !
Ki, hepsine karşı ön yargılarla davransın...

***
Şimdi madde madde yeniden okuyunuz ve işaretleyiniz, “Ben bunu yapıyorum” diye...
Eyvah da ne eyvah halimiz (!)

 

-----------------

Kuyruk yağı

Sevgili Oya (Gürel) haklı olarak “tıp camiası”na veryansın ediyor, “kime güveneceğiz, kimin sözüne inanacağız” diye...
En son Türkiye’de yapılan bir sunumda, profesör doktorlardan biri “kuyruk yağı”nın aslında sağlıklı olduğunu söylemiş...
Hem de Amerikan Gıda ve İlaç Teşkilatı’nın araştırmasına atıfta bulunarak.
Gençliğinde kuyruk yağı tüketen insanlarda, yaşlılık döneminde daha az eklem rahatsızlığı oluyormuş...
Ve aslında kuyruk yağı “sağlıklı yağlar” listesindeymiş...
Hade şimdi ‘kuyruk yağlı’ şiş kebabına !..

---------------

 

MİSAFİR !..

Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Çocuk,  “İsterseniz ayran getireyim” der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim, diye ısrar eder.
-Zahmet olur yavrum, der adam.
- “Sorun değil” der çocuk, “Zaten ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik”
Adam elindeki çanağı hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
“-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!”

------------

Hafta sonu notları

OYUN YAKIŞMADI.. Mağusa’daki yeni kültür- kongre merkezine ilk kez gittim, çok etkilendim... Hem DAÜ, hem Mağusa Belediyesi’ni, hem de bu projeye kaynak yaratan
• TC  Büyükelçiliği’ni kutlamak gerek.

• Salon güzeldi ama tercih edilen Nilgün Belgün’ün tek kişilik gösterisi, fazlaca ‘zorlama’ esprililerle dolu...

• Şunu fark ettim ki, kadın, ‘güya’ Rum aksanı ile ‘s.k’ dedikçe milllet gülüyor!.. Erkek organının nesi komik geliyor, anlamadım ?!

Kıbrıs Tiyatro Festivali için de mutlaka düşünülmeli... Mağusa’daki yeni Kültür Kongre Merkezi ve olağanüstü salonunu gördükten sonra Yaşar Ersoy’a bir not... Kıbrıs Tiyatro Festivali kapsamında, birkaç oyun da bu salonda oynanmalı, mutlaka... Yakışır yani...

Bu yazı toplam 3272 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar